Bahçeli’nin açıklamalarının şifreleri / Al Ain Türkçe Özel
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gazze ile ilgili sözleri büyük yankı uyandırmıştı. Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı, Bahçeli’nin sözlerinin ne anlama geldiğini Al Ain Türkçe’ye anlattı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Eğer 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, saldırılar durmazsa, mazlumların üzerine bombalar bırakılmaya ısrarla devam ederse, Türkiye süratle devreye girmeli, tarihi, insani ve inanç sorumluluğunun gereği her neyse yapmalıdır. Gazze’yi koruma ve kollama misyonunu üstlenmek bize ecdadımızın mirasıdır" dedi. Bahçeli’nin sözleri büyük yankı buldu. O sözlerin arkasında nelerin olduğunu Gazeteci Yazar Celal Kazdağlı ile konuştuk.
Devlet Bahçeli'nin "Türkiye süratle devreye girmeli. Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır" ifadeleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin bu konuda müdahil olma söylemiyle kasıt nedir? Bahçeli'nin bu açıklaması ne anlama gelmektedir?
Ben Devlet Bahçeli’nin çıkışını bir askeri müdahele olarak algılamadım. Bir arabuluculuk önerisi ve Türkiye’nin tezi olarak gündeme getirdi bence.
Bu tezi zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan liderlerle yaptığı görüşmelerde gündeme getirdi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da katıldığı toplantılarda bunu gündeme taşıdı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov da bu önerinin değerlendirmeye değer olduğunu söyledi.
Bahçeli’nin çıkışı ABD’nin kilitlediği görüşme sürecini açmaya yönelik bir girişim. Bugüne kadar İsrail-Filistin meselesinin çözümü ABD’nin kontrolündeydi. ABD iki devletli çözümü ister gibi gözüküp esasen bir çözümsüzlük statüsünü sürdürüyordu. Bahçeli, çok daha sert gündeme girecek şekilde dillendirdiği öneriyle ABD’nin elindeki bu tekeli (Filistin-İsrail görüşmesi) almak istiyor.
Türkiye ve Mısır gibi bölge ülkeleriyle Rusya-Çin gibi küresel ülkeler birlikte kollektif arabuluculuk teklifini gündeme getireceklerdir. Türkiye de bunun sözcülüğünü üstlenmiş durumda.
Bölgede iki devlet kurulmadan, yani bir Filistinli ile bir İsrailli eşit kabul edilmeden bir barış mümkün değildir. Bu formülün işlemesi iki devletin kurulmasıyla mümkün. Ancak şu şartlarda Filistin uluslararası destek görmeden bir devlet kuramaz. Türkiye arkasına aldığı bu güçlerle birlikte garantör olmayı ve orada asker bulundurmayı talep ediyor.
Bahçeli’nin önerisi savaşmak için asker göndermek değil, orada huzuru tesis etmek, Filistin devleti kendi kendine ayakta duruncaya kadar oranın güvenliğini sağlamak içindir.
Yani Türkiye ve Bahçeli bölgede güvenliğin sadece İsrail ya da sadece Filistinlilerin güvenliğini sağlanarak olmayacağını görüyor. İkisinin de güvenliği sağlanması gerektiğini vurguluyor. O yüzden kollektif bir arabuluculuktan yana. İsrail’e deniyor ki senin de bir garantör ülken olsun. Böylece iki ülkenin yaşar hale gelmesinin altyapısını oluşturalım.
Devlet Bahçeli'nin "Türkiye'nin İsrail-Filistin arasındaki kördüğümün açılması maksadıyla garantörlük teklifi son derece akılcı, isabetli ve stratejik bir girişimdir" ifadesini göz önüne alarak, Türkiye'nin bu rolü üstlenmesinin uluslararası politikada nasıl bir etkisi olabileceğini değerlendirir misiniz? Ayrıca Özellikle İsrail, Türkiye'nin garantörlük teklifine nasıl yaklaşır?
Bölgeye baktığımızda barışın sağlanması için Filistin devletinin kurulması dışında bir çözümün olmadığı görülüyor. ABD hala çözümsüzlük statükosunu sürdürmek isterse bu kaçınılmaz olarak bölgesel bir savaşa gidecektir. Aslında Bahçeli’nin sözü ile bir anlamda Türkiye, “ben bu savaşa hazırım” mesajı vermiş oluyor. ABD ve İsrail’e başka seçenek bırakmayacak bir yaklaşım bu.
Bölge ülkelerinin kararlı duruşu, ABD ve İsrail’in elini kolunu bağlayacaktır. Türkiye tam da bunu yapmaya çalışıyor.
Türkiye’nin garantörlüğüne Netanyahu direnecektir. Ancak sonuçta Netanyahu ya bu teklifi kabul edecek ya da görevi bırakmak zorunda kalacak.
Türkiye’deki siyasi aktörler bu tezin etrafında birleşti. Davutoğlu-Bahçeli görüşmesi bunun göstergesi. Aynı destek Karamollaoğlu’ndan ve Ali Babacan’dan geldi. CHP de bu çıkışa itiraz etmeyecektir.
Dolayısıyla Türkiye kendi içinde bu konuda bütünlüğü sağlamış görünüyor. Türkiye kararlılığını hem bölgesel hem küresel düzeyde gösterebilirse İsrail ve Batı dünyası kollektif arabuluculuk ve garantörlük önerisine evet demek zorunda kalacaktır.
Devlet Bahçeli'nin "Eğer 24 saat içinde ateşkes sağlanamazsa, Türkiye süratle devreye girmeli" şeklindeki açıklamalarının ardından hangi adımlar atılır? Türkiye ne yapıyor ve yapacak?
Devlet Bahçeli’nin bu açıklaması devletin ve Erdoğan’ın bilgisi dışında gerçekleşmemiştir. 24 saat deyince hemen silah alıp müdahale edilecekmiş gibi bir hava oluştu. Ama bu İsrail ve ABD’ye söylenmiş bir sözdür. Sahada bu sözün gereğini Dışişleri Bakanı Fidan yapıyor. Muhataplarına bu modeli, bu çözümü anlatıyor. Bu yeni başlayan bir adım değil. Bahçeli’nin sözleri bir süredir devam eden görüşmelerde gelinen safhanın kamuoyuyla paylaşılması. Muhtemelen çok kollu, çok yönden resmi ve gayri resmi görüşmelerle bu fikir hem devletlere hem devlet dışı aktörlere aktarılacaktır.
Nitekim Hamas, teklif gelir gelmez kabul ettiğini bildirdi. Benzer açıklamalar bölge ülkelerinden de gelmeye başlarsa Türkiye süratli bir şekilde yol alır. Yani sahada görüşmeler bizim bildiğimizden çok daha hızlı ilerliyor.