Cilo dağı buzulları tehlikede!
Küresel ısınmanın pençesindeki Cilo Dağı'nda buzullar hızla eriyor. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa'nın ekibi bu değişiklikleri yerinde inceledi.
Türkiye, sıcak hava dalgalarıyla mücadele ederken, Hakkari'deki Cilo Dağı'nda yaşanan buzul erimesi, küresel ısınmanın boyutunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Türkiye'nin ikinci en yüksek zirvesi olan bu eşsiz doğal miras, buzulların alarm verici bir hızla eridiği bir noktada.
Temmuz ayında meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybettiği kaza, Cilo Dağı'nda buzul erimesinin yol açabileceği tehlikelerin sadece bir örneği. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yaptığı açıklamada, kazada iki kişinin yaralı olarak kurtarıldığı bilgisi paylaşıldı.
Bilim İnsanlarından Önemli İnceleme
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi, bu kritik durumu yerinde incelemek üzere bir ekip gönderdi. Bölgedeki değişiklikleri detaylı bir şekilde analiz eden ekip, dronlarla çekilen görüntülerle buzulların son durumunu belgeledi.
Ekip lideri Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, yaptığı değerlendirmede, "Cilo Dağı'nda 3 bin metrelik buzulların parçalandığına tanık olduk. Bu durum, bize küresel ısınmanın sadece okuduklarımızda ya da haberlerde duyduklarımızla sınırlı olmadığını, doğrudan yaşadığımız topraklarda da etkisini gösterdiğini kanıtlıyor," dedi.
Buzulların Geleceği Ne Olacak?
Öztürk, dünya genelinde buzulların gerileyiş trendi içerisinde olduğuna dikkat çekerek, "Tarih boyunca, dünya iklimi değişiklikler gösterdi. Ancak, son yıllarda insan kaynaklı faktörlerin de etkisiyle bu değişimler daha hızlı ve dramatik bir şekilde yaşanmaya başladı," açıklamasında bulundu.
Öztürk ayrıca, "Dünya tarihinde, 34 milyon yıl öncesinde buzul kütlesi olmadığını biliyoruz. Ancak şu an yaşadığımız hızlı gerileme, doğanın milyonlarca yılda gerçekleştirdiği değişiklikleri birkaç yüzyıl içerisinde yaşamamıza sebep olabilir," uyarısında bulundu.
Cilo Dağı'ndaki buzul erimesi, küresel ısınmanın Türkiye'deki somut etkilerinden sadece biri. Bu durum, bireylerin de, iklim krizini ciddiye alarak gerekli adımları atmalarının elzem olduğunu bir kez daha gösteriyor. Bu tür doğal felaketlerin önüne geçmek ve doğal mirasımızı korumak için bilinçli ve sürdürülebilir adımların atılması gerekiyor.