Celal Ülgen'den CHP'nin 'Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması artış raporuna ilişkin açıklama
CHP’nin raporuna göre 2009 yılında ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlaması yöneltilen kişi sayısı 478’ken, 13 yılda 71 kat artarak 33 bin 973’e çıktı. Avukat Ülgen, "Düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran bir efektin demokratik ülkerde olmaması gerekir"dedi.
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla 20 yıllık AK Parti iktidarı dönemindeki "ifade özgürlüğü ihlallerine" ilişkin “Özgürlüksüzlükler” raporu hazırladı.
Türkiye’de görevlerini yapması engellenen gazetecilerin sayısının her geçen gün arttığı, habere erişimin engellendiği, gazetecilerin mesleklerine ait materyallere el konulduğu belirtilen raporda, “Özgürlüğün lüks haline getirildiği ülkemizde temel hak ve özgürlüklere erişim engellerini tarihe not düşmek isteyen gazetecilere yönelik baskı, sansür, otosansür, engelleme, cezalandırma mekanizmaları devreye sokularak halkın haber alma hakkına da darbe vurulmaktadır"ifadeleri kullanıldı.
Türk Ceza Kanunu’nun 125. Maddesi ile düzenlenen "hakaret" suçunun ifade özgürlüğüne engel olan düzenlemelerden birisi olduğunu belirten CHP, hakaret suçu ile yargılanan ve mahkûmiyet kararı verilen kişi sayısına da raporunda yer verdi. Buna göre 2009 ile 2020 yılları arasında yaklaşık 4 milyon kişi bu suçlamayla sanık oldu. Bu yıllar arasında “hakaret” suçlamasıyla mahkumiyete uğrayan kişi sayısı ise 582 bin 258 olarak kayda geçti.
“Halkı kin ve düşmanlığı tahrik” başlıklı TCK’nın 216. Maddesi kapsamında, 2009 ile 2021 yılları arasında 95 bin 540 kişi şüpheli sıfatıyla suçlanırken, bu kişilerden bin 783’ü mahkum edildi, bin 481 kişi hakkında ise ‘Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması’ (HAGB) kararı verildi. Bu suçlamayla sanık sandalyesine oturan kişi sayısı 2009 yılında 159, 2021’de ise 2 bin 89 olarak kayıtlara geçti.
TCK’nın “Türk milletini, Devleti, Devletin kurum ve organlarını aşağılamak suçu” başlıklı 301. Maddesi kapsamında 2009 ile 2021 yılları arasında şüpheli sıfatıyla soruşturma geçiren kişi sayısı ise 71 bin 997 oldu. Bu kişilerden 6 bin 724’ü sanık olarak yargılanırken, bin 602 mahkumiyet, bin 185 de HAGB kararı verildi. Bu suçlamayla yargılanan sanık sayısının 2009’da 325’ken, 2021 yılına gelindiğinde 3 kattan fazla artarak bin 93’e çıkması dikkat çekti.
Bu suçlamaların yanı sıra TCK 299 kapsamındaki “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla açılan soruşturmalarda da artış yaşandı. 2009 yılında bu suçlama kapsamındaki kişi sayısı 478 olurken 2021 yılına gelindiğinde bu sayı 33 bin 973’e çıktı.
"TÜRK HUKUK SİSTEMİ İÇN HEM SİYASAL HEM SOSYAL YARA HALİNE GELDİ"
Avukat Celal Ülgen Al Ain Türkçe'den Tuğba Yıldırım'a konuya ilişkin değerlendirme yaptı.
Ülgen, "Cumhurbaşkanına hakaret suçları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve Avrupa insan hakları sözleşmesi hükümleri arasında eleştiri konusu yapılıyor. Avrupa birliği, üye ülkeler ya da üyelik sürecinde olan ülkelerde kesinlikle hukuklarında bu maddeyi çıkartmaları öneriliyor.Buna rağmen özellikle, Cumhurbaşkanının partili bir cumhurbaşkanı olmaması ve bizim hukukumuzda cumhurbaşkanının tarafsız olması ve herhangi bir partiye dayanmaması nedeniyle onu koruma altına alınması düşüncesiyle çıkartılmıştı. Bunun şimdi bir anlamı kalmadı. Bir partili cumhurbaşkanına hakaret suçunun olması genel anlamda Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesinden yaralanma hakkı varken, ayrıca cumhurbaşkanına hakaret suçunun düzenlenmesi ve bu suçun 125.maddedeki suçtan daha ağır bir cezaya çarptırılması, düşünce özgürlüğü açısından caydırıcı bir etki, efekt yaratıyor.
Bu açıdan düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran bir efektin demokratik ülkelerde olmaması gerektiği Avrupa İnsan Hakları mahkemesinde de sıkça vurgulanıyor. Bu açıdan gerek cumhurbaşkanının partili olması, gerekse kendi ifadeleriyle bir çok kişiye hakaret etmesi, bir çok kişinin yaşam tarzını eleştirmesi ya da kendi yaşam tarzını dayatması sonucunda insanlar eleştiri yaptı. Bu eleştiriler cumhurbaşkanına suç kapsamında taraflı yargı tarafından görülerek, cumhurbaşkanına hakaret suçu şişti.
İkinci nedeni ise, bir takım avukatlar bunu bir kazanç kapısı olarak görerek çok sayıda dava açarak, ilk aşamada daha dava gerçekleşmeden anlaşma yaparak vekalet ücreti tahsil ettiler. Bu vekalet ücreti tahsilleri, milyonları, milyarları bulacak ölçüde oldu. O açıdan Türk hukuk sistemi için hem sosyal hem siyasal bir yara haline geldi. Cumhurbaşkanına hakaret suçundaki artışın, Gülizar Biçer Karaca'nın değindiği gibi, 71 kat daha fazla olması sonucunu doğurdu" dedi.