Davutoğlu: Liyakatsiz 28 Şubat ve artığı iktidardan korkmayın!

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, tek aday olarak girdiği partisinin 1. Olağan Kongresi'nde yeniden Genel Başkan seçildi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, tek aday olarak girdiği partisinin 1. Olağan Kongresi'nde yeniden Genel Başkan seçildi.
Davutoğlu eski partisi AKP'ye "15 Temmuz direnişini şahsi iktidarlarını pekiştirmek üzere kullanmışlardır" eleştirisini yöneltti.
Gelecek Partisi'nin 1. Olağan Kongresi, Altınpark Anfa Salonu'nda yapıldı. "Gelecek sensin, gelecek Türkiye'nin" sloganı ile toplanan kongrede, salon ve kürsünün yan taraflarında çeşitli toplum kesimlerinin sorunlarının çözümü için "buradayız" yazılı afişler yer aldı.
Salonda ayrıca Şanlıurfa örgütü, "İsottan vazgeçeriz, senden vazgeçmeyiz Ahmet Hocam" yazılı pankart açtı.
Ayrıca kürsünün iki yanında İzmir depremi nedeniyle yasta olunduğunun vurgulandığı siyah kurdele ile "#İzmir" yazısı yer aldı. Salonda, "İzmir depremi" nedeniyle program değişikliği yapıldığı duyuruldu.
Salona eşi Sare Davutoğlu ile birlikte giriş yapan Davutoğlu'nu, Türk ve parti bayraklarını sallayan delege ve partililer karşıladı, zaman zaman "gelecek gelecek, huzur güven gelecek" sloganları atıldı.
İktidara '28 Şubat artığı' eleştirisi
BBC Türkçe’nin haberine göre Ahmet Davutoğlu kongre konuşmasına, İzmir depreminde yaşamını yitirenleri anarak başlarken, yaralananlara da acil şifa dileğinde bulundu.Türkiye'yi tabulardan, korkulardan, yasaklar, yoksulluktan, yolsuzluktan kurtarmak için 12 Aralık 2019'da Gelecek Partisi'ni kurduklarını belirten Ahmet Davutoğlu, "Bu liyakatsiz, ciddiyetsiz, 28 Şubat ve eski Türkiye artığı iktidardan korkmayın…Artık korkan tek bir kesim var. İktidar korkuyor" görüşünü dile getirdi.
Sistem eleştirisi: 'Demokrasisiz cumhuriyet'
Ahmet Davutoğlu, geçen perşembe günü cumhuriyetin kuruluşunun 97 yılının kutlandığını da anımsatarak, 2018'den bu yana uygulanan "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin cumhuriyet ruhuna uygun olmadığını vurguladı:
"Daha düne kadar beraber olduğu dava arkadaşlarının farklı fikirlerine bile tahammül edemeyen ve her türlü hakaret ve iftira dili ile mukabelede bulunan yaklaşım sahipleri cumhurbaşkanlığı makamının birleştirici kudretini hayata geçirebilirler mi? Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile demokrasinin özünü teşkil eden kuvvetler ayrılığı ilkesini yok ederek yürütmeyi, yasamayı ve yargıyı tek bir otoritenin elinde toplamak, benzerleri bugün çevremizdeki bir çok ülkede görülen demokrasisiz bir Cumhuriyet anlayışı değil midir?"
Ahmet Davutoğlu, bugün dünya ve Avrupa için en büyük tehlikenin "koronavirüs değil, cahil ve popülist liderlerin yaydığı otokratik kültür virüsü" olduğunu ifade etti.
Partisinin siyasi kimliği ve felsefesini "kapsayıcı ve özgürlükçü demokrasi" olarak ifade eden Davutoğlu, siyasal düzen ve devlet mimarisinin de bu esaslar üzerinden yapılandırılması gerektiğine inandıklarını kaydetti.
'15 Temmuz'u şahsi iktidarları için kullandılar'
Türkiye'nin tarihi boyunca zorlu süreçler ve darbelerden geçtiğini anımsatan Davutoğlu, son olarak 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı halkın direnişi ile kazanılan zaferin ise iktidar sahipleri tarafından değerlendirilemediğini belirtti.
Davutoğlu, "İktidar sahipleri son dört yıl içinde demokrasiyi, özgürlükçü bir perspektif ile kurumsallaştırmak yerine 15 Temmuz direnişini şahsi iktidarlarını pekiştirmek üzere kullanmışlardır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi esasen bu iktidar pekiştirme çabasının ürünüdür" görüşünü dile getirdi.
'En büyük kriz, paralel evrende yaşayan iktidar'
Son iki yıldır uygulanan cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin "acılı ve sancılı bir test dönemi" geçirdiğini ve bugün Türkiye'nin 3 büyük krizle karşı karşıya olduğunu kaydeden Davutoğlu, bunun ilkinin ekonomik, İkincisinin de siyasi kriz olduğuna dikkat çekti:
"Bu iki krizin, yani ekonomik ve siyasi krizin yanında baş etmemiz gereken bir üçüncü krizimiz daha var. Bugün Türkiye'nin en büyük krizi, yönetme kabiliyetini, karar alma iradesini kaybetmiş ve paralel bir evrende yaşayan bu iktidardır."
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi var oldukça, bu iktidarın ülkeyi yönetmesinin mümkün olmadığını savunan Davutoğlu, uygulanan sistemin, "liyakatsizliği, keyfiliği, yozlaşmayı" kurumsal hale getirdiğini kaydetti.