Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarihi mısır ziyareti: Bölgesel işbirliğinde yeni sayfa
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, uzmanlara göre "dönüm noktası" ve "yeni bir bölgesel düzenin başlangıcı" olabilecek bir adım olarak, 12 yıl sonra ilk kez Mısır'a yapacağı ziyaret büyük önem taşıyor.
Al-Ain News'e konuşan uzmanlar, bu ziyaretin, uzun yıllardır devam eden iki ülke arasındaki yabancılaşmanın son bulmasının zirve noktasını temsil ettiğini ve "iki ülke arasındaki stratejik ittifakta yeni bir aşamanın başlangıcı" olduğunu düşünüyorlar. Aynı zamanda, ziyaretin şiddetli Gazze krizinin ortasında gerçekleşmesinin, Kahire ve Ankara'nın yeni bir bölgesel düzenin temel taşları olabileceğini gösteren daha geniş bir işbirliğine yönelik Mısır-Türk arzusunu tetiklediğine inanılıyor.
Cumhurbaşkanlığı, iki gün önce Erdoğan'ın Kahire'de ikili ilişkileri geliştirmek ve üst düzey ikili işbirliği mekanizmalarını canlandırmak için atılabilecek adımları görüşeceğini duyurdu. Ziyarette, ayrıca güncel küresel ve bölgesel konuların, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşının tartışılacağı belirtildi.
Türk yazar ve siyaset araştırmacısı Dr. Taha Odeoğlu, ziyareti "tarihi" olarak nitelendirdi ve iki ülke arasındaki stratejik ittifakta yeni bir aşamanın başlangıcını oluşturduğunu söyledi.
Odeoğlu, ziyaretin siyasi dosyalara ilişkin Türk-Mısır çalışmaları ve ittifakı için bir giriş ve temel yapı taşı oluşturduğunu belirtti.
Odeoğlu, "Ziyaretin temel amacının, iki ülke arasındaki pozisyonları uyumlu hale getirmek ve özellikle bölgedeki karmaşık ve çetrefilli konularla birlikte çalışmak, özellikle de mevcut durum ışığında karşılaşılan zorluklarla başa çıkmak olduğunu" ifade etti,
özellikle Gazze Şeridi'ndeki durumu vurguladı. Ticaret alışverişini geliştirmeye çalışarak ziyaret sırasında ekonomik yönün güçlü bir şekilde mevcut olacağına dikkat çekti.
Aynı zamanda, Türkiye ile Mısır arasındaki rekabet halindeki dosyalar, özellikle de Filistin dosyası ve şu anda uluslararası ve Arap sahnesinde güçlü bir şekilde yer alan Gazze Şeridi'ndeki savaş ışığında, politikanın önemli ölçüde ilerleyebileceğini açıkladı. "İki ülke için önemli diğer konular da var; Suriye, Irak ve özellikle Libya dosyası gibi çok önemli bir konu. Libya içindeki farklılıkların ve yaklaşan Libya seçimlerine hazırlanmak için Libya bileşenleriyle koordinasyonun da bulunduğu bu konularda işbirliği yapılacak." dedi.
"Libya dosyasındaki Türkiye-Mısır yakınlaşmasının özellikleri, Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın son dönemdeki açıklamaları ile daha belirgin hale gelmiş görünüyordu.Bu açıklamalar, birçok çevrede Libya'daki çatışmanın sona erdirilmesi konusunda umut yarattı.” değerlendirmesinde bulundu.
"Şirketlerimiz Doğu Libya'da yeniden çalışmaya başladı ve aynı zamanda ister Mısır, ister Birleşik Arap Emirlikleri, ister diğer bölgesel dostlarımızla, Libya'nın doğusunda yapıcı bir rol oynamak için çabalarımızı sürdürüyoruz." diye belirtti.
Türk araştırmacı, İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden saldırganlığının ışığında, Türk ve Mısırlıların geçmişteki farklılıkları çözme, tartışmalı konuları bir kenara bırakma ve kendilerini bölgedeki hayati ve önemli meseleler üzerinde çalışmaya ve koordine etmeye adama yönünde bir arzunun varlığını doğruladı.
Ankara'nın öncelikle Gazze'de ateşkesin gerekliliği ve Filistinlilerin yerlerinden edilmesinin önlenmesiyle ilgili olarak Mısır ve Arap tavanının altına girmesi nedeniyle iki ülke arasında görüş benzerliği bulunduğunu ve Mısır'ın attığı adımlara büyük destek bulunduğunu belirtti. Başka bir konuya ilişkin Türk analist, Ankara'nın Mısır'a savaş İHA sağlama açıklamasının, "büyük bir güveni açıkça yansıtan önemli bir adım" olduğunu değerlendirdi.
"Bundan sonraki aşamanın başlığının iki ülke arasında savunma ve savunma sanayii alanında iş birliği olduğunu söyleyebiliriz." diye ekledi. Türk Dışişleri Bakanı geçtiğimiz günlerde ülkesinin Kahire'ye savaş uçakları sağlama konusunda anlaşmaya vardığını duyurdu.
İLİŞKİLERDE YENİ BİR BOYUT
Kahire merkezli Al-Ahram Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nde Türkiye işleri uzmanı olan Dr. Bashir Abdel Fattah, Al-Ain News'e yaptığı açıklamada, “savaş İHA anlaşması Türkiye-Mısır ilişkilerinin gelişmesine büyük katkı sağlayacak, Çünkü bu ilişkilere yeni askeri bir boyutu kazandıracak.” dedi.
Mısır ile Türkiye arasında 2008 yılına dayanan bir askeri işbirliği anlaşması bulunduğunu, 2009'da periyodik olarak askeri tatbikatların başladığını, ancak 2013'te ilişkilerin dondurulmasıyla durdurulduğunu belirtti.
Abdel Fattah, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Kahire ziyaretinin iki ülke arasındaki normalleşme ve aralarındaki buzların erimesi treninin en önemli durağı olduğunu vurguladı. Ziyarette, askeri iş birliği de dahil olmak üzere ikili ilişkilerin her düzeyde geliştirilmesi, ekonomik iş birliğinin geliştirilmesi, Doğu Akdeniz, Libya, Sudan, Suriye, Irak gibi tüm tartışmalı konuların çözümüne yönelik görüşmelerin gerçekleştirileceğini belirtti.
Ziyaretin, Gazze krizi ve bunun bölge üzerindeki büyük yansımaları göz önüne alındığında çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini dile getirdi.
Mısırlı analist, "ziyaretin Gazze kriziyle çakışmasının, Kahire ve Ankara'nın temel taşı olduğu yeni bir bölgesel sistem kurmak için Mısır-Türkiye arasındaki bölgesel işbirliğini genişletme arzusunu tetiklediğini" belirtti. "İki ülke, bölgenin geleceğinin şekillendirilmesine ve bölge dışında tasarlanan yeni bir Orta Doğu'nun formüle edilmesine katkıda bulunabilir."
DÖNÜM NOKTASI
Türk siyaset araştırmacısı Firas Radwan, Al-Ain News'e yaptığı açıklamada, "Ziyaret 2024 yılının ana haberi ve manşeti olacak; büyük olumlu yansımalarıyla ilişkilerde bir dönüm noktası olacak" dedi.
Bu, sadece iki taraf arasındaki ilişkilerde değil, aynı zamanda bölgesel düzeyde de beklenen bir gelişmedir." diye ekledi. Yetkili, Türk cumhurbaşkanının Mısır'a yaptığı ziyaretin, iki taraf arasındaki olağanüstü farklılıkların bir çözümünü gösterdiğini ve iki ülke ve bölgedeki birçok dengeye olumlu yankıları ve etkileri olan işbirliğini geliştirmek için çalıştığını da sözlerine ekledi.
Ziyaretin, ister Gazze savaşının yansımaları ve zorla yerinden edilme girişimleri olsun, ister Sudan'da olup bitenler ve Libya'daki istikrarsız durum olsun, bölgede huzursuzluklarla dolu ciddi zorlukların olduğu bir dönemde gerçekleştiğini belirtti.
Bir Türk cumhurbaşkanının Mısır'a son ziyareti eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Şubat 2013'te yaptığı, Erdoğan'ın ise başbakanlığı sırasında Kahire'ye son ziyaretinin Kasım 2012'de olduğu görüldü.
Ankara ile Kahire arasındaki normal diplomatik duruma dönme hızı, Mısır cumhurbaşkanı ve Türk mevkidaşının Kasım 2022'de Doha'da düzenlenen FIFA Dünya Kupası finallerinde el sıkışmasının ardından hızlandı.
Cumhurbaşkanı El Sisi, geçtiğimiz Şubat ayında yaşanan depremin ardından Türk mevkidaşı ile de telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Mısır'ın bu acı olayda Türkiye ile dayanışmasını dile getirdi.
Depremin ardından iki ülkenin Dışişleri Bakanı Sameh Şükrü ve ardından Mevlüt Çavuşoğlu'nun karşılıklı ziyaretleri ve Mısır'ın yardım göndermeyi de içeren Türkiye ile dayanışması, yakınlaşma sürecinin ileriye taşınmasında büyük rol oynadı.
Geçtiğimiz Temmuz ayında iki ülke, büyükelçilerini Kahire ve Ankara'ya iade etme kararı almış ve El Sisi ile Erdoğan arasında Gazze'deki mevcut savaş hakkında telefon görüşmeleri yapılmıştı.