Uluslararası uzmanlar: ‘BAE, insan hakları konusunda karar verici ülkelerden’
İnsan hakları alanında uluslararası uzmanlar, BAE'nin insan hakları konusunda öncü ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Uzmanlar, BAE, özellikle İnsan Hakları Konseyi'ne üç kez üyeliğiyle, dünya çapında insan haklarını ilerletme ve karar alma süreçlerinde
Açıklama, dün akşam Cenevre'den video konferans teknolojisi aracılığıyla düzenlenen ve BAE'de insan haklarına ilişkin gölge raporun incelendiği üst düzey bir sempozyum sırasında yapıldı. Önümüzdeki Mayıs ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne BAE’nin insan hakları raporu resmi olarak sunulacak.
Uzmanlar, BAE'nin cinsiyet eşitliği için önde gelen bir küresel model olmanın yanı sıra, dinler arası diyalog ve bir arada yaşamanın canlı bir örneği olduğunu, insan hakları alanındaki başarılarının kuruluşundan bu yana devam ettiğini ifade etti.
Uzmanlar, BAE'nin Yemen gibi diğer birçok ülkedeki insani çabalarına ek olarak, özellikle son zamanlarda Türkiye ve Suriye'yi vuran deprem sonrası acil müdahalesini örnek göstererek, ülkenin küresel insani yardım çalışmaları alanındaki önemli rolüne işaret etti.
Sempozyumda uzmanlar, BAE'nin bireysel özgürlükler, cinsiyetler arasında eşitlik, fırsat eşitliği sağlama, çocuk ve yaşlı hakları gibi temel haklar başta olmak üzere işçi hakları, insan kaçakçılığıyla ve terörizmle mücadele, kara para aklama konusundaki üstün başarılarına da değindi.
BM'de danışmanlığa sahip bir oluşum olan Arap-Avrupa Diyalog ve İnsan Hakları Forumu Başkanı Ayman Nasri, BAE’nin insan hakları alanında kaydettiği üstün başarılar ışığında, uluslararası toplumdan geniş övgüler aldığına vurgu yaptı.
Ayman Nasri, BAE'nin İnsan Hakları Konseyi'ne üç kez üye olmasıyla, uluslararası insan hakları karar alma sürecinde kilit bir ortak haline geldiğini söyledi.
Uluslararası Diplomasi ve Diyalog Konseyi Eş Direktörü Dr. Eric Gozlan, BAE liderliğinin, insan haklarıyla ilgili vizyonu hakkında konuştu. Gozlan, BAE’deki rasyonel liderliğin, İsrail Devleti ile İbrahim Barış Anlaşması’nı imzalamak için cesur bir karar aldığını ve İsrail ile sürdürülebilir kalkınma ve refahı destekleyen tüm alanlarda ikili ilişkileri güçlendirme yolunda ilerlediğini vurguladı.
Dr. Eric Gozlan, BAE'nin aynı zamanda küresel bir hoşgörü ve bir arada yaşama feneri olduğunu ve Papa Francis ile El Ezher Büyük Şeyhi Ahmed Tayib arasındaki tarihi kardeşlik toplantısına ev sahipliği yaptığını da sözlerine ekledi. BAE'nin hoşgörü ve barışın birbirine bağlı olduğunu kanıtladığını, bugün BAE'nin hoşgörü ve barışa öncülük ettiğini ve her iki konuda birlikte çalışmanın önemi konusunda dünyaya benzersiz bir model olduğunu ifade etti.
Birleşmiş Milletler nezdinde danışmanlık statüsüne sahip olan Bahreyn Hukukçular Derneği Başkanı Dr. Abdul-Jabbar Al Tayeb ise, insan hakları konusunun, daha önce insan haklarından uzak olduğunu düşünülen iklim ve dijitalleşme dahil birçok alanla bağlantılı hale geldiğini söyledi. Küresel rekabet edebilirlik göstergelerine göre BAE'nin, hükümet performans endeksinde dünya çapında dördüncü, yerel pazar rekabetinde altıncı, güvenlik ekseninde yedinci ve hükümetlerin gelecekteki yönelimi ekseninde küresel olarak dokuzuncu sırada olduğunu belirterek, BAE’nin birçok sektörde üst sıralarda yer aldığını sözlerine ekledi.
Uluslararası insan hakları uzmanı olan Kosei Atsu, BAE'nin sürdürülebilir kalkınma sektöründe ve insan hakları alanındaki uluslararası çabaları güçlendirmede birçok başarı elde ettiğinin altını çizdi. BAE'nin, Abu Dabi Kalkınma Fonu gibi çeşitli kurumları aracılığıyla birçok ülkede birçok önemli kalkınma projesini uyguladığını da sözlerine ekledi. Ayrıca son dönemde Türkiye ve Suriye'yi vuran yıkıcı depremden etkilenenlere hava köprüsü aracılığıyla acil destek sağladığını ve büyük meblağlar tahsis ettiğine de değindi.
Gölge raporlar, Konsey'e üye her ülkenin periyodik olarak yaklaşık 4 yılda bir Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'ne sunduğu resmi rapora cevaben sivil toplum kuruluşları tarafından hazırlanıyor.
BAE'nin yakında sunacağı resmi belgeden bağımsız bu raporun hazırlanmasına 13'ten fazla Arap, Avrupa ve uluslararası insan hakları örgütü ve dünyanın dört bir yanından 17 uzman katıldı.