BAE, COP28’e ev sahipliği yapmayı neden hak ediyor?
BAE, bu yıl, COP28 BM İklim Zirvesi ev sahipliği yapmaya aday olduğunda, derin tecrübesine, yaşam standartlarını yüksek seviyelere taşıyacak temiz ve karbonsuz bir doğaya kavuşmak için sergilediği girişimlerine güveniyordu hiç şüphesiz.
Aslında çevre ve doğayı korumaya yönelik “BAE Modeli”, uzun ve ciddi çalışmanın bir meyvesi. Çünkü, gezegenimizi gelecek nesiller için korumak, BAE'nin ekonomik ve politik stratejisinin en önemli hedeflerinden.
BAE için COP28 özel bir öneme sahip. Çünkü BAE, 2015 yılında imzalanan Paris İklim Anlaşması doğrultusunda küresel taahhütleri yerine getirmek ve bu taahhütleri en güzel şekilde değerlendirmek adına bu zaman dilimini en uygun zaman olarak görüyor. Ayrıca BAE, söz konusu anlaşmanın, hedefine ulaşmasına katkıda bulunacak yeni taahhütlerin başlatılması ve dünyanın sıcaklık seviyesinin 2030 yılına kadar 1.5 santigrat derece azaltılması için kaçırılmayacak bir fırsat olarak değerlendiriyor.
BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı'na göre BAE, deneyimlerine dayanarak iklim değişikliğinin zorluklarını ele almak, ortak hedeflere ulaşma konusunda çabaları harekete geçirmek ve dünya genelinde umutları güçlendirmek, iklim değişikliğinin yansımalarını azaltmak ve yeni ekonomik fırsatlar yaratarak daha iyi bir dünya inşa etmek için bölgesel ve uluslararası ilişkilerini en etkili şekilde kullanmaya gayret ediyor. Peki, neden Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) COP28’e ev sahipliği yapmayı hak ediyor?
ULUSLARARASI ORTAKLIK
BAE, Arap dünyası ve Orta Doğu'da iklim sorununu benimseyen ilk ülkedir ve tüm ekonomik sektörlerde emisyonları azaltmayı taahhüt etmiştir. Dolayısıyla BAE’nin COP28 konferansına ev sahipliği yapacak olması; gezegeni korumaya ve kollamaya yönelik yaptığı onlarca bölgesel ve uluslararası konferansın düzenlenmesine öncülük etmesi, bu konferansları ağırlaması ve yorulmak bilmeyen uzun bir sürecin semeresidir.
BAE'nin daha önce ev sahipliği yaptığı en önemli konferanslardan biri de, ABD’nin iklim değişikliği elçisi John Kerry’nin katıldığı ve geçtiğimiz nisan ayında düzenlenen “Bölgesel İklim Diyaloğu” konferansıdır. BAE, yenilenebilir enerji çözümlerinin dağıtımını hızlandırma, karbonsuz enerji kaynaklarının potansiyelini keşfetme, yenilikçi çözümlere yatırım yapma, karbon yakalama, kullanma ve depolama konusunda bu konferansa katılan tüm ülkeleri ikna etmeyi başarmıştır.
Haziran 2009'dan bu yana, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'nın (IRENA) daimi genel merkezi Abu Dabi’de bulunmaktadır. Abu Dabi, yenilenebilir ve temiz enerji çözümleri bulmak için küresel gündemi belirleyen IRENA Genel Kurulu'nun yıllık toplantısına, Abu Dabi Sürdürülebilirlik Haftası'na ve 2014 ve 2019'te BM İklim Konferansları için hazırlık toplantılarına, Expo 2020 Dubai'nin Ekim 2021'in ilk gününden bu yana etkileyici başarısına ev sahipliği yaptı. COP28'in 2023'te BAE’de yapılacak olması, BAE'nin 2022 ve 2023 yıllarında Güvenlik Konseyi'ndeki daimi olmayan üyeliği ve 2022'den 2024'e kadar 3 yıllık dönemi kapsayan Dünya İnsan Hakları Konseyi üyeliğiyle aynı zamana denk gelecek.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE BAĞLILIK
1995'ten bu yana Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne olan bağlılığı da dahil olmak üzere, çevre ve iklim konusundaki uluslararası anlaşmalara en çok bağlı kalan ülkelerden biri olması, BAE'nin, COP28’e ev sahipliği yapmasında büyük rol oynamıştır. Daha önce de BAE, Ozon Tabakasının Korunmasına İlişkin Viyana Sözleşmesi ve Ozon Tabakasını İncelten Maddelere İlişkin Montreal Protokolü'ne imza atan ülkelerden biriydi. Ayrıca BAE, 2005 yılında, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne Kyoto Protokolü'nü kabul eden 191 ülke arasındaydı. BAE Dışişleri ve Uluslararası İşbirliği Bakanlığı'na göre, İklim Değişikliğine İlişkin Milletler Çerçeve Sözleşmesi ve BAE'nin gezegenimizi korumaya yönelik dış yardımları 2013'ten bu yana 40'tan fazla ülkede yenilenebilir enerjiyi desteklemek için yaklaşık 1 milyar doları buldu. BAE ayrıca, Karayip ülkeleriyle yenilenebilir enerji için bir Ortaklık Fonu kurdu.
TEMİZ ENERJİDE ÖNCÜ
BAE, Abu Dabi Hidrojen İttifakı aracılığıyla yeşil ve mavi hidrojen üretme olasılığını araştırırken, temiz ve yenilenebilir enerjiye güvenme konusunda dünya ülkelerinin başında gelir. Orta Doğu'da türünün ilk örneği olan ADNOC'un tüm elektrik şebekeleri tamamen nükleer ve güneş enerjisi ile güçlendirileceği, bu nedenle de ADNOC’ın, Ocak 2022'den itibaren EBEC'e yüzde 100 temiz enerji sağlayacağı belirtiliyor. Bu gerçekten tarihe geçecek bir girişim, çünkü BAE'yi 2050 İklim Nötrlüğü Planına daha da yakınlaştırıyor. Öte yandan Muhammed bin Rashid Al Maktoum Güneş Kompleksi, 5.000 MW'a kadar planlı üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük düşük maliyetli güneş kompleksi olmaya aday. Kompleks, 260 metre yüksekliğinde dünyanın en yüksek güneş kulesine ev sahipliği yapacak ve dünyanın en büyük 15 saatlik güneş enerjisi depolama kapasitesine sahip olacak. Kompleks 24 saat boyunca enerji üretimine izin veriyor ve Dubai Elektrik ve Su Kurumu'na göre temiz elektrik üretimi dünyanın en ucuzu.
2019 sonlarında başlayan Covid-19 pandemisine rağmen BAE, Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı'na (IRENA) göre, 2020 yılında 260 GW’lık temiz enerji üretimi elde etmeyi başardı. BAE, dört nükleer enerji reaktörünü tamamladığında, Barakah santrali, BAE'nin elektrik ihtiyacının yüzde 25'ini karbon emisyonu olmadan karşılayacak. Böylece BAE, karbon emisyonu olmadan, sıfır emisyonlu nükleer enerjiden yararlanan ilk Arap ülkesi olacak.
İKLİM ÇÖZÜMLERİ
BAE'nin dünya tarım sektörünün küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturduğunu fark etmesi, onu iş birliği arayışına sevk etti. Bu da, ABD Başkanı Joe Biden'ın himayesinde geçen yılın 23 Nisan’ında sanal olarak düzenlenen Liderler İklim Zirvesi sırasında ABD ve diğer 8 ülke ile iş birliği içinde "İklim için Tarımsal İnovasyon Girişimi"ni başlatmasına neden oldu. BAE İklim Değişikliği ve Çevre Bakanı Mariam bint Muhammed Said Hareb Al Muhairi'ye göre, çevresel etkileri azaltmaya odaklanarak, büyüyen küresel nüfusun beslenme gereksinimlerini karşılamak için sürdürülebilir tarımda araştırma, geliştirme ve inovasyon yatırımlarını artırmak gerekiyor.
İşte elde edilen tüm bu başarılar ve BAE'nin temiz enerji, iklim çözümleri alanında sahip olduğu öncü pozisyon ve çevrenin korunması konusunda bölge ve dünya ülkelerine verdiği destek, BAE’yi COP28 konferansına ev sahipliği yapmaya ehil kılıyor.