Avrupa Birliği'nde kriz: Timmermans'ın yerine kim geçecek?
Avrupa Yeşil Anlaşması, Frans Timmermans'ın istifası sonrasında Avrupa Parlamentosu içinde siyasi gerilimlere neden olan büyük bir krizle karşı karşıya.
Frans Timmermans, Avrupa Birliği Komisyonu'ndaki iklim politikalarından sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görevinden bir ay önce istifa etti.
Timmermans, Hollanda'da yapılacak olan bir sonraki parlamento seçimlerinde partisini temsil etmek ve ülkesinin gelecekteki Başbakanı olma amacıyla ayrıldı.
Timmermans'ın görev süresi boyunca Avrupa'da çevre ve iklim çalışmaları ileri bir seviyeye taşınarak birçok başarı elde edildi.
İstifasını kabul ederken, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, onun Avrupa Yeşil Anlaşması'nı gerçek bir başarıya dönüştürdüğünü ve sayesinde Avrupa Birliği'nin iklim nötr bir kıta olma hedefine büyük adımlar atıldığını belirtti.
Timmermans'ın ayrılmasının ardından, geçici olarak Komiser Maroš Šefčovič görevi devraldı ve yerine geçecek kişiyi seçene kadar bu görevi sürdürüyor.
Gözlemcilere göre, Timmermans'ın ayrılması, Avrupa Birliği içindeki en önemli bakanlıklardan birinde bir boşluk yaratmış durumda…
YEŞİL ANLAŞMA ADAMI
Timmermans, 2019 yılında Avrupa Birliği'nin tarihî Yeşil Anlaşması'nın sorumlusu haline geldi ve Ursula von der Leyen tarafından "Avrupa'nın Ay'daki adamı" olarak tanımlandı.
O zamandan beri, Avrupa Birliği'nin 27 üyesinin 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşmasını sağlamayı amaçlayan dönüşümcü politika oluşturma sürecini yönetti ve karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar sıfıra indirme amacıyla 12 yasayı geçirmeyi başardı.
Timmermans, Birlik üyelerinin 2030 yılına kadar emisyonlarını yarı yarıya azaltma taahhüdünü kazandı ve birçok ülkenin emisyon sürelerini uzatma çağrılarına karşı koymayı başardı.
Daha da ileri giderek, 2030 yılına kadar emisyonların azaltılma hedefini yüzde 50'den 55’e yükseltme konusunda başarılı oldu.
Avrupa Birliği (AB), iklim krizi ile mücadelede dünyada öncü bir rol üstlenmek amacıyla "Yeşil Anlaşma" olarak bilinen eylem planı İspanya'nın başkenti Madrid'de Birleşmiş Milletler (BM) İklim Konferansı (COP 25) yapılırken duyurulmuştu.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından açıklanan eylem planı bütün üye ülkeleri 2050 yılına kadar karbon-nötr hale getirmeyi hedefliyor.
Timmermans'ın en önemli başarılarından biri, Avrupa Yeşil Anlaşması olarak bilinen inisiyatifi hayata geçirmesidir.
Anlaşma, çevreyi ve doğal kaynakları koruma hedeflerini iklim eylemiyle birleştiren ve tüm yasaları iklim ve çevre hedeflerine uygun olup olmadığını gözden geçirmeyi içeriyor. Böylece adil bir Avrupa geçişini sağlar.
Yeşil Anlaşma, temiz enerjiye geçişi, enerji verimliliğini artırma ve tüketim alışkanlıklarını iyileştirme, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması ve yeşil hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesini içerir.
Anlaşma, temiz endüstriye geçişi, üretim ve tüketimde dairesel ekonomiye geçişi teşvik eder.
Anlaşma ayrıca sürdürülebilir ulaşım araçlarına geçişi kapsar, sadece elektrik ve hidrojen gibi yakıtları değil, aynı zamanda toplu taşımayı teşvik eder, şehir planlamasını düzenler ve konut, iş ve eğlence merkezlerini düzenler, böylece iletişim ve trafik akışını düzenlenmesine katkı sağlamış olur.
Tarım alanında da 2030 hedeflerine odaklanan anlaşma, organik tarımın payını yüzde 25'e çıkarmayı, gübre kullanımını yüzde 20 azaltmayı ve böcek ilaçlarını yüzde 50 azaltmayı amaçlar.
"Kirliliği Sıfırla" eylem planını içeren anlaşma, su, hava ve toprak kirliliğini 2050 yılında zararsız seviyelere indirme hedefini benimser.
Anlaşma, biyoçeşitliliği koruma ve iklim eyleminin temeli olarak doğayı koruma hedefini içerir. Ayrıca ağaçlandırma, nehir canlandırma, geri dönüşüm ve Avrupa genelinde tahrip edilmiş ve tehdit altındaki doğal sistemleri canlandırma çabalarını içerir.
Timmermans, uluslararası müzakerelerde de önemli bir figürdü. Şarm El Şeyh COP27 Zirvesi sırasında Zarar ve Kayıp Fonu hakkında anlaşmaya varılmasına yardımcı olma konusunda etkili bir rol oynadı.
TİMMERMANS’İN AYRILMASIYLA BİR BOŞLUK OLUŞTU
Timmermans'ın ayrılması, Avrupa Komisyonu içinde büyük bir krize yol açtı, çünkü onun halefinin Yeşil Anlaşma'nın yönetimini aynı hırsla ve yetenekle sürdürüp sürdüremeyeceği bilinmiyor.
Avrupa adına zorlu iklim müzakerelerini yönetme yeteneği konusunda ciddi endişelere yol açtı.
Yeşil Anlaşma ve Timmermans'ın halefi etrafındaki siyasi gerilimler Brüksel'de kaynama noktasına ulaştı.
Avrupa Parlamentosu, Yeşil Anlaşma ve İklim görevlerini üstlenmek için başvuran adayları Maroš Šefčovič ve Lopke Hoekstra'yı reddetti.
İki aday, görevlerini üstlenmek için gereken üçte iki çoğunluğu elde edemedi. Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, bu başarısızlığın nedeninin, Yeşil Anlaşma ile ilgili planlarının ve vizyonlarının zayıf ve belirsiz olduğundan kaynaklandığını belirtti.
Avrupa Yeşiller Partisi Sözcüsü Michael Bloss, Avrupa Parlamentosu önünde "Sadece az sayıda ayrıntı sundular ve bu, büyük bir hayal kırıklığıydı. Yeşil Anlaşma'yı yönetmek, yan iş değil, bu Komisyonun merkezi gündemi ve önümüzde yapılacak çok iş var." İfadelerini kullandı.
Bu gelişmeler, Yeşil Anlaşma'nın geleceği ve Avrupa Birliği'nin iklim politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlik yaratmış gibi görünüyor.