Yılmaz: KKTC ambargoları yıkacak, dünyaya açılacak
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC’de konuştu. Ambargoların bir bir yıkılacağını söyledi. İki devletli çözümü desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, KKTC’yi ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'la görüştü. Görüşme sonrası iki isim ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kuzey Kıbrıs'ın hakkaniyet mücadelesi konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Ambargolar kırılacak.
KKTC’ye yönelik ambargolara değinen Yılmaz; "Kıbrıs Türkü, Türkiye Yüzyılı'nda yıllardır bu topraklara reva görülen ambargoları birer birer yıkacak, dünyaya açılacaktır. 50 yıla yakın bir zamandır bu haksız ambargolarla karşı karşıya Kıbrıs Türk halkı ama birlikte bütün bu sorunları aşacağız. Belki bir insanın hayatı için uzun olabilir bu süreçler, süreler ama bir ülkenin, milletin tarihinde aslında çok uzun zamanlar değil. Milli hedeflere ulaşmada gerekirse sabırla bu süreleri hep birlikte atlatacağız. İnanıyorum ki KKTC ve Kıbrıs Türk halkı egemen bir devlet ve millet olarak uluslararası sahada, uluslararası hukuk çerçevesinde hak ettiği yeri en kısa sürede alacaktır. Bu konuda da zaten hem fikir hem gönül birliği içinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bu kapsamda Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üyelik de değerli bir adım olmuştur, iki devletli yaklaşımımızın yine çok önemli bir göstergesi niteliğindedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi, askeri, ekonomik ve sosyolojik olarak çok daha ileri noktalara geleceğine inanıyorum. Tüm kurum ve kuruluşlarımızla Kıbrıs Türkü'nü desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
İki devletli çözüm
Kıbrıs sorununun kalıcı olarak çözülmesini amaçladıklarını belirten Yılmaz, çözümün adanın gerçekleri üzerine sağlanabileceğini söyledi ve şu ifadeleri kullandı;
"Rum-Yunan ikilisi gibi bu grubun sözcülüğüne soyunan Avrupa Birliği de Kıbrıs Türk tarafını azınlık olarak görme gafletinde daha fazla ısrar etmemelidir. Bunun karşısında biz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını hedef olarak belirledik. Avrupa Birliği'ne şunu da hatırlatmak isterim; Avrupa Birliği'nin temel bir prensibi vardır. İhtilaflı ülkeleri üye olarak kabul etmez. Ama maalesef Rum kesimini, kendi politikasını da çiğneyerek, tutarsızlık ortaya koyarak üye yapmıştır. Geçmişte referandumda ortaya konan sonuçların aleyhine olacak şekilde bir tavır içine girmiştir. Diğer taraftan IPA fonlarından da maalesef adaletsiz bir şekilde destekler sunmaktadır. Bu konularda Avrupa Birliği'ni de daha hakkaniyetli duruşa davet ediyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci üye olması ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinde de gözlemci statüsü elde etmesi, tanınma yolundaki gidişatın ayak sesleridir. Kıbrıs Türkü’nün hakkaniyet mücadelesinde egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde iki devletli çözüm modelini savunmaya devam edeceğiz. Hiçbir zaman çözümde masadan kalkan taraf olmadık ama tavrımızda çok net ve açık, iki devletli bir şekilde çözüme her zaman açık olduğumuzu ifade etmek isterim. Bununla birlikte Doğu Akdeniz’de ülkemiz, hem kendi kıta sahanlığındaki haklarını hem de Kıbrıs adasının eşit ve ortak sahibi olan Kıbrıs Türklerinin meşru hak ve çıkarlarını korumaya kararlıdır."