Kyoto'dan Dubai'ye: COP28 iklim krizi için bir dönüm noktası
1992'de, 30 yıldan fazla bir süre önce, Brezilya'nın Rio de Janeiro kenti, dünya genelinde iklim değişikliği önleme çabalarının resmi başlangıç noktası olan Dünya Zirvesi'ne ev sahipliği yaptı.
O günden bu yana, iklim değişikliği ile mücadele için dünya çapındaki uluslararası müzakere süreci, özellikle 1997'de Japonya'nın Kyoto kentinde ve devamında 2015'te Paris'te gerçekleşen önemli kilometre taşlarıyla şekillendi. Şu anda, dünya, Dubai'de düzenlenecek olan COP28 iklim konferansını büyük bir umut ve önemle bekliyor. COP28, iklim çabalarında bir dönüm noktası olarak görülüyor.
BREZİLYA'DAN BAŞLANGIÇ
1992 yılında Rio de Janeiro'da düzenlenen "Dünya Zirvesi", Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin resmi olarak ortaya çıkmasına yol açtı.
Sözleşme, çevresel sistemlerin sürdürülebilir kalkınma sağlamasına ve iklim değişikliği risklerine küresel yanıtı desteklemesine olanak tanımak amacıyla kuruldu.
Sözleşme, 1994 yılında yürürlüğe girdi ve 196 ülke ile Avrupa Birliği tarafından onaylandı.
İLK COP, ALMANYA'DA BAŞLADI
İlk COP1 iklim zirvesi 1995 yılında Almanya'nın Berlin kentinde başlatıldı ve sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik hedefler belirlendi.
O dönemde, her yıl farklı bir ülkede düzenlenecek yıllık toplantılar kararlaştırıldı.Ancak COP26, 2020'de koronavirüs salgınının ortaya çıkması sebebiyle 2021'e ertelendi. Birleşmiş Milletler iklim değişikliği toplantılarının ikinci oturumu olan COP2, 1996 yılında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlendi.
KYOTO PROTOKOLÜ
Japonya'nın Kyoto şehri, 1997'de gerçekleşen COP3 toplantılarına ev sahipliği yaparak Kyoto Protokolü'nün kabul edildiği tarihi öneme sahne oldu. Bu protokol, 195 ülkenin katılımıyla gerçekleşti.
Protokol, 2005 yılında yürürlüğe girdi ve 37 gelişmiş ülkenin sera gazı emisyonlarını genel olarak 1990 seviyelerine göre yüzde 5 oranında azaltması hedefini ortaya koydu. Avrupa Birliği ise bu dönemde emisyonlarını yüzde 8 oranında azaltma taahhüdünde bulundu.
UZUN MÜZAKERELER VE COP TOPLANTILARI
1998'de Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te gerçekleşen COP4, ardından 1999'da Almanya'nın Bonn kentinde COP5, 2000'de Hollanda'nın Lahey kentinde COP6 ve 2001'de Fas'ın Marakeş kentinde COP7 olarak sıralandı.
Daha sonra COP9, 2003'te İtalya'nın Milano kentinde, COP10 2004'te Buenos Aires, Arjantin'de, COP11 2005'te Montreal, Kanada'da, ardından COP12 2006'da Nairobi, Kenya'da, ve COP13 2007'de Bali, Endonezya'da düzenlendi.
COP14, 2008 yılında Polonya'nın Poznan kentinde düzenlendi.
100 MİLYAR DOLARLIK TAAHHÜT
COP15, 2009 yılında Danimarka'nın Kopenhag kentinde gerçekleşti. Bu toplantıda, gelişmiş ülkeler, 2020'den itibaren her yıl gelişmekte olan ülkelerin düşük karbonlu ekonomi inşa etmelerine yardımcı olmak için 100 milyar dolar tahsis etme sözü verdi.
Ayrıca, gelişmekte olan ülkelere sağlanan finansman tedbirlerinin uluslararası incelemeye tabi tutulması ve gelişmekte olan ülkelerdeki emisyon azaltım projelerini desteklemek için bir Yeşil İklim Fonu kurulması da taahhüt edildi.
2010'da Meksika'nın Cancun kentinde düzenlenen COP16'nın ardından, 2011'de Güney Afrika'nın Durban kentinde COP17, 2012'de Doha, Katar'da COP18, 2013'te Varşova, Polonya'da COP19 ve 2014'te Lima, Peru'da COP20 gerçekleştirildi.
PARİS ANLAŞMASI
2015 yılında Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen COP21 toplantıları, katılımcı taraflar arasında tarihi bir anlaşmaya yol açtı. Bu anlaşma, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli adımlar atmayı, düşük karbon emisyonlu sürdürülebilir bir geleceğe yönelik eylemleri hızlandırmayı ve gezegenin sıcaklığındaki artışı 2050 yılına kadar 1,5 derecenin altında tutmayı amaçlıyor.
COP22, 2016 yılında Fas'ın Marakeş şehrinde düzenlendi ve burada Paris Anlaşması'nın etkinleştirilmesi için ortak kurallar üzerinde anlaşma sağlandı. Marakeş Deklarasyonu, iklim değişikliğiyle mücadeleyi acil bir öncelik olarak kabul eden bir belge olarak kabul edildi.
COP23, 2017'de Almanya'nın Bonn kentinde, COP24 2018'de Polonya'nın Katowice kentinde, COP25 2019'da İspanya'nın Madrid kentinde düzenlendi. Ardından, COP26, 2021'e kadar ertelendi ve Glasgow, İngiltere'de gerçekleştirildi.
Kayıp ve Hasar Fonu
2022 yılında Mısır'ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen COP27, zorlu konularda fikir birliğine varmak amacıyla toplantılarını bir gün daha uzattı. Zirve, yeni iklim finansmanı sağlama ve iklim değişikliği yaratma taahhüdü ile sona erdi, özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerini ele alacak bir "Kayıp ve Hasar" fonu oluşturulmasına odaklandı.
Katılımcılar ayrıca, sağlıklı ve sürdürülebilir gıda üretimini desteklemek amacıyla suyun iklim finansmanına uygun sektörlere sunulması ve orman koruma çalışmalarını içeren "doğa temelli çözümler" teriminin kullanılması konusunda da oybirliğiyle fikir birliğine vardı.
COP28 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİYLE MÜCADELEDE BİR DÖNÜM NOKTASI
Bu ayın sonunda Birleşik Arap Emirlikleri'nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan COP28, küresel çabalar için bir dönüm noktası olma potansiyelini taşıyor. Zirve, iklim değişikliğiyle başa çıkma, finansmanı artırma ve enerji dönüşümü gibi küresel zorluklara karşı çözümleri ele alacak. Ülkeler, iklim zorluklarını sürdürülebilir ekonomik ve kalkınma fırsatlarına dönüştürmeye yönelik istek ve taahhütlerini paylaşacak.
COP28, küresel çapta iklim değişikliği etkilerini hafifletmeye yönelik tedbirleri güçlendirmeyi ve 2050'ye kadar küresel ısınmayı iki santigrat derecenin altında sınırlamayı amaçlıyor. Böylece son yıllarda kasırgalar, seller, çölleşme süreçleri ve Kuzey Kutbu'ndaki buzların erimesi gibi artan iklim değişikliği olaylarına karşı bir yanıt olarak ortaya çıkıyor.
COP28 Eylem Planı, küresel sıcaklıkta 1,5 santigrat dereceyi aşan bir artışın önlenmesi olasılığının sürdürülmesine odaklanan net bir ana hedef belirliyor.
COP28 Başkanlığı, enerji sektöründeki geçişin hızlandırılması, iklim finansman mekanizmalarının geliştirilmesi, insanları ve doğayı koruma, yaşamları ve geçim kaynaklarını iyileştirme ve herkesi tam olarak dahil etme gibi dört ana sütuna dayalı bir eylem planı hazırladı. Zirve, dünya genelindeki iklim değişikliği sorunlarına karşı küresel bir anlaşma ve oybirliği sağlama umudunu artırıyor.