BAE, terör örgütü ''Müslüman Kardeşler''in gizli faaliyetlerini çökertti
Çoğunluğu Müslüman Kardeşler örgütü üyesi olan 84 sanığın "gizli örgüt kurma" suçundan Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edilmesi kararında birçok önemli sonuç ortaya çıkıyor.
Sanıklar daha önce 2013 tarihli (17) No'lu Davada, iktidarı ele geçirmeyi amaçlayan gizli bir örgüt kurmak ve devlet topraklarında, şiddet ve terör eylemleri gerçekleştirmek suçlamasıyla mahkum edilmişlerdi.
Ne oldu?
BAE Başsavcısı Dr. Hamad Saif Al Shamsi, çoğu Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki terör örgütü Müslüman Kardeşler üyesi olan 84 sanığın Abu Dhabi Federal Temyiz Mahkemesine (Devlet Güvenlik Mahkemesi) sevk edilmesi yönünde direktifleri verdi.
Sevk kararı, "Devlet topraklarında şiddet ve terör eylemleri gerçekleştirmek amacıyla gizli örgüt kurmak suçundan yargılanmaları" için verildi.
Sanıklar, 2013 Devlet Güvenlik Ceza Dairesi'nin 17 numaralı dosyasında tutuklanıp yargılanmadan önce bu suçu ve delillerini gizlemişti. Bunun üzerine Cumhuriyet Başsavcısı yeterli bilgi ve incelemelere dayanarak bu suçun gerçeklerinin araştırılması emrini verip her sanığa bir avukat görevlendirdi.
2013 tarihli (17) No'lu Dava
2 Temmuz 2013'te Federal Yüksek Mahkeme Devlet Güvenlik Mahkemesi, yasadışı gizli örgüt davasında kararını açıkladı. Mahkeme, firari 8 sanığa 15 yıl hapis, 56 sanığa ise cezanın infazından itibaren 3 yıl süreyle gözetim altında 10'ar yıl hapis cezası verilmesine, 5 sanığın ise 7 yıl hapis verilmesine karar verdi. Kararda 13'ü kadın 25 sanığın da beraat etmesi öngörülüyor.
Bu dava, sanıkların iktidarı ele geçirmeye teşebbüs ve toplumsal barışı bozma suçlamasıyla yargıya sevk edildiğinin açıklanmasından bu yana yerel, bölgesel ve uluslararası toplumda ilgi odağı oldu.
Soruşturmalar ve sanıkların Savcılıktaki itirafları, örgüt ve üyelerinin şüpheli dış örgüt, parti ve kuruluşlarla ilişkilendirilmesinin yanı sıra, devletin güvenliğini etkileyen planların varlığını ortaya çıkardı.
Bugün, o davada hüküm giyenlerin gizlemeye çalıştığı yeni bir suç daha ortaya çıktı. O da devlet topraklarında şiddet ve terör eylemleri gerçekleştirmek amacıyla başka bir gizli örgüt kurmak.
Aradan geçen süreye rağmen yeni suçun keşfedilmesi birçok önemli sonucu doğruluyor.
Terör suçlarında zaman aşımı yok
Bu sonuçların ilki, terör suçlarında zaman aşımı olmadığı. Suçun üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ve fail bunu gizlemeye çalışırsa çalışsın, özellikle toplumu etkileyen bir suç ise, suçun hesabının verilmesi gerektiği.
BAE bir güvenlik ülkesidir
Sonuçların ikincisi, BAE’de ilgili yetkililerin, devletin güvenliğini sağlamak ve özellikle terörist Müslüman Kardeşler'in üyelerinin devletin güvenliğini baltalamaya yönelik her türlü girişimine karşı aralıksız çabalarını sürdürdüğünü gösteriyor.
Bu yüzden BAE, terörist ve aşırılık yanlısı faaliyetlerle mücadelede birçok etkili ülke arasında en güvenli ülkelerden biri olarak kabul edildiğinden, üst üste dördüncü yıl Küresel Terörizm Endeksi'ndeki liderlik konumunu ve konumunu koruyor. Ayrıca yayınladığı sonuçlara göre, terör faaliyetlerinin yayılma riskinin “çok düşük” olduğu dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Ayrıca BAE, Ekonomi ve Uluslararası Barış Enstitüsü'nün yayınladığı sonuçlara göre, terör faaliyetlerinin yayılma riski "çok düşük" düzeyde olan dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor.
BAE her zaman insan haklarını destekliyor
BAE’nin her zaman insan haklarını desteklemesi, avukat tutamayan her sanığa bir avukat atanması gibi yeni dava bağlamında açıkça karşımıza çıkıyor. Bu, BAE'nin, terörle suçlansalar bile sanıklara Anayasa tarafından güvence altına alınan yasal prosedürleri sağlama konusundaki istekliliğini yansıtıyor.