Balıkesir ve çevresinde son 25 yılda meydana gelen depremler
Balıkesir Sındırgı'daki deprem sonrası vatandaşlar bu bölgede daha önce meydana gelen depremler araştırmaya başladı. İşte son 25 yılda Balıkesir ve çevresinde meydana gelen depremler.

Balıkesir ve Manisa’da 2000-2025 arası 4.0 ve üzeri depremleri yıl yıl derledik. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal Al Ain Türkçe Özel'e önemli açıklamalarda bulundu. İşte son 25 yılda Balıkesir çevresinde meydana gelen depremler...
Balıkesir ve Manisa, Türkiye’nin en hareketli sismik kuşaklarından birinde yer alıyor. Son 25 yılda iki ilde 4.0 ve üzeri çok sayıda deprem kaydedildi; bunların bir bölümü Edremit Körfezi gibi deniz alanlarında, bir kısmıysa karada gerçekleşti. 10 Ağustos 2025’te Balıkesir Sındırgı’da ölçülen Mw 6.1’lik deprem son dönemin en güçlü olayı olurken, Manisa’da 22 Ocak 2020 Akhisar Mw 5.4 ile 2017 kümesi öne çıktı. İşte yıl yıl öne çıkan sarsıntılar, derinlikler, artçılar ve bölgenin sismotektonik resmi. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve eprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Balıkesir depremi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Sındırgı 6.1 depremi ve artçı dizisi
10 Ağustos 2025’te Sındırgı merkezli Mw 6.1 büyüklüğündeki deprem yaklaşık 11 km derinlikte meydana geldi. Balıkesir başta olmak üzere İzmir, İstanbul ve Bursa dâhil geniş bir alanda hissedildi. İlk saatlerde artçı etkinlik hızla yükseldi; 20.01’de ML 4.6, 20.04’te ML 4.1 ve 20.06’da ML 4.0 olmak üzere peş peşe sarsıntılar kaydedildi. Orta-derin odaklı bu tür depremlerde artçıların günlerce, bazı durumlarda haftalarca sürmesi beklenir.
Bu ana şok, bölgenin karasal faylarının tetiklediği bir kırılma olarak değerlendiriliyor. Ege’nin genişleme rejimi ile Marmara’nın gerilme alanı Balıkesir ekseninde üst üste biniyor; bu da hem doğrultu atımlı hem normal fay karakterli depremleri mümkün kılıyor. Derinliğin ~10–12 km bandında olması, kabuğun kırılgan üst kesiminde etkili bir kırılmaya işaret ediyor.
Balıkesir deprem kronolojisi ve öne çıkan sarsıntılar
Balıkesir’de 2000 sonrası birkaç önemli başlık öne çıkıyor. 20 Ekim 2006’da Manyas-Kuş Gölü kuzeyinde ML 5.2 ile bölgenin sığ ve etkili bir sarsıntı yaşadığı kayda geçti. 2 Nisan 2008’de Gönen’de ML 4.9, 12 Ağustos 2010’da Balya yakınlarında Mb 4.3 büyüklüğünde depremler ölçüldü. Aynı yılın sonunda, 31 Aralık 2010 gecesi Marmara Denizi’nde Avşa Adası açıklarında ML 4.5 ile deniz içi bir hareketlilik daha görüldü.
Son yıllarda dikkat çeken bir diğer odak Edremit Körfezi. 21 Ocak 2025’te Ege Denizi’nde, körfez açıklarında Mw 5.2 büyüklüğünde ve ~8.7 km derinlikte bir deprem kaydedildi. Sarsıntı, Balıkesir’in kıyı ilçeleriyle birlikte Ayvacık-Çanakkale ve İzmir hattında da hissedildi. 24 Haziran 2024’te Savaştepe’de ML 4.7 ile iç kesimlerde bir aktivite daha kayda geçti; Balıkesir’in güneydoğu segmentlerinde birikmiş gerilimin ara ara boşaldığı görüldü.
Deniz ve kara odaklı depremler arasındaki fark
Edremit Körfezi ve Marmara içindeki sarsıntılar, çoğunlukla daha geniş bir alanda hissedilse de derinliğe ve odak mekanizmasına bağlı olarak karadaki hasar profili sınırlı kalabilir. Kara içindeki Manyas, Gönen, Sındırgı hattında ise yerleşimlere yakın, sığ ve orta büyüklükte depremler, özellikle zayıf zemin koşullarında hissedilmeyi artırır.
Manisa’da 2017 kümesi ve 2020 Akhisar dizisi
Manisa cephesinde iki dönem öne çıktı. 2017’de Saruhanlı ve Selendi merkezli ML 5.1 ve ML 5.0 depremleri, ardından 27 Mayıs’ta Saruhanlı’da ML 5.1 ve 28 Mayıs sabahı Gölmarmara’da ML 4.4 ile artçı niteliğindeki sarsıntılar yaşandı. Derinliğin ~29 km ölçüldüğü Saruhanlı depremi, kabuğun daha derin kesimlerinde gerçekleşen bir kırılmaya işaret etti; kırsal alanda kerpiç yapılarda sınırlı hasar bildirildi.
22 Ocak 2020’de Akhisar-Musalar merkezli Mw 5.4, son yılların en çok hissedilen Manisa depremi oldu. Yaklaşık ~7 km derinlikte gerçekleşen ana şoku, üç dakika sonra ML 4.4’lük bir artçı izledi; takip eden günlerde ML 4.1 ve daha küçük çok sayıda sarsıntı kaydedildi. 28 Ocak 2020’de Kırkağaç’ta ML 4.8 (bazı ölçümlere göre 5.1) büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi; AFAD derinliği 11.8 km olarak paylaştı.
