CHP lideri Kılıçdaroğlu'dan 'erken seçim' tahmini
Pandemi denetiminde kesilen cezalarla ilgili, "254 bin kişiye kesilen cezanın tamamını iade edeceğiz, tamamını ilk bir hafta içinde.
Halkın desteğiyle geleceğiz iktidara, bundan en ufak bir endişem yok." diyen Kılıçdaroğlu, erken seçim konusunda ise, "Bu sene sonbaharda, olabilir tabii. Götüremezler. Bakın gecikilen her gün sıradan vatandaşa ağır maliyetler yüklüyor." ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son 3 ayda yapılan pandemi denetimlerinde ceza yazılan kişi sayısının 254 bin olduğunu belirterek, iktidara gelmeleri halinde bu cezanın tamamını iade edeceklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Fox TV'de katıldığı canlı yayında, İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtladı. Sorunları vatandaşlarla birlikte, demokrasi kuralları içinde çözme konusunda kararlı ve inançlı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Taşkınlıklara yol açmadan, herkesi kucaklayarak, doğruları anlatarak ve sorunların nasıl çözüleceğini de anlatarak vatandaşla kucaklaşacağız." dedi.
Gelecekten umutlu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Vatandaş burnundan soluyor aslında, özellikle esnaf. Gerçekte perişan vaziyette ama onlara söylüyoruz, 'Biraz sabırlı olun. Nasıl olsa bu sandık gelecek, dolayısıyla kararı sandıkta vereceksiniz.' Var olan şikayetleri ben biliyorum, onlar da biliyorlar. Dertlerini anlatıyorlar, büyük sıkıntılar var onu anlatıyorlar. İntihar eden insanlar var, o insanları örnek veriyorlar. Ama diyoruz 'Biraz sabır biz bu işi çözeceğiz." diye konuştu.
Kongrede kameraların "yatay çekim yaptığı" yönündeki açıklamaların hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yok efendim neresi yatay çekim, bildiğimiz çekim işte. Yukarıdaki ile aşağıdaki aynı fotoğraf. Aynı makineyle çekilen değil mi? Hadi orası yatay, burası da mı yatay. İnsana değer vermiyorlar. Hadi bana değer vermiyorsun, kendi seçmenine, kendi delegene değer ver kardeşim. Bari Sağlık Bakanıyla konuş 'Böyle bir toplantı yapılabilir mi?' diye. İnşallah bunların tamamı aşı olmuştur. Gerçekten çocuklar var mesela. Yazıktık günahtır. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetiyorlar. Asıl şaşırtıcı olan o yani."
Kılıçdaroğlu, kendi yaptıkları kurultayı da örnek göstererek, kurultay öncesinde Sağlık Bakanlığı'na danıştıklarını, salon içinde sosyal mesafeyi artırabilmek için gereken tüm önlemleri aldıklarını anlattı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, soru üzerine Türkiye'de bazı mahallelerin nüfusunun bir ilden bile büyük olduğuna değindi. Kılıçdaroğlu, ilden daha fazla nüfusa sahip mahalledeki tüm işin sadece tek bir muhtar tarafından yürütüldüğünü söyledi.
Muhtarların yardımcı elemanı olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde muhtarların tamamına birer üniversite mezunu yardımcı eleman vereceklerini söyledi. Bu sayede hem muhtarlıkların sürekli açık kalmasını sağlayacaklarını hem de istihdam yaratacaklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, yardımcı elemanın da muhtarlık kadrosundan işe alınmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Bazı CHP'li belediyelerin muhtarlara yardımcı eleman verdiğini ancak kendilerinin bu kadronun muhtarlıklara ait olmasını istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, muhtarlara kendi mahallelerinin sorunlarını çözmeleri için bütçe de vereceklerini bildirdi. Bu bütçenin denetime tabi olacağını belirten Kılıçdaroğlu, muhtarların kendi mahallesinde gerçekten söz ve karar sahibi olacağını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin sağa kaymaya başlandığı yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine de CHP'nin halkın partisi olduğunu söyledi.
"Halkın partisi" demenin halkın her kesimiyle diyalog kurmak anlamına geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, taşeron işçilerin sorunlarını ilk kendilerinin gündeme getirdiklerini, şimdi de apartman görevlilerinin sorunlarıyla ilgilendiklerini anlattı.
Toplumun her kesimine ulaşıp sorunlarıyla ilgili çözüm önerileri üretmeyi hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Yok sağa kaydı, yok sola kaydı, yok ortaya kaydı... Bunların tamamı asparagas. Cumhuriyet Halk Partisi geniş kitlelere açılıp, bütün sosyal kimliklerle ilişki kurduğu andan itibaren rahatsızlıklarını dile getiriyorlar." dedi.
"AK Parti'nin daha önce yaptığı kongreler nedeniyle Karadeniz'deki iller kırmızı renge döndü." diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu tabloyla Türkiye'nin tamamını kırmızıya dönüştürecekler öyle anlaşılıyor. 'Herkes elini taşın altına koysun.' Esnaf, çiftçi bırak elini, gövdesini taşın altına koymuş. Adamın dayanacak gücü kalmamış zaten. İntihar eden oldu iki gün önce kahveci. Aradım ben ailesiyle konuştum. Geçinememiş, onuruna yedirememiş intihar etmiş adam. Bu adama ne diyeceksiniz şimdi siz. Bu tabloyu yaratan kim? Bu devleti yönetenler. Nerede sosyal devlet? Kendileri için var, bir elleri yağda, bir elleri balda. Saraydan bunlar görünmüyor tabi. Saraydan baktığı zaman mutfak dolu, etrafındaki insanlar ayrı ayrı maaşlar alıyorlar. Her birisi için söylüyorum 10 bin liradan fazla. 10 milyonu aşkın işsiz var."
Kılıçdaroğlu, erken seçime ilişkin bir soru üzerine, "Bu sene sonbaharda, olabilir tabii. Götüremezler. Bakın gecikilen her gün sıradan vatandaşa ağır maliyetler yüklüyor. Esnafa, çiftçiye, sanayiciye... Dolar bu kadar çıktı, indi, Allah aşkına bunun maliyetleri ne olacak. Saman alıyorsunuz dolarla, buğday alıyorsunuz dolarla, et alıyorsunuz, canlı hayvan, ilaç, doğalgaz, petrol alıyorsunuz dolarla." dedi.
"Yani siz diyorsunuz ki bu ekonomik tabloyu taşıyamayacakları için bu sonbaharda seçim olabilir." şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Gitmek zorundalar zaten, gitmezlerse bu toplum çok daha ağır maliyetler ödeyecek. Yönetemiyorlar, yönetme kapasiteleri yok. Tamamen dağılmış vaziyetteler. Devlet böyle mi yönetilir?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "seçim olması durumunda sistemi nasıl değiştireceklerinin" sorusuna ise şöyle cevap verdi:
"Güçlendirilmiş parlamenter sistem dedik. Parlamenter sisteme nasıl geçeceğimizin takvimini milletin önüne koymamız lazım. Milletin bunu görmesi lazım ve ona göre gelip bize oy vermesi lazım. Bizim de o takvime uyarak, gereğini yapmamız lazım. Eskiden olduğu gibi parlamento güçlü bir parlamento olmalı. Eskiye dönelim anlamında söylemiyorum, darbe hukukundan arınmış bir sistem olmalı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik yollarla yönetilmeli. Bakanlar, Meclis'ten seçilmeli yani seçimle gelmeli. Ayrıca her kuruşun hesabını o parayı harcayanlar milletine vermeli. Millete saygı budur. Milletin vekilini millet seçmeli. Milletvekilini millet seçerse eğer o zaman parlamento üzerindeki vesayet kalkar."
Türkiye'nin bütün dünyayla kavgalı hale geldiğini, AK Parti 7. Olağan Büyük Kongresi'nde yeni hiçbir şey söylenmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yeni bir şey söyleyeceksiniz. Ülkenin bu kadar sorunu var. Söylüyorlardı ki manifesto falan diye. Ben hiçbir şey söylemeyeceğini bilseydim vallahi ona 'ikinci yüzyıla çağrı beyannamemizi' gönderirdim. 'Erdoğan al bakalım 'ikinci yüzyıla çağrı beyannamesi.' Bu devlet, bir yüz yılı devirdi, ikinci yüz yıla nasıl bakacağız? Biz söylüyoruz. Türkiye'nin ikinci yüzyılında ne olmalı? Güçlendirilmiş parlamenter sistem, demokrasi, herkesin karnının doyduğu, OBİT dediğimiz bir proje var Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı, saydam bir devlet, terörle mücadele, yer altı dünyasıyla mücadelede, düşünce özgürlüğü, yargı bağımsızlığı... Nerede bunlar?" ifadelerini kullandı.