DEM Partili Tuncer Bakırhan'dan muhalefete tepki

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, tahliyelere yönelik eleştiriler üzerinden muhalefeti hedef aldı: "3 gün içeride kalsa itirafçı olacak kişiler, 33 yıl cezaevinde kalanlara laf ediyor."
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Ankara'da düzenlenen “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” programında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Muhalefetin cezaevinden tahliye edilenlere yönelik eleştirilerine tepki gösteren Bakırhan, barış karşıtı söylemleri sert sözlerle hedef aldı.
“3 Gün İçeride Kalsa İtirafçı Olacaklar, 33 Yıl Yatanlara Düşman”
Tuncer Bakırhan, Ankara’da TMMOB Makine Mühendisleri Odası Kongre Merkezi’nde yapılan programda yaptığı konuşmada, muhalefetin bazı kesimlerinin tahliyelere yönelik yaklaşımını sert ifadelerle eleştirdi:
“33 yıldır cezaevinde yatan insanlar neden bırakılıyor diyenler var. Yahu bu ceza adaletsiz bir hukuk sistemi tarafından verilmiş. 3 ayda tarumar olanlar bunu söylüyor. 3 gün içeride kalsa itirafçı olacak, salya sümük ağlayacak, ‘beni kurtarın’ diyecek olanlar; 33 yıl yatan insanlara laf ediyor. Anlamakta zorlanıyoruz.”
“Barışa Karşı Çıkmak Utanç Verici”
Bakırhan, barışa karşı çıkan tüm çevreleri eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada en utanç verici şey nedir derseniz, barışa karşı çıkmaktır. Barış sanki sadece Kürtlerin işiymiş gibi bir algı yaratılıyor. Halbuki barış, toplumun her kesiminin meselesidir. Savaşın sesiyle mutlu olan bir kesim var. Barışın insanları niye mutsuz ettiğini anlamakta zorlanıyoruz.”
“Muhalif Medyanın Konumu da Sorunlu”
DEM Parti lideri, yalnızca iktidar değil, muhalif medya ve siyasetçilerin de eleştirilmesi gerektiğini vurguladı:
“Muhalefet olarak tanımlanan çevrelerin de tahliyelere tepki göstermesi düşündürücü. Medyanın bir kısmı ülke bölünüyor gibi başlıklar atıyor, 3 sayfalık metinden iki kelime cımbızlayarak algı yaratıyor. Muhalif medyanın durduğu yer bu olmamalıydı. İktidar medyası zaten savaş seviciliği yapıyor, onların dili hiç değişmedi.”
“Barış Toplumun Ortak Talebidir”
Sürecin yalnızca siyasetçilerle değil, halkla birlikte yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Bakırhan, sivil toplumu göreve çağırdı:
“Bu sadece Kürt sorununun konuşulduğu bir süreç değil. Sivil toplum, emekçiler, halkın tüm kesimleri bu sürecin içinde yer almalı. 2 bine yakın toplantıyla 10 binlerce insanla bir araya geldik. Eleştirileriniz varsa yüz yüze konuşabiliriz. Bu zeminin değeri büyük.”