BM Güvenlik Konseyi’nde Filistin eleştirisi: Başarısız olduk
Filistin'in Birleşmiş Milletler Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur, BM Güvenlik Konseyi'nin Filistin konusundaki yetersizliklerini sert bir dille eleştirdi ve konseyin çözüm üretemediğini söyledi.
Filistin'in Birleşmiş Milletler nezdindeki Daimi Gözlemcisi Riyad Mansur, son zamanlarda artan İsrail saldırıları karşısında uluslararası toplumun ve özellikle BM Güvenlik Konseyi'nin etkisiz kalışını eleştirdi. Mansur, konseyin Filistin meselesindeki başarısızlıklarını dile getirerek, küresel çapta dikkatleri üzerine çekti.
Riyad Mansur, Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmada, özellikle Gazze Şeridi'nde devam eden çatışmalar ve İsrail'in sürdürdüğü saldırılar karşısında Konsey'in sessiz kalmasını sert bir dille kınadı. Mansur, "Bu konsey başarısız oldu ve biz de onlarla birlikte başarısız olduk," diyerek uluslararası toplumun bu krize karşı yetersiz kaldığını vurguladı.
Riyad Mansur, Filistin halkının yaşadığı sıkıntılara dair önemli açıklamalarda bulundu. Mansur, insanların yaşadığı acıların azaltılmasının gerçek başarı olduğunu ifade ederek, uluslararası toplumun bu yönde daha etkin adımlar atması gerektiğini belirtti.
Mansur, İsrail'in Filistinlilere yönelik politikalarını sert bir dille eleştirdi. İsrail'in amacının Filistinlilerin sürekli acı çekmesini sağlamak olduğunu iddia eden Mansur, "Filistinlilerin acı çekmesi İsrail'in hedefi ve arzusu," dedi. Bu durumun sadece politik bir mesele olmadığını, aynı zamanda insani bir kriz olduğunu dile getirdi.
Filistin temsilcisi, İsrail'in barış yolunda en büyük engel olduğunu dile getirirken, çözüm önerilerinin İsrail'in politikalarını değiştirmesi halinde ancak anlam kazanabileceğini söyledi. "Bulduğunuz çözümler ne olursa olsun, İsrail rotasını değiştirmediği sürece bunlar başarısız olmaya devam edecektir," diyerek uluslararası toplumu daha kararlı adımlar atmaya çağırdı.
Mansur, Filistin ve İsrail arasında süregelen çatışmalara son verilmesi için derhal ateşkes sağlanması gerektiğini vurguladı. Bu adımın, daha geniş barış sürecinin başlangıcı olabileceğini ve taraflar arasında güven inşa etmeye yardımcı olabileceğini belirtti.