COP28'de beklenen soru: Kayıp ve hasarların maliyetinden kim sorumlu?
Kayıp ve zararların maliyetinden kim sorumlu?.. BAE'nin ev sahipliğinde düzenlenecek COP28 Konferansı'nın başlaması öncesinde en sık sorulan soru haline geldi.
Küresel ısınmanın maliyetini hesaplamak için kimin tazminat ödemekten sorumlu olduğunu ve yıkıcı etkileri nedeniyle kimin tazminat almaya hak kazandığını belirlemek için farklı yöntemler bulunuyor.
Dünya her yıl 50 milyar ton karbondioksit ve diğer küresel sera gazlarını üretiyor.
Bu ay yayınlanan yakın tarihli bir çalışmada, bir grup araştırmacı sorumluluğu hesaplamak ve karbonun sosyal maliyetini doğrudan kayıp ve hasar tahminlerine bağlamak için yeni bir araç geliştirdi.
Çin, toplam mevcut emisyonların dörtte birinden ve bir sonraki en büyük emisyon kaynağının iki katından sorumlu.
Amerika Birleşik Devletleri, yüzyıllardır insanoğlunun endüstriyel faaliyetleri sonucu biriken küresel emisyon stoğunun beşte birinden sorumlu.
Emisyonlardan kaynaklanan hasarın boyutunu belirlemek için “karbonun sosyal maliyeti” terimi ortaya çıktı, ancak bu, siyasi değerlendirmelere bağlı kaldı. Obama yönetimi maliyeti ton başına 43 dolar olarak hesaplarken, Trump yönetimi bunu 7 doların altına düşürdü. Başkan Joe Biden'ın yönetimi bu rakamı 51 dolara çıkardı. Öte yandan ABD Çevre Koruma Ajansı, ton başına 190 dolara ulaşması gerektiğini belirtiyor.
İlginç bir şekilde, Trump yönetiminin karbonun sosyal maliyetine ilişkin gülünç derecede küçük tahminleri bile Amerika'nın mevcut emisyonlarından kaynaklanan yıllık zararın on milyarlarca dolar olduğunu işaret ediyor.
YENİ BİR ARAŞTIRMA ÇALIŞMA MAKALESİ
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu tarafından bu ay yayınlanan bir çalışma makalesinde, bir grup önde gelen bilim insanı ve ekonomist, sorumluluğu hesaplamak ve karbonun sosyal maliyetini doğrudan kayıp ve hasar tahminlerine bağlamak için yeni bir araç geliştirdi.
Araştırmacılar, 1990'da atmosfere salınan bir tonun 2020'ye kadar yalnızca 4 dolarlık küresel hasara yol açtığını tahmin ediyor. Ancak 1990 yılındaki aynı tonluk hasarın yüzyılın sonuna kadar 80 kattan fazla artabileceğini öne sürüyor.
Sorumluluk saati ne zaman başladı?
Burada iklim hasarının sorumluluğunun ne zaman başladığı konusunda bir tartışma ortaya çıktı. Sanayi devrimi ve küresel ısınmayla ilgili erken uyarılarla mı? Yoksa Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin kurulması mı? Veya 1997 Kyoto Protokolü? Yoksa 2015 Paris Anlaşması mı?
Referans olarak kullanılacak gelecekteki emisyon hesaplama senaryolarına ek olarak; Gelecekteki maliyetler mevcut maliyetlerle nasıl karşılaştırılır?
Çoğu ekonomik hesap, şu anda yapılan hesaplamalarda gelecekteki onarım maliyetinin boyutunun hesaplanmasını azaltan bir oran olan "indirim oranı" terimini yayınlar.
Araştırmaya göre, gelecekteki emisyonları bir kenara bıraksak bile, tarihsel karbon etkilerinin önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artacağı öngörülüyor.
"Geçmişteki iklim hasarına ilişkin borcun kapatılması, geçmiş emisyonlara ilişkin borcun kapatılması anlamına gelmez" diye yazıyorlar.
Emisyonlar ve geri kazanım arasındaki gecikmelerin artması nedeniyle karbondan arındırma politikaları, hasarı azaltmada giderek etkisiz hale geliyor.
ULUSAL EMİSYONLARIN MALİYETİ
Araştırmacılar, 2020 yılına kadar ABD'nin iklim borcunun yaklaşık 2 trilyon dolar olduğunu belirtiyor. Bu zararların nerede meydana geldiğini de ölçebildikleri için, bu borcun 293 milyar dolarının doğrudan Hindistan'a, 167 milyar dolarının ise Brezilya'ya borçlu olduğunu tahmin ediyor.
2100 yılına kadar sadece ABD'nin önceki emisyonları ile ilişkili zararların maliyeti 100 trilyon doları aşacak ve sadece gelecekteki emisyonların toplamına eklenmesi gerekecek.
Geçen yıl Mısır'da düzenlenen iklim zirvesi, zararların ve kayıpların hesaplanması için bir mekanizma üzerinde anlaşmaya vardı. Kasım ayında yapılması düzenlenen COP28 iklim zirvesinde, iklim değişikliğinin etkilerinden etkilenen ülkelerden gelen artan baskılar ışığında Kayıp ve Hasar Fonu'nun uygulanmasına ilişkin kuralların belirlenmesi planlanıyor.