Çağlayan Adliyesi’ne saldırının perde arkası | Al Ain Türkçe Özel
Güvenlik Uzmanı Ali Fuat Gökçe, Çağlayan Adliyesi’ndeki saldırıya ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, geçtiğimiz günlerde yapılan kilise saldırısı ve IŞİD militanlarına yapılan operasyonlara dikkat çekti. Gökçe, “Emperyalist ülkelerle bağlantılı olduğu aş
İstanbul’da bulunan Çağlayan Adliyesi önünde dün öğle saatlerinde 2 kişi tarafından silahlı saldırı gerçekleştirildi.
Saldırıda, saldırıyı gerçekleştiren 2 kişi öldürülürken yaralanan 1 vatandaş hayatını kaybetti. Saldırının ardından çok sayıda gözaltı yapıldı.
Güvenlik Uzmanı Ali Fuat Gökçe, Çağlayan Adliyesi önünde düzenlenen saldırının perde arkasına ilişkin konuştu.
“ÖRGÜT KULLANILABİLİR DURUMDA”
Al Ain Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Gökçe, “Çağlayan Adliyesine yapılan saldırı Türkiye'nin izlediği aktif dış politikanın bir sonucu olarak bazı ülkeler tarafından kullanılan vekil terör örgütlerini ilk anda akla getirmiştir” diyerek sözlerine başladı.
Saldırının yapılış tarzı ve kullanılan silahların akıllara DHKP-C’yi getirdiğini belirten Gökçe, “Şimdi DHKP-C'nin de emperyalist ülkelerin bir vekili olduğu unutulmamalıdır. Son zamanlarda düşük profile sahip olsa da halen örgüt kullanılabilir durumda” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Sarıyer’deki bir kiliseye düzenlenen silahlı saldırıyı ve IŞİD’e yönelik düzenlenen operasyonları hatırlatan Gökçe, “Bu operasyonlar karşı tarafı oldukça güç duruma düşürmüştür” dedi. Gökçe, bu sebeple farklı bir örgüt üzerinden eylem yapılmak istenmiş olabileceğine dikkat çekti.
“EMPERYALİST ÜLKELERLE BAĞLANTILI OLDUĞU AŞİKAR”
Çağlayan Adliyesi’nde dün DHKP-C üyesi bir teröristin duruşması olduğunu hatırlatan Gökçe şunları kaydetti:
“Bir diğer husus ise neden Çağlayan Adliyesi sorusu üzerinden hareket edildiğinde ilk akla gelen o gün DHKP-C mensubu bir teröristin duruşmasının olabileceği konusuydu ve bu husus daha sonra yapılan açıklamalarda belirtildi. Bu seçenek üzerinden değerlendirecek olursak ve eylemin başından itibaren uygulanan taktiklere baktığımızda teröristlerin Çağlayan Adliyesine girerek rehine alma, duruşmayı durdurma, protesto etme ve hatta belki de kendi arkadaşlarını alma gibi bir amaç güttükleri düşünülebilir. Hangi husus olursa olsun DHKP-C de dahil olmak üzere bölgedeki terör örgütlerinin bir şekilde emperyalist ülkelerle bağlantılı olduğu aşikardır. Türkiye'nin emperyalizme karşı mücadelesinde esas olan iç cephe olduğu unutulmamalıdır.
Emperyalistler daima içeriden kendilerine -onlara göre-müttefik, bize göre işbirlikçi ve hain bulmuşlardır. Bunlar bazen siyasetçi bazen eli silahlı terörist bazen etnik ve din motifli ajanlar olarak karşımıza çıkar”