Gediz grabeni ve kırılgan fay ağı
Manisa’nın sismik karakteri, Ege genişleme rejiminin ürettiği graben sistemleriyle yakından ilişkili. Gediz Grabeni boyunca uzanan normal faylar, Akhisar, Kırkağaç, Saruhanlı ve Gölmarmara gibi ilçelerde periyodik gerilme boşalmalarına neden oluyor. Bu fayların parça parça kırılması, orta büyüklükte ama sık aralıklı sarsıntıları beraberinde getiriyor.
Ölçüm farklılıkları ve büyüklük türleri
Listelerde Mw, ML ve Mb gibi farklı büyüklük türleri yer alıyor. ML (yerel büyüklük, Richter) sığ ve bölgesel ölçekte sık kullanılırken, Mw (moment büyüklüğü) büyük depremlerde enerjiye dayalı daha güvenilir bir referans sunar. Farklı kurumların (AFAD, Kandilli, EMSC, USGS) raporları arasında küçük farklılıkların görülmesi bu teknik nedenlerle olağandır. Yüzeye yakın ifadesi genellikle ilk 5–10 km’lik derinlik aralığına işaret eder ve daha şiddetli hissedilmeyi açıklar.
Risk profili ve zeminin rolü
Balıkesir’in iç kesimleri ile Manisa ovası, alüvyonel ve yumuşak zeminlerin yaygın olduğu alanlar içerir. Bu tür zeminlerde yer hareketi büyütmesi görülebilir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam kaya zeminle yumuşak zemin üzerinde farklı şiddetlerde hissedilebilir. Bu yüzden bölgesel mikro-bölgeleme, bina envanteri ve güçlendirme çalışmaları kritik önem taşır.
Son 25 yılın kısa özeti
Balıkesir’de Sındırgı Mw 6.1 ve Edremit Körfezi Mw 5.2; Manisa’da Akhisar Mw 5.4 ile 2017 kümesi, 4.0–5.5 bandındaki depremlerin periyodik olarak tekrarlandığını gösteriyor. Deniz içi ve kara odaklı sarsıntılar birlikte düşünüldüğünde, iki il için depremlerin “olağan ama ihmal edilemez” bir tehlike olduğu netleşiyor. Artçı diziler, özellikle 5 ve üzeri ana şoklardan sonra yoğunlaşıyor; vatandaşların bu dönemlerde hasarlı yapılara girmemesi, ikinci şoklara karşı tedbirli olması gerekiyor.
Veri ve yöntem notu
Bu derleme, kullanıcı tarafından paylaşılan ve AFAD, Kandilli, EMSC, USGS ile ilgili haber kaynaklarında yer alan kayıtların bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Ajanslar ve rasathaneler arasında yöntem farkları nedeniyle büyüklük ve derinliklerde küçük farklılıklar görülebilir; kronoloji ve yer bilgileri kurum kayıtlarıyla uyumludur.
Sındırgı’da 6,1’lik deprem endişe yarattı
Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6,1 büyüklüğündeki deprem, İstanbul, Bursa, İzmir, Manisa ve Ankara’dan da hissedildi. Bir kişinin yaşamını yitirdiği, yaralanmaların ve bina hasarlarının yaşandığı deprem, bölgede büyük bir deprem ihtimaline dair endişeleri artırdı. Deprem Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal Al Ain Türkçe Özel'e yaptığı açıklamada, Sındırgı’dan Afyon’a ve Konya’ya uzanan aktif fayın 6-7 büyüklüğünde depremler üretebildiğini, 1970’te 7,2’lik yıkıcı bir sarsıntı yaşandığını hatırlattı.
Tetiklenme ihtimali düşük ama risk sürüyor
Pampal, Balıkesir depreminin başka fayları tetikleme olasılığının yüzde 5’in altında olduğunu belirterek artçıların süreceğini söyledi. Fayın tamamının enerjisini boşaltmadığını, nadiren 7’yi aşan depremler ürettiğini ifade eden Pampal, en fazla 6-7 büyüklüğünde bir deprem beklendiğini, bölgede her zaman deprem olma ihtimalinin bulunduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan Balıkesir deprem yorumu
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Balıkesir Sındırgı’daki 6,1 büyüklüğündeki depremin ardından bölgedeki fay hatlarını değerlendirdi. Üşümezsoy, özellikle Demirci fayına dikkat çekerek, “Yanındaki fay kırılırsa 6,2 büyüklüğünde bir deprem daha olabilir. Eğer Demirci tarafı kırılmazsa olmaz” ifadelerini kullandı.
Üşümezsoy, fayların potansiyelini anlamak için kayaların deformasyonunu incelediklerini belirterek, “Biz kayaların içine bakarak, nasıl deforme olduklarını çıkartarak ‘nasıl bir deprem yaratabilir’ ona bakıyoruz” dedi. Bölgedeki jeolojik yapının, geçmişte yaşanan sarsıntılarla nasıl şekillendiğini analiz ettiklerini vurguladı.
Youtube kanalında da değerlendirmelerde bulunan Üşümezsoy, Simav-Demirci-Sındırgı hattının jeolojik konumuna dikkat çekti. “Anadolu saatin ters yönünde dönerek güneye, Akdeniz’e doğru ilerlediği için bu bölgelerde, bu gerilme ile oluşmuş yapılar ortaya çıkmaktadır” diyerek bölgedeki hareketliliğin tektonik süreçlerle ilişkisini açıkladı.