Çin'den uyarı: ABD İran'da tehlikeli yola girdi

ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri vurması Çin'in tepkisini çekti. Pekin, 2003 Irak işgaline benzer bir hatanın tekrarlanmakta olduğunu savundu.
ABD’nin İran’daki nükleer tesislere düzenlediği saldırının ardından Çin’den sert bir uyarı geldi. Çin devlet medyasına göre, Washington yönetimi 2003’te Irak’ı işgal ederken yaptığı stratejik hatayı şimdi İran’da tekrarlıyor.
İsrail-İran savaşının 10. gününde ABD, İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan kentlerinde bulunan üç nükleer tesisi 30 Tomahawk füzesiyle hedef aldı. Saldırılar, bölgedeki gerilimi hızla tırmandırırken Çin’den gelen açıklamalar dikkat çekti.
Çin: ABD yeni bir felaketin kapısını aralıyor
Çin Küresel Televizyon Ağı (CGTN), yayımladığı yorum yazısında ABD’nin bu hamlesinin Orta Doğu’da yeni bir dönüm noktası olabileceğini ifade etti. Yazıda, ABD’nin savaşı bitirmek için savaşa başvurduğu belirtilerek bunun, bölgede hâlihazırda kırılgan olan istikrarı tamamen bozabileceği vurgulandı.
Açıklamada, Orta Doğu'nun ittifaklar, düşmanlıklar ve vekalet savaşlarıyla dolu karmaşık yapısına dikkat çekildi. ABD’nin saldırılarının sadece İran’ı değil, onun bölgesel müttefikleri ve vekil güçlerini de harekete geçirebileceği ve daha geniş çaplı bir savaşın fitilini ateşleyebileceği öne sürüldü.
Tarihsel paralel: 2003 Irak işgali
Yazıda ABD'nin 2003 yılında Irak'ı "çarpıtılmış istihbaratla" işgal ettiği hatırlatıldı. O dönemki müdahalenin bölgeyi mezhep çatışmaları ve yönetim krizleriyle dolu bir felakete sürüklediği vurgulandı. Çin basınına göre Irak hâlâ bu işgalin sonuçlarını yaşıyor.
CGTN analizinde, “Şimdi Trump yönetimi aynı hataları, Irak’tan üç kat daha büyük ve daha karmaşık bir yapıya sahip İran’da mı tekrarlayacak?” sorusu sorularak, ABD'nin yeni bir çıkmaza sürüklenme ihtimali gündeme getirildi.
Diyalog çağrısı: Hâlâ geç değil
Çin, askeri tırmanışın geri dönülmez sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulunarak, müzakere ve diplomasiye hala şans verilmesi gerektiğini savundu. Yazıda, yalnızca bu yaklaşımın Orta Doğu’da ve küresel ölçekte kalıcı barışa hizmet edebileceği ifade edildi.