Bütçe açığını azaltma çabası, vatandaşın ekonomisini nasıl etkiliyor? Al Ain Türkçe Özel
Bakan Şimşek'in ekonomi politikaları, dolaylı vergileri artırarak vatandaşın bütçesini zorluyor; uzmanlar daha adil bir gelir dağılımı için farklı önlemler talep ediyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yönettiği ekonomi idaresi, bütçe açığını düşürmek amacıyla belirli politikalar uygulamaya koyuyor. Bu politikalar, zam şeklinde vatandaşın cüzdanına yansıyor. Şimşek'in liderlik ettiği ekonomi yönetimi, fiyat stabilitesi ve mali disiplin üzerine odaklanarak dolaylı vergileri artırıcı önlemler alıyor.
Dolaylı vergilerin artırılmasının gelir dağılımında adaletsizliği daha da derinleştirdiğini belirten Ekonomist Doç. Dr. Baki Demirel, Al Ain Türkçe'nin Merve Öney'ine konuştu.
"Dolaylı vergilerin yükseltilmesi adil bir dağılımı tehdit eder ve fiyatları doğrudan etkileyerek enflasyonu tetikler." şeklinde konuşan Demirel, ücretli grupların kazançlarını harcadığı için talebin kısılması düşüncesinin bir 'mit' olduğunu ve gerçekçi olmadığını ifade etti. Demirel ayrıca, acil bir ücret politikasının oluşturulması gerektiğine dikkat çekerek, "Bir ücret politikası, gelirler politikası ve ücretlerin artırılması şart. Bu, nitelikli işgücüne daha yüksek ücret verilmesini gerektirir ve bu da talep beklentilerini yükselterek yatırımları teşvik eder." dedi.
Enflasyon ve borçların doğru bir şekilde tanımlanması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Demirel, "Enflasyonu doğru bir şekilde tanımlamak, adil bir vergi politikası ve gelir dağılımını düzgünleştirecek bir vergi ve ücret politikasını uygulamak gerekiyor." diye konuştu.
Ekonomi alanında, "Türkiye'de şu anda yapılanların tam tersini yapmak gerekiyor." ifadesini kullanan Baki Demirel, sorularımıza bu şekilde yanıt verdi:
Alınan kararlar mali disiplin için yeterli mi? Bu konuda hangi rasyonel kararların alınması gerekiyor?
Mali disiplin için dolaylı vergileri artırmak aynı zamanda dezenflasyonist midir diye bakmak gerekiyor. Neden dolaylı vergileri artırıyor? Çünkü harcama açısından baktığımızda yoksul kesimin harcama eğilimin daha yoğun olduğunu görürüz, ücretli kesim kazandığını harcar. Dolayısıyla bunların harcadığı mallara yönelik vergilerin artırılması, talebi kısma bağlamında Ortodoks bakış açısından söylüyorum, dikkate alınmıştır.
Oysa bu dolaylı vergilerin artırılması adil bir dağılım için sorun yaratır. Ayrıca bu tür vergilerin artırılması doğrudan fiyatları artıracağından enflasyonu büyütür.
Vergi oranlarındaki artışların ve buna bağlı olarak dolaylı vergilerin yükünün vatandaşa aktarılmasının, Türkiye'nin ekonomik dengesini nasıl etkiliyor?
Bütçe açığı konusunda da ücretlerin baskılanması ya da vergilerin artırılması bütçe açığı açısından kendisini doğrudan sorun görmüyorum. Çünkü kamu zaten harcadıkça para yaratır dolayısıyla esas problem kamu borçları değildir. Dövizdir, özel borçlardır. Bir defa enflasyonla talebi öldürerek mücadele edilmez.
Enflasyonun nedeni talep kaynaklı değildir. Bütçe açıklarının enflasyonları artırdığı konusu Ortodoks bir mittir. Gerçekçi değildir. Dolayısıyla bir bütçe disiplini sağlayalım dezenflasyonist olur demek de doğru değildir.
Esasında doğrudan vergilerin artırılması, rant vergilerin artırılması, karın vergilendirilmesi ve fiyat kontrolleri gerekir. Bunu, Avrupa ekonomisi, İngiltere ve Amerika tartışırken, nedense biz tartışmıyoruz. Ulusal ticari enflasyon konusunu. Hala 1970 model monetarizm üzerinden politika üretmeye çalışıyoruz, bu hatalı.
Bunları söyleyen hocalar da Mehmet Şimşek’e destek olalım diyorlardı. Aslında bu yanlış bir politika tasarımıdır. Şuan uygulanan politika tasarımı bölüşümü daha da kötüleştirir, enflasyonu artırır ve makul istikrarsızlığı da büyütür.
Kamu harcamalarının kısıtlanmamasının ardında yatan sebepler nelerdir ve bu durumun ekonomiye ne gibi etkisi oluyor?
Burada kamunun harcama kompozisyonuna bakmak gerekiyor. Kamu yatırımları gerekiyor. Ücretlinin payı gittikçe düşüyor kamuda ve bunlar iyi şeyler değil. Kamu yatırımları da düşüyor ve ücretlinin kamu içindeki harcamaları da düşüyor. Dolayısıyla kamu harcamalarında kompozisyonla doğru kamu yatırımları gerekiyor. Kamu harcamaları kapsamında.
Bence acil bir ücret politikası, gelirler politikası ve ücretlerin artırılması gerekiyor ki bu aynı zamanda nitelikli iş gücüne daha yüksek ücret verilmesi de gerekiyor bu da aynı zamanda talep beklentilerini artırarak yatırımlara da teşvik eder. Hem kamu yatırımları, hem ücret politikası açısından Türkiye’de toplam arzı ve üretimi artırıcı bir gelişme sağlamak mümkün. Bunun yanı sıra kamulaştırılma yapılması gerekiyor. Özellikle kamusal mallar ve enerji, doğal gaz gibi. Bunların tekrar kamulaştırılması gerekli.
Enflasyonu doğru tanımlamak gerekiyor. Türkiye’nin borç sorununu doğru tanımlamak gerekiyor; kamu borcu mu, özel borç mu, döviz borcu mu sorun bunları doğru tanımlamak gerekiyor. Kamunun döviz yükümlülükleri önemli bir sorun kamu bilançosunun dolarize olmaması gerekiyor. Özellikle koşullu yükümlülükleri konusunu tartışmaya açmak gerekiyor.
Ayrıca enflasyonu doğru tanımlayarak, vergi politikasını doğru bir biçimde ortaya koyarak adil bir vergi politikası, gelir dağılımını düzenleyici bir vergi politikası ve ücret politikası gerekiyor.
Kısacası, Türkiye’de şuan yapılanların tam tersinin yapılması gerekiyor.