COVID-19 krizinin ardından dünya ekonomisi: Atılım ve iyileşme yolunda
COVID-19'un sebep olduğu devasa ekonomik krizin izleri, dört yıl süren mücadeleden sonra ancak siliniyor. Dünya ekonomisi, tarihin en büyük çalkantılarından birini geride bırakmaya hazırlanıyor.
Uluslararası toplum, 2019'da ortaya çıkan ve dünya çapında etkileri hâlâ devam eden COVID-19 salgınıyla mücadele etmeye çalıştı. Vuhan'daki ilk vakadan sonra hızla yayılan salgın, ülkeleri sınırlarını kapatmaya ve çeşitli kısıtlamaları hayata geçirmeye zorladı.
2020'nin başlarında alınan tedbirlerle dünya ekonomisi büyük bir daralma yaşadı. Sağlık, gıda, tarım, ve ulaşım gibi kritik sektörler dışında birçok ekonomik faaliyet durma noktasına geldi. Bu durum, özellikle finansmanı güçlü olmayan ülkelerde derin etkiler bıraktı.
Salgının etkisiyle dünya ekonomisi 2020'de yüzde 3,1 küçülerek, 1929'daki Büyük Buhran'dan bu yana görülen en büyük ekonomik krize sürüklendi. Ancak, salgının etkisinin azalmasıyla 2021'de yüzde 6 büyüme gerçekleşti ve 2022'de yüzde 3,1 seviyesinde duruldu. 2023 için ise ekonomik büyüme beklentisi yüzde 2,7 seviyesinde.
İşsizlik oranları, salgın sürecinde önemli ölçüde arttı. 2020'de dünya genelinde işsizlik oranı yüzde 6,9'a ulaştı. Genç ve kadın istihdamında görülen artış, işsizlik sorununu derinleştirdi. 2021'de küresel işsizlik yüzde 6,2'ye düştü, ancak salgın öncesindeki seviyelerin üzerinde seyretti.
Küresel ticaret, salgının neden olduğu tedarik zinciri sorunları ve kısıtlamalar nedeniyle olumsuz etkilendi. 2020'de küresel mal ve ürün ticareti yüzde 9 azalırken, bu durum tarihsel bir gerilemeyi işaret etti. Ancak, 2021'de toparlanma başladı ve 2022'de 24,9 trilyon dolar seviyesine ulaştı.
Salgın, özellikle Asya ülkelerinde üretim ve tedarik zincirlerinde kesintilere neden oldu. Uzun mesafeli taşımacılık maliyetlerinin artması, Türkiye gibi stratejik ülkeleri yatırım açısından cazip hale getirdi. Türkiye, lojistik altyapısı ve üretim imkanlarıyla uluslararası şirketlerin dikkatini çekerken, Batılı firmalar Türkiye'ye yatırım yapma planlarına hız verdi.
Havacılık ve turizm sektörleri, salgın nedeniyle ciddi darbe aldı. Seyahat kısıtlamaları ve sınırların kapanması, hava yolculuklarına olan talebi azalttı. Havacılık sektörü ancak 2023'te salgın öncesindeki seviyelere ulaşabildi. Turizm sektörü ise 2023'e kadar krizden tamamen toparlanamadı.
Gıda güvenliği ve tarım, salgın sürecinde stratejik önem kazandı. Kısıtlamalar nedeniyle marketlere yönelen insanlar, gıda ürünleri için rekabet içine girdi. Tarım ve hayvancılık, ekonomik kritikliklerini bir kez daha kanıtlarken, küresel ticarette gıda ve tarıma yönelik yeni stratejilerin belirlenmesine yol açtı.