Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda konuştu: Tema isabetli
Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Küresel siyasetin kaotik durumuna göz attığımızda, Forumun temasının ne kadar isabetli seçildiği anlaşılacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu'nda açıklamalarda bulundu.
Sözlerine 6 Şubat 2023’te yaşanan depremler nedeniyle Forumun geçtiğimiz yıl iptal edildiğini hatırlatarak başlayan Erdoğan, “Ülkemizin 11 ilini ve 14 milyon vatandaşımızı etkileyen 53 binden fazla canımızı yitirdiğimiz deprem felaketinin yaralarını hızla sarıyoruz. Bu zorlu süreçte dost ve kardeş ülkelerden gördüğümüz maddi manevi desteği burada özellikle ifade etmek isterim. Dünyanın neresinde olursa olsun acımızı yürekten paylaşan dayanışma ve desteklerini esirgemeyen dostlarımıza bir kez daha ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Forumun temasının ‘Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak’ olduğunu belirten Erdoğan, “Turizmin başkenti Antalya'mız forum ile birlikte küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden biri haline geliyor. Bugünkü toplantımızın etkileyici katılım düzeyi bu tespitimizin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Üç gün boyunca, günümüz liderlerinden geleceğin liderlerine, iş insanlarından akademisyenlere yaklaşık 4 bin civarında katılımcı, burada aynı çatı altında biraraya gelecek. Yapılacak fikir teatilerinin ve tartışmaların bizleri doğruya, iyiye, adalete ve gerçekliğe bir adım daha yaklaştıracağına inanıyorum. Forumumuzun bu yılki temasını “Krizler Döneminde Diplomasiyi Öne Çıkarmak” olarak belirledik. Küresel siyasetin kaotik durumuna şöyle bir göz attığımızda, Forumun temasının ne kadar isabetli seçildiği anlaşılacaktır” ifadelerini kullandı.
Erdoğan şunları söyledi:
“KRİZLERİN YAŞANDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ”
“İnsanlık olarak gerçekten sancılı, sıkıntılı ve biteviye krizlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Sadece dış politikada değil; üretim, iletişim, yönetim, sanat, ticaret ve teknoloji gibi pek çok alanda ezberler bozuluyor. Gönül ister ki; bu değişim insanlığın güncel sorunlarına çözüm getirsin; açlığa, yoksulluğa, geri kalmışlığa çare olsun. Maalesef bu konuda ümitvar konuşamıyoruz.
Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor. Savaşlar, eskisinden çok daha kanlı ve yıkıcı geçiyor. Sömürgecilik, yeni yöntemlerle, ne yazık ki, devam ettiriliyor.
Karşı karşıya olduğumuz gerçeklik şudur: Refah, huzur, barış ve özgürlük asrı olmasını umduğumuz 21’inci yüzyıl; beklentilerin tam aksine giderek bir “buhranlar çağına” dönüşmektedir. Herkesin diline pelesenk ettiği “kural temelli uluslararası düzen”, anlamını ve ağırlığını kaybetmekte, bir slogandan öteye geçememektedir. Dayanışma, adalet ve güven gibi temel kavramlardan yoksun olan cari uluslararası sistem ise asgari mesuliyetlerini bile yerine getiremiyor.
Düzensiz göç meselesinde zaten 12 yıldır ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan ve terör örgütlerinin baskılarından kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya evsahipliği yapıyoruz. İnsanlığın yüzleştiği bir diğer önemli sorun olan iklim değişikliği konusunda da durum farklı değildir. Akdeniz çanağında olmamız hasebiyle iklim değişikliğinin menfi etkilerine her geçen yıl daha fazla maruz kalıyoruz. Bu listeyi daha da uzatmak mümkündür.
Türkiye’nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme veya görmezden gelme lüksü yoktur. Sorumluluk sahibi bir ülke olarak; doğru bildiklerimizi cesaretle söylemek, hem kendi insanımıza, hem de tüm insanlığa karşı görevimizdir. Hakikati konuşanların seslerinin kısıldığı günümüzde böyle bir misyonun zorluklarının şüphesiz farkındayız. Ama buna rağmen acı da olsa, birileri için rahatsız edici de olsa, gerçekleri dillendirmeye devam edeceğiz. Forum boyunca ortaya konacak fikirlerin, bizlere bu mücadelemizde katkı sunacağına inanıyorum.
“EKONOMİMİZİ ORTALAMA YÜZDE 5,5 BÜYÜTTÜK”
Ekonomide ülkemizi yılda ortalama yüzde 5,5 oranında büyüttük. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan, tam 5 kat artışla, 1 trilyon 118 milyar dolara yükselttik. Ülkemizi satın alma paritesine göre milli gelir sıralamasında dünyada 11’inci sıraya çıkarttık. İhracatı 36 milyar dolardan 256 milyar dolara, turizm gelirlerimizi 13 milyar dolardan yaklaşık 54,5 milyar dolara getirdik. En stratejik alanlardan biri olan savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 20’lerden bugünkü yüzde 80’ler seviyesine ulaştırdık. Silahlı-Silahsız İnsansız Hava Araçları teknolojisinde Türkiye’nin yazdığı başarı hikâyesi herkesin malumudur.
GAZZE AÇIKLAMASI
Gazze’de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir; bir soykırım girişimidir. Çünkü savaşın bile uyulması gereken bir ahlâkı, adabı ve hukuku vardır. Ana kucağındaki yavruları açlığa ve susuzluğa mahkûm eden; hastaneleri, kiliseleri, camileri, okulları, üniversiteleri, mülteci kamplarını, ambulansları bombalayan bir barbarlıktan bahsediyoruz.
“SORUMLULUK ALMAYA HAZIRIZ”
Uluslararası toplum, Filistin halkına olan borcunu, ancak Filistin devletinin kurulmasıyla ödeyebilir. Bunun için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti’nin teşekkülü şarttır. Bu maksatla, garantörlüğü de içerecek şekilde sorumluluk almaya hazır olduğumuzu belirttik. Gelecekte de Filistinli kardeşlerimize gereken desteği verecek, Gazze'nin yeniden toparlanmasına da elimizden gelen katkıyı sağlayacağız.
Dünya genelinde etkili olan olumsuzluklara rağmen, Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerliyoruz. Balkanları bölgesel sahiplenme ve işbirliği temelinde, barış, istikrar ve refahın hâkim olduğu bir coğrafya olarak görüyoruz. Kıbrıs Türk Halkı’nın müktesep hakları olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescili için çabalarımızı yoğunlaştırdık. Orta Asya’daki kardeşlerimizle ekonomiden enerjiye, eğitimden kültüre, ulaşımdan savunma sanayiine işbirliğimiz güçleniyor. Türk Devletleri Teşkilatımız aracılığıyla Türk Dünyası’nın birlikte daha güçlü kılınmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Karabağ’ın 30 yıllık işgalinin sona ermesiyle Ermenistan’la başlattığımız normalleşme sürecini, Azerbaycan’la yakın eşgüdüm içerisinde yürütmeye devam edeceğiz.
Köklü bağlarımızın olduğu Afrika kıtasıyla ve Latin Amerika ülkeleriyle işbirliğimizi karşılıklı saygı temelinde inşallah daha da ilerleteceğiz. “Dünya beşten büyüktür” ve “Daha adil bir dünya mümkün” şiarlarıyla çalışmaktan geri durmayacağız”