Burcu Kösem, enflasyon raporunu yorumladı: Negatif çıktı derinleşecek
Dünya yazarı Burcu Kösem, enflasyon raporuna yönelik değerlendirmelerini paylaştığı yazısında sıkı duruşun devam ettiğini belirtti. Kösem, “2025’te negatif çıktı derinleşecek” ifadelerini kullandı.
Dünya yazarı Burcu Kösem, “Enflasyon raporundan çıkarsamalar” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Kösem yazısına “Dezenflasyon sürecinde başarı sağlamak için büyümeden de çıktı açığı yoluyla feragat etmek gerekiyor. Raporun bu kısmına odaklandığımızda; çıktı açığı tahminlerinin gerçekleşmelere bağlı olarak yukarı yönlü revize edildiğini görüyoruz” ifadeleriyle başladı.
Enflasyon raporunda enflasyon tahminlerinin güncellenmediğini hatırlatan Kösem, “Zira Temmuz ayı enflasyon oranı, elektrik ve ÖTV zamla¬rıyla, azami yüzde 25 kira artış uygulamasının kaldırılması gi¬bi nedenlerle bir önceki aya gö¬re iki kat artış göstermişti. De¬vam eden Ağustos ayından iti¬baren geçerli olacak doğalgaz zammıyla birlikte de genele yaygın bir fiyat artışı gibi dur¬maktaydı” ifadelerini kullandı.
Kösem şunları kaydetti:
“Diğer taraftan bu tahminle¬rin yukarı yönlü güncellenmesi ise zaten sektörel bazda ayrış¬mış olan enflasyon beklentile¬rinde yukarı yönlü bir hareket ve TCMB’nin mevcut duruşun¬da da kafa karışıklığı yaratabi¬leceğinden son derece riskli bir adım olacaktı. Sonuçta rapor ve sunumda bu risk alınmadı ve sı¬kı / kararlı duruşun korunduğu¬na şahit olduk.
TCMB Başkanı Fatih Karahan
TCMB, bu kararlı duruşuy¬la son derece olumlu geri dö¬nüşler almasına karşın yine de enflasyon tahminleri ko¬nusunda herkesi ikna ede¬memiş gözüküyor. Esasında 2024 yılsonu için orta tahmin noktası olan yüzde 38’e erişme¬nin zorluğundan olsa gerek tah¬minlerin noktasal değil aralık dahilinde olduğuna vurgu ya¬pılıyor ki; buradan aslında ger¬çekçi TCMB tahminin üst nok¬ta olan yüzde 42’ye çekilmiş ol¬duğu sinyalini de alıyoruz.
Bir enflasyon raporunun öznesi her ne kadar tek başı¬na enflasyon gibi gözükse de makroekonomik görünümde ortak özne olarak “büyüme¬yi” referans alabiliriz.
Dolayısıyla dezenflasyon sü¬recinde başarı sağlamak için büyümeden de çıktı açığı yo¬luyla feragat etmek gerekiyor. Enflasyon raporunun bu kısmı¬na odaklandığımızda; çıktı açığı tahminlerinin önceki raporlar¬da olduğu gibi gerçekleşmelere bağlı olarak yukarı yönlü revize edildiğini görüyoruz.
2025’te negatif çıktı derinleşecek
Çıktı açığını TCMB’nin tari¬fine göre ele alacak olursam; ra¬pordaki grafikten bu yıl ikinci ve üçüncü çeyreklerde bir ön¬ceki çeyreğe göre daralmayla başlayacak olan sürecin asıl 2025’te negatif çıktının de¬rinleşmesiyle büyümede dip seviyelere geçiş yapacağını söyleyebilirim.
Bu kısmı daha açık ifade et¬mem gerekirse; önümüzde¬ki sene acı reçetenin yan etki¬si alan talepteki dip seviyeleri çok daha net görüyor olacağız. Bu durum istihdamda kayıplara ve ciddi bir durgunluğa yol aça-bilir.
Aslında şimdiki ekonomik tabloya bakıldığında gelmek¬te olanın bazı emareler de gö¬rülmekte…
Bunlardan bazıları:
-Ocak- Haziran ayında kar¬şılıksız işlemi yapılan çeklerin bankalara ibraz edilen çeklere oranı; tutar olarak yüzde 2,4 ve adet olarak yüzde 1,8 oldu. Bel¬ki oransal olarak çok küçük bir bölümü oluşturuyor gibi gözü¬kebilir. Ancak geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında karşılıksız çek tutarında yüz¬de 254’lük bir artış olması sa¬nırım durumu daha net özetle¬yecektir.
-Hanehalkı tarafına bakıla¬cak olursa bireysel kredi ve bi¬reysel kredi kartında yine ay¬nı dönemde yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 43, Ha¬ziran ayında bu tür krediler ve kartlarda tasfiye olunacak ala-caklar ise yüzde 103 artış kay¬detmiş durumda.
-Yine Haziran ayı sanayi üretiminin 16 ayın en düşüğü olması, ISO İmalat PMI öncü göstergenin temmuzda üst üste beşinci ay azalarak 47,2 olarak eşik değerin altında gerçekleş¬mesi durgunluğun hem reel ke¬simin imalat-sanayi tarafı hem de hanehalkı kesimlerinde his¬sedildiğini gösteriyor.
***
Durgunluğa henüz girme¬miş ve enflasyonla mücadele açısından risk oluşturan hiz¬met ve gıda fiyatlarına bakıl¬dığında ise, gıdadaki sorunun talepten çok arz ve iklim kay¬naklı olduğu, hizmetteki katı¬lığı da fiyatlama davranışla¬rındaki bozulmayla açıklaya¬bilirim. Ancak özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın kırıl¬masına önümüzdeki sene de¬rinleşecek çıktı açığının önemli düzeyde etki edeceğini düşünü¬yorum.
Özetle enflasyonla mücade¬lede en önemli göstergelerden olan beklentilerin bütünüyle aşağı yönlü güncellenmesi, bü¬yümede görülecek dip seviyele¬rin ardından sağlanabilecek gi¬bi gözükmekte…”