Oruç: ATACMS füzeleri, Rusya-Ukrayna savaşını bir dünya savaşı haline getirebilir
Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, ABD’nin eski başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’ya uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma konusunda izin vermesinin, Rusya-Ukrayna savaşının yayılmasına sebep olabileceğini belirtti.
Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın Ukrayna’nