Çocuk işçiliği bütünlüklü mücadele isteyen hayati bir sorun! Av. Dr. Figen Samuray, Al Ain Türkçe Özel
Çocuk işçiliğine ilişkin Bakanlık verileri, sorunun hızla büyüdüğünü ortaya koyuyor. Bu sorunun çözümüne ilişkin 1979 yılından bu yana çalışmalar yürüten Koruncuk Vakfı’nın Başkanı Av. Dr. Figen Samuray, Al Ain Türkçe’ye açıklamalarda bulundu.
Çocuk işçiliği, başını yoksulluğun ve sınıfsal yapını çektiği, pek çok başlığın yarattığı hayati bir sorun. Günümüz dünyasında da son yıllarda yaşanan salgın, artan çatışma çok koşulları ve sosyal devletin güç kaybetmesi ile çığ gibi büyüyor.
ILO verileri, dünya genelinde her 10 çocuktan birisinin çalışmak zorunda kaldığını ortaya koyarken, sosyal bilimcileri durumun daha karanlık olduğunu öngörüyor. Aynı veriler, çalışma riski altında bulunan çocuk sayısının 1.5 milyarı aştığını da ortaya koyuyor. Bu rakam, hemen her sene ortalama 10 milyon kadar da artıyor.
Türkiye’de de 3 milyona yakın çocuğun çalışmak zorunda kaldığı tahmin ediliyor, ancak bu alanda kesin rakamlara ulaşmak o kadar da kolay değil. Sokaklarda, fırınlarda, atölyelerde, tarlalarda çalıştırılan çocuklar bir yoksulluk döngüsü içinde. Çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında sayılan tarım, Türkiye’de 5-14 yaş arası çocukların en yoğun çalıştırıldığı iş kolu. Türkiye’de yapılan çalışmalara göre, çocuk işçiliğinin en yoğun olduğu sektör yüzde 30.8 ile başı tarım çekiyor. Bunu, yüzde 23,7 ile sanayi, yüzde 45,5’ile de hizmet sektörü izliyor.
Çocuk işçiliğinin en yoğun olduğu tarımda çalışan çocukların yüzde 64’ü, 5–14 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları ekonomik ve sosyal nedenlerden ötürü, 4–7 ay süreyle seyahat eden ebeveynlerine katılıyor, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için yaşlarına uygun olmayan işlerde çalıştırılıyor. Tarımda kullanılan makine ve ekipmanın tehlikeleri, tarım ilaçları (pestisitlere) maruz kalma, uzun çalışma saatleri, iklim koşullarına maruz kalma, ağır yük kaldırma/taşıma, fiziksel zorlanma, izole ortamlarda çalışma gibi durumlar olumsuz barınma koşullarıyla birleşiyor, tarım işçisi çocuklar sıkça yaşamları boyunca sürecek kronik sağlık sorunlarına mahkum oluyor.
SIFIR ÇOCUK İŞÇİLİĞİ HEDEFİ
Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, 2018 yılında Bakanlığın 2023 yılı hedefini, tarım, sanayi gibi alanları kapsayan, “çocuk işçiliğini en kötü biçimini” ortadan kaldırma olarak açıklamıştı. Ancak Bakanlık’ın yeni verileri, hedeflerin gerçekleşmemesi bir yana katlanarak büyüdüğünü ortaya koyuyor.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verilerine göre, risk altında bulunan çocuk sayısında çarpıcı bir artış yaşanıyor. Çocuk işçiliği bu verilere göre bir yıl içerisinde yüzde 46’lık artış gösterdi.
“ÜLKEMİZİN POTANSİYELİ VE GELECEĞİ”
1979 yılından itibaren bu başlıkta çalışma yürüten Koruncuk Vakfı Başkanı Av. Dr. Figen Z. Samuray, çocuk işçiliğinin önüne geçilmesinin ülkenin geleceği ile güçlü bir ilişkisi olduğunu, “Çalışma hayatında istismar edilerek, gelecekleri tehlikeye atılan çocuklarımız aynı zamanda ülkemizin kaybedilen potansiyeli ve geleceğidir. Yarınlara güvenle bakabilmek için çocuk işçiliği ile toplumun her kesiminin mücadele etmesi gerekmekte” ifadeleri ile ortaya koydu. Samuray, bu sorunun bütünlüklü ve çok boyutlu bir mücadele gerektirdiğini söylerken, “Çocuk işçiliğinin ortadan kaldırılması kalıcı ve net adımlara, politikalara bağlı. Öncelikle toplumsal yoksulluğun, yoksullaşmanın adımları atılmalı, yani bu sorunun çözümünün ekonomik alt yapısı oluşturulmalı” dedi.
Samuray, çocuk yoksulluğunun, toplumsal yoksullaşmanın bir fonksiyonu olduğunu belirtirken, bunun ardından yasal önlemlerin alınması ve denetimlerin sıkı bir biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Caydırıcılığın artırılması gerektiğinin altını çizen Samuray, eğitimde de 4+4+4 sisteminin sona erdirilmesi ve kesintisiz eğitime geçilmesi gerektiğinin, “4+4+4 eğitim sistemine geçiş ile çocuk işçiliğinin de arttığı gözlemlendi. Eğitim politikalarında reform yapılmalıdır.” ifadeleri ile altını çizdi.