Al Ain Türkçe Özel! Aydın Sezer ile konuştuk: Doğu Akdeniz’de kaçan doğalgaz trenine yetişilebilir mi?
Türkiye, İsrail ve Mısır’la ilişkilerini düzeltirken, Suriye’ye yönelik adımlar da geliyor. Peki bu adımlar Doğu Akdeniz gazında Türkiye’ye kaybettiği pozisyonu kazandırabilecek mi, Sezer, bunların yeterli olmayabileceği kanısında.
AK Parti yönetiminin Ortadoğu’da attığı barış adımları, geçişte sorun yaşanan ülkelerle ilişkilerin yeniden başlamasına olanak tanısa da, kimi gündemlerde yaşanan kayıpların giderilip giderilemeyeceğine ilişkin sorular merak uyandırmaya devam ediyor. Özellikle Doğa Akdeniz’deki doğalgaz yataklarına ilişkin Türkiye’nin kaybı, bunlardan en büyüklerinden birisi.
Ankara, ilişkileri düzeltmek için geçmişte attığı adımları teker teker geri çekmeye çalışırken, bu soruya yanıt bulabilmek adına Akdeniz’de yaşanan doğalgaz savaşlarında merak edilen soruları bu alanda çalışmaları ile bilinen, konuya ilişkin “Mavi Düş” kitabının da yazarı Aydın Sezer ile konuştuk.
“İNİSİYATİF ŞİKETLERDE”
Sezer, “Doğu Akdeniz'deki gaz denkleminde öncelik ve inisiyatif enerji şirketlerindedir. Özellikle de konsorsiyumlarda çoğunluk hissesi olanlarda. Kıbrıs açıklarında ve İsrail’de inisiyatif ABD’li Chevron ve Exxonmobil'de,
Mısır açıklarında da İtalyan Eni'de. Hükümetlerin öncelikleri sadece yol göstermesi açısından önemli olabilir ancak ticari kararları konsorsiyumlar verir.” ifadelerini kullandı.
SURİYE İLE İLİŞKİLERİN ÖNEMİ
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama ve çıkarma faaliyetlerinin başladığı gün bu sürece dahil olduğunu anımsatan
Sezer, “The Arab Pipiline, Mısır’dan başlayarak Ürdün-Suriye hattı üzerinden Kilis’e doğru uzanıyor. Hattın Halep- Kilis arası da tamamlandı. Ancak Suriye savaşı sebebi ile Halep-Humus inşası yarım kaldı ve hat mühürlendi. Bu hat İsrail ve Lübnan'a da uğruyor. Orijinal projede Suriye-Kıbrıs bağlantısı da var.” diyerek projenin yarım kaldığını ve bunun geleceğinin Suriye ile ilişkilere bağlı olduğunu vurguladı. Sezer, hat her ne kadar Türkiye’ye uzanmamış olsa da, “Mısır’da Eni’nin tercihi ile kurulan LNG tesislerinin Çin ile birlikte en büyük alıcısı konumundayız” diyerek Türkiye’nin gaz ihtiyacında önemli bir yeri olduğunu belirtti.
“KIBRIS GAZI ÖNEMLİ BİR ENGEL”
Sezer, Mısır ve İsrail ile yakınlaşma tesis edildiği durumda, hatta bir Akdeniz boru hattı projesi masaya gelse dahi ABD’li firmaların buna Güney Kıbrıs gazını da dahil etmek isteyeceğini ve Türkiye’nin Kıbrıs ilişkileri sebebi ile bunun görünür gelecek için pek mümkün olmayacağını ifade etti. Sezer, Türkiye’nin en büyük alıcılardan birisi olmasının da bunda etkili olacağını öne sürdü.
Sezer, böyle bir denklemin gerçekliği değiştirme etkisinin zayıf olacağını ifade ederken, iç politikada bir dönem için önemli bir malzeme olarak kullanılabileceğini işaret etti. Sezer, tüm bunların ötesinde, Suriye üzerinden gelen boru hattının Akdeniz gazının toplanma alanı olduğunu ve bunun Türkiye’nin gaza erişimini oldukça kolaylaştıracağını da belirtti.