Davutoğlu'ndan HDP'ye yönelik operasyona tepki: Amaçları siyasete göz dağı vermek
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6 yıl önce yaşanan Kobani olayları gerekçesiyle HDP’ye yapılan operasyona sert tepki gösterdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 6 yıl önce yaşanan Kobani olayları gerekçesiyle HDP’ye yapılan operasyona sert tepki gösterdi.
Seçim dönemi kırmızı listeyle aranan terörist Osman Öcalan’ın devlet televizyonlarına çıkarıldığını anımsatan Davutoğlu, “Onların meselesi terörle ilişkili olanları çağırmak değil, göz dağı vermek, siyasete göz dağı vermek” dedi. Davutoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Bu iktidar yönetme kabiliyetini kaybetmiştir. Tıpkı 1990’larda olduğu gibi yönetemedikçe iradesini bürokrasiye çıkar gruplarına darbeci artıklarına yargı ve güvenlik vesayetini teslim edenler gibi bunlar da yeni bir vesayet sistemi kuruyorlar. Vesayeti kaldıracağız dediler ama en büyük vesayeti bugün kendileri kurdular. Millet sizi oylarıyla ülkeyi yönetin, diye seçti. Siz ülkemizi bir garnizona milletimizi de sessiz yığınlara çevirebileceğinizi mi zannediyorsunuz? Bunlar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına itiraz ettikleri gibi tüm hakimlerle gerektiğinde kavga etmeyi de göze alıyorlar.
‘’Sevdikleri hakimler var sevmedikleri var. Sözlerini dinleyen dediklerini harfiyen uygulayan 'içeri at' dediklerini atan, 'bırak' dediklerini bırakan hakim ve savcılardan son derece memnunlar. Siyasetin oynaması gereken rolü savcılar ve hakimler oynamaya başlarlarsa bu ülkede artık hukuk devleti yok demektir. Bir vesayet rejimi var demektir. Savcılar ve hakimler düzeni var demektir. Hukuk devletinin tamamen yok olduğu bir ortamda savcılar ve hakimler adalet değil, daha fazla toplumsal çatışma huzursuzluk ve hepsinden önemlisi demokratik siyasetin yok edilmesine sebep olacak sonuçlar doğururlar. Çünkü artık hukuk devletinin kurallarına göre hareket etmezler. Adalet arayışıyla hareket etmezler. Talimata bakarlar ve talimatla aldıkları kararla da her gün yeni bir hukuk cinayetine yol açarlar.
‘’Bir yanda sırf seçim kazanmak için devletin aradığı Osman Öcalan'ı, devletin televizyonlarına çıkaracaksın. İmralı’dan mektup getireceksin, diğer yanda senin gözünün önünde duran belediye başkanını, siyasileri terör suçlamasıyla hapse atacaksın. Eğer gerçekten böyle bir suçlama varsa, yarın o hakimler o savcılar bağımsız vicdanlarıyla Osman Öcalan’ı, bir teröristi devlet televizyonuna çıkaranlar hakkında da aynı girişimi yapmak durumundadırlar. Ama onların meselesi terörle ilişkili olanları çağırmak değil, göz dağı vermek, siyasete göz dağı vermek, özgür düşünceye göz dağı vermek...”