Bakan Bilgin: Asgari ücrete ihtiyaç halinde zam yapabiliriz
Bakan Bilgin, asgari ücrete ara zam yapılabileceğini vurgulayarak ‘’ Olağanüstü şartlarda yeniden müdahale ederiz, geçen sene nasıl Temmuz ayında müdahale ettiğimiz gibi. İhtiyaç olursa geçen sene gibi zam yapılabilir" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, asgari ücrete ara zamla ilgili "Olağanüstü şartlarda yeniden müdahale ederiz, geçen sene nasıl Temmuz ayında müdahale ettiğimiz gibi. İhtiyaç olursa geçen sene gibi zam yapılabilir" dedi. Sendika başkanlarının taleplerini aldığını da belirten Bilgin, "'Siz 8 bin liranın ne kadar üzerinde asgari ücret verirseniz, o kadar zor durumda kalırız' dediler" ifadelerini kullandı.
Bilgin, katıldığı canlı yayında milyonların ilgilendiği asgari ücret konusunda değerlendirmelerde bulunurken, olası ihtiyaç durumunda asgari ücrete ara zam yapılabileceğini vurguladı.
Bakan Bilgin, asgari ücrete ilişkin şunları söyledi:
* Ergun Bey’in açıklamalarını takip ediyorum. TÜRK-İŞ’in değerlendirmesini dikkatle okudum. Sendikaların ‘çok iyi oldu, çok mutluyuz’ diyebilmelerini beklemek çok kolay diyebilir. Zaman zaman söyleyebilirler. TÜRK-İŞ daha önce açlık sınırını 7 bin 785 lira olarak açıklamıştı.
* Rahmetli Kemal Tahir’in ‘yürür gezer yalanlar’ tabiri var. Sendikaların bu tür şeyleri, onların kendi taleplerini güçlendirmek olarak kabul edilebilir ama gerçeklik algısını tahrip eder. Bilimsel olmayan tespitler üzerine yapılmış çalışma. Kendi yüzlerine de söyledim bunları, onun için rahatlıkla söylüyorum. Onlara ‘yaptığınız bu açıklamaların sizi bağlaması lazım’ diyorum.
* Yoksulluk sınırı 25 bin lira olarak belirlemişler. ‘Sendika çalışanlarınızda kaç kişi var 25 bin lira?’ Bunu soruyorum kendilerine. Koca konfederasyonda bir kişi yok. Bu konfederasyonlara sendikalara yoksulluk sınırının altında ücretlerinizi belirlerken ‘Sendikal kimliğinizle kendi pozisyonunuzu düşünüyor musunuz?’ diye sormuyorum; şimdi sormuş oldum. Bu tabii çok ciddi sorun. Demek ki orada problem var.
Onlar taleplerini güçlendirmek için böyle şeyler yapabiliyorlar. Ama kamuoyunun bunu böyle algılaması oldukça sorunlu oluyor. Kendi pozisyonlarını güçlendirmek için yaptıkları açıklamalar sorunu güçleştiriyor. Sadece TÜRK-İŞ’in değil birçok kurumun yaptığı bu tür çalışmaları bilimsel bulmuyorum. Bu gerçekliği tahrip ediyor.
“‘8 BİN LİRANIN ÜZERİNDE VERİRSENİZ ZOR DURUMA DÜŞERİZ’ DEDİLER”
* TÜİK’in büyüme, enflasyon başta olmak üzere itiraz ediyorlar. ‘TÜİK neden yoksulluk sınırı araştırması yapmıyor’ sorusu saçma. Çok basit, sendikalar bağlansınlar açıklasınlar, ‘Bizim kurumumuzda yoksulluk sınırının üstünde şu kadar arkadaşa para veriyoruz’ diye.
* Bir eğilimi tespit etmek için yaptığınız anket t1 zamanına ait bilgi verir, başka bir şey söylemez. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışmada; sokaktaki insanın beklentisiyle, işçilerin meseleye bakışı farklılaşıyor. Fabrikada araştırma yaptırdık. İşçiler üç büyük şehirde, Ankara, İstanbul, İzmir’de 8 binin üzerinde istediler. Türkiye ortalaması daha düşüktü. Anadolu’nun muhtelif illerinde 7 bin 600 küsur istediler.
* Üç büyük şehirdeki örneklemi dikkate alarak baktığımızda talep edilen rakam 8 bin lira civarındaydı. Biz sadece onunla sınırlandırmadık. Sendikalarımızla tek tek görüştük. Sendika başkanlarının taleplerini aldım. Bana gelen en önemli şey; Türkiye’de sendikacılığın bir anlamda eleştirmesi gerektiğinden bahsedeceğim.
* ‘Siz 8 bin liranın ne kadar üzerinde asgari ücret verirseniz, o kadar zor durumda kalırız’ dediler. ‘Neden’ dedim, ‘Bizim toplu sözleşmelerde aldığımız ücreti aşmanızı istemiyoruz, toplu sözleşmeyi etkiler’ dediler. Sendikalarımızın daha pazarlıkçı, aktif, netice alıcı söyleme sahip olmalarını ifade etmek için söylüyorum.
* Konfederasyonlara da sesleniyorum burada; Türkiye’de en yüksek toplu sözleşme yaptıkları yerde 10 bin liranın üzerinde kaç iş yerinde sözleşme yaptılar? Bahsettiğiniz ücretler toplu sözleşmelerinizde var mı? Talep ettikleri asgari ücretle, yaptıkları toplu sözleşme ücretleri arasında böyle bir fark olmaz.”
‘OLAĞANÜSTÜ ŞARTLARDA YENİDEN MÜDAHALE EDERİZ’
* “Asgari ücret yüksek belirlendikçe, reel olarak yukarıdaki ücretlerde yüzde 100 artmıyor ama yüzde 60 artıyor. Yüzde 70, yüzde 80 artıyor. Aşağıdan yukarıya artıyor. Nitelikli emekte bu artış daha yüksek. Daha düşük usta, işçi asgari ücretin bir kademe üzerinde yer alıyorlar.
* Türkiye’de enflasyon dizginlenirse asgari ücret reel artışlara tekabül edecek şekilde sürdürülürse ücretlilerin milli gelirden aldığı payı yukarıya tırmandırır. Enflasyon kontrol altına alındı. Bir an önce önümüzdeki yıl sonunda yüzde 20’lere düşeceğini tahmin ediyoruz. Mayıs/Haziran’da yüzde 35-40 düşmesini bekliyoruz.
* Bizim emekçileri koruyan ücret politikasını, toplu sözleşmelerinin üzerinde asgari ücret belirliyoruz. Burada sayın Cumhurbaşkanımızın desteği var. Asgari ücretlerin üzerindekini de koruyacak politika izliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘Önümüzdeki yıl sonunda yüzde 20’leri göreceğiz, endişe etmeyin’ dedi.
* 1 yıl önce savaş, pandemi olacağını biliyor muyduk? Olağanüstü şeyler olmazsa bizi yıl sonuna kadar götürecek asgari ücret belirledik. Olağanüstü şartlarda yeniden müdahale ederiz, geçen sene nasıl Temmuz ayında müdahale ettiğimiz gibi. İhtiyaç olursa geçen sene gibi zam yapılabilir.”