Beyaz Saray'dan Al-ain News'e Özel röportaj
Beyaz Saray sözcüsü, ABD Başkanı Joe Biden’ın, 'Muhammed bin Zayed ile görüşmelerin özel bir öneme sahip olduğunu', söyledi. ABD’nin BAE ile stratejik ilişkisini derinleştirme yollarını konuşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Beyaz Saray sözcüsü, ABD Başkanı Joe Biden’ın, Cidde'de BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile küresel ve bölgesel konuları görüşme fırsatı bulmasından ve ABD’nin BAE ile stratejik ilişkisini derinleştirme yollarını konuşmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Beyaz Saray Sözcüsü, Al-Ain News’e yaptığı açıklamada, "Geniş ölçekte verimli bir zirve gerçekleştirdik. Güvenlikten, enerji ve iklime kadar çeşitli konularda bölge ülkeleriyle yakın işbirliği ve koordinasyonu sürdürmenin beklentisi içerisindeyiz” ifadelerini kullandı.
Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi sırasında yaptığı konuşmada Biden, ABD'nin, Orta Doğu için aktif bir ortak olmaya devam edeceğini, Mısır ve BAE’nin iklim konferansına ev sahipliği yapmasını dört gözle beklediğini söylemişti.
Geçen ayın ortasında (Temmuz) düzenlenen Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi’nin yayımladığı sonuç bildirgesinde, katılımcıların; güvenliği artırma, tarihsel ortaklıklarını teyit etme ve her alanda işbirliğini derinleştirme konusundaki arzuları vurgulanmıştı.
Liderler, Başkan Biden'ın; Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu'da yıllarca süregelen stratejik ortaklığına verdiği önemi dile getirmesine, ABD'nin, ortaklarının güvenlik ve topraklarını savunmaya olan bağlılığına, Hint-Pasifik Okyanuslarını Avrupa, Afrika ve Amerika kıtasına bağlamada bölgenin merkezi rolüne vurgu yapmasını memnuniyetle karşıladı.
Geçen ay ABD başkanı, BAE Devlet Başkanı’nı, ABD'yi ziyaret etmeye davet etmiş ve Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen ortak zirve sırasındaki ikili görüşmenin ardından yayınlanan ortak açıklamada, BAE’nin dünyada en hızlı büyüyen ABD ekonomik ortaklarından biri olduğuna dikkat çekmişti. Açıklamada ayrıca, BAE, ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük ticaret ortağı ve Amerika ekonomisinde önemli bir yatırımcıdır denilmişti.
İlk kez bir ABD Başkanı, ABD kuvvetleri eşlik etmeden Orta Doğu'yu ziyaret etti
Beyaz Saray Sözcüsü: “11 Eylül'den (2001) bu yana ilk kez bir ABD Başkanı, ABD kuvvetleri eşlik etmeden Orta Doğu'yu ziyaret etti” dedi.
“Başkan Biden'ın gezisinde bir araya geldiği ülkelerin geniş ittifakı ile terörizm tehdidini nerede olursa olsun bastırmak için bütün güç ve kararlılığımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullanan Beyaz Saray sözcüsü: “Bunu gururla söylemeliyim ki; bölgede kara savaşları dönemi bitmiştir. Başkan Biden'ın hedefi bu durumu devam ettirmektir." vurgusunu yaptı.
ABD kuvvetleri, eski Başkan Barack Obama döneminde Doğu Asya ve Pasifik'e daha fazla odaklanmak için Orta Doğu'nun bir bölümünden çekilmişti.
Donald Trump döneminde de Washington, güçlerini Suriye'den çekmeye karar verdi, ancak bunu tam olarak gerçekleştiremedi.
ABD kuvvetlerinin binlerce askeri, Irak, Türkiye, Suriye, Ürdün ve Mısır'ın yanı sıra Körfez ülkeleri ve sularında konuşlandırılmış durumda.
İran'ın nükleer silah edinmesine asla izin vermeyeceğiz
Beyaz Saray Sözcüsü, Washington’un, İran'ın nükleer silah elde etmesine asla izin vermeyeceğini söyleyerek, Tahran’la Ortak Eylem Planı’nı canlandırma çabalarının devam ettiği açıklamasında bulundu.
Beyaz Saray, ABD Başkanı Biden’ın, İran'ın nükleer programı konusundaki tutumunun net olduğuna vurgu yaparak, İran'ın nükleer silah elde etmesine asla izin vermeyeceğini açıkça ifade etti.
Amerika Birleşik Devletleri, Donald Trump'ın başkanlığı döneminde (2018) çekilmesinden sonra, batılı ülkeler, 2015 nükleer anlaşmasını (Kapsamlı ve Ortak Eylem Planı) canlandırmak için aylardır Tahran'la zorlu müzakereler yürütüyor.
Anlaşma, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getiriyor, ancak bölge ülkeleri bu kısıtlamaları yeterli bir garanti olarak görmüyor.
Pazartesi günü, Avrupa Birliği, İran nükleer anlaşmasını canlandırmak için müzakerelerle ilişkin "nihai metin" sunarken, Tahran metnin hala gözden geçirilmekte olduğunu ve bu konuda "ek görüşler" sunacağını açıklamasını yaptı.
Basında yer alan haberlerde, Tahran’ın, Avrupa'nın önerisine yanıt olarak 3 koşul belirlediği belirtildi. İlk koşul, Devrim Muhafızları’nın ABD’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması da dahil olmak üzere, İran'a uygulanan tüm yaptırımların kaldırılmasını gerekli görüyor. Oysa Başkan Biden, Devrim Muhafızlarını terör örgütü listesinde tutacağını açıklamıştı.
Raporlar ikinci koşulun, “Şüpheli nükleer tesislere yönelik UAEK soruşturmalarının kapatılmasını” içerdiğini belirtti.
Üçüncü koşul ise, Tahran’ın, ABD’nin anlaşmadan bir daha çekilmemesini sağlayarak, kaldırılan yaptırımların yeniden uygulanmamasını içeriyor.
Orta Doğu turu, dünyayı daha güvenli hale getirmeye katkı sağladı
ABD Başkanı Joe Biden, Orta Doğu turunun sonuçlarını ana hatlarıyla değerlendirerek, bu turun "dünyayı daha güvenli hale getirmeye" katkı sağladığını ifade etti.
Beyaz Saray sözcüsü, ABD Başkanı Joe Biden'ın geçtiğimiz Temmuz ayında İsrail ve Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretin, bölge genelinde işbirliğini genişletmeyi amaçladığını ifade etti.
Sözcü, Orta Doğu turunun aynı zamanda somut sonuçlar elde edilmesine ve dünyanın daha güvenli hale getirilmesine katkıda bulunduğunu da dikkat çekti.
Orta Doğu gezisinin en önemli sonuçlarını değerlendiren Beyaz Saray sözcüsü, "Suudi Arabistan’ın, İsrail'e ve İsrail'den gelen uçuşlara hava sahasını açacağını söyledi.
Bu kararı, “tarihi” olarak nitelendiren sözcü, kararın istikrarlı ve güvenli bir Orta Doğu'nun önünü açacağını belirtti.
Yemen ve İran arasında ateşkes
Joe Biden’ın gerçekleştirdiği Orta Doğu ziyaretinin, Yemen krizinin çözümüne de katkı sağladığını ifade eden Beyaz Saray Sözcüsü, ziyaret sonrası Yemen'de Birleşmiş Milletler'in arabuluculuğunda ateşkesin uzatıldığını belirtti.
“Şu an yedi yılın en kötü insani krizinde, en uzun barış dönemine tanık oluyoruz” ifadeleriyle sözlerine devam eden Beyaz Saray sözcüsü, İran dosyasıyla ilgili olarak, “Birlikte, ABD'nin değil, İran'ın izole olmasını ve asla nükleer silah sahibi olmamasını sağlıyoruz.” açıklamasını yaptı.
Gıda ve İklim Krizi
Beyaz Saray Sözcüsü aynı açıklamada, aylardır devam eden Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan Körfez İşbirliği Konseyi'ne üye ülkelerin, gıda güvenliğine (kriz) ilişkin milyarlarca dolar taahhütte bulunduklarını belirtti.
Beyaz Saray sözcüsü, üretimdeki düşüş ve fiyatlardaki artış nedeniyle petrol piyasasındaki dalgalanmalar ışığında, “Suudi Arabistan, sürdürülebilir ekonomik büyüme adına, küresel petrol piyasasının dengesini desteklemeye kararlı olduğunu göstermiştir." diye konuştu.
Sözcü, Washington'un, OPEC bloğunun üretimi Temmuz ve Ağustos aylarında planlananın üzerinde %50 artırma kararını memnuniyetle karşıladığını ifade etti.
Washington'un, "OPEC+" bloğunun üretimi geçen Temmuz ve bu Ağustos aylarında planlanandan yüzde 50 oranında artırma kararını memnuniyetle karşıladığını vurgulayan Beyaz Saray sözcüsü, "Bu adımlar ve önümüzdeki haftalarda atılacak adımlar, piyasaları büyük ölçüde istikrara kavuşturmaya yardımcı olacaktır" dedi.
Beyaz Saray sözcüsü, iklim krizi hakkında, temiz enerji girişimlerine yüz milyarlarca dolar yatırım yapıldığını ve bu konudaki hedeflerin büyütüldüğünü belirterek, tedarik zincirlerini çeşitlendirme ve altyapıya yatırım yapma konusunda birlikte çalışıldığını vurguladı.
COP27’den güçlü çıkmak için Mısır’la birlikte çalışıyoruz
Beyaz Saray, ABD'nin, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Sözleşmesi (COP27) Taraflar Konferansı’ndan daha güçlü bir sonuçla çıkmak için Mısır ile birlikte çalıştığını belirtti.
Beyaz Saray sözcüsü Al-Ain News’e yaptığı açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dünya çapında iklimle ilgili artan umutları teşvik etmeye devam etmek ve COP27 Konferansından güçlü sonuçlar sağlamak için Mısır hükümeti ve küresel meslektaşlarıyla aktif olarak çalışmaktadır. Bu durum konferanstan sonra da devam edecek” dedi.
"İster Kuzey Afrika'da ister Amerika Birleşik Devletleri'nde hiç kimse iklim değişikliğine karşı korunmuş değildir. Bu yüzden, bu on yıl boyunca iklim krizini ele almak için ihtiyaç duyulan kararlı eylemi gerçekleştirmek için dünyayı harekete geçiriyoruz" ifadeleriyle sözlerine devam eden Beyaz Saray sözcüsü, “ABD yönetimi, iklim krizine karşı mücadelede çok önemli bir rol üstlendi ve üstlenmeye devam ediyor. ABD Kongresi tarafından kabul edilen ve Başkan Biden tarafından yasa haline getirilen tarihi enflasyon düşürme yasası, ABD'yi, Başkan Biden'ın ülkenin emisyonlarını 2030’da yüzde 50-52 oranında azaltma konusundaki iddialı hedefine ulaşmaya yönlendirdi.” diye konuştu.
Bu konuda umutlu olduğunu belirten Beyaz Saray sözcüsü, “Bütün büyük ekonomileri, daha güvenli ve daha erişilebilir 1.5°C'lik bir gelecek sağlayan 2030 için emisyon azaltma hedefleri belirlemeye ve uygulamaya yönlendiriyor.” diye ekledi.
Sözcü, "COP27, küresel olarak, mevcut hedeflerin uygulanmasına ve taahhütlerin güçlendirilmesine büyük önem verilen bir Taraflar Yürütme Konferansı olarak görülüyor. İklim kriziyle ancak belirlediğimiz planları uygulayarak, vermiş olduğumuz taahhütleri yerine getirerek ve karbon emisyonlarını azaltmak için gereken çalışmaları yaparak başa çıkabiliriz." vurgusunu yaparak, ülkeleri "mevcut taahhütlerini hızla uygulamaya ve gerekli ek taahhütleri kabul etmeye" çağırdı.
Beyaz Saray, COP27 öncesinde bu ivmeyi geliştirmek için Mısır ile birlikte çalışmayı heyecanla beklediğini, Mısır'ın rüzgar ve güneş enerjisine yaptığı büyük yatırımlarla son birkaç yılda enerji geçişinde önemli ilerleme kaydettiğini vurguladı.
Mısır, 6-18 Kasım 2022 tarihleri arasında Şarm El-Şeyh'te düzenlenecek bir sonraki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği (COP 27) Taraflar Konferansı'na resmi olarak ev sahipliği yapacak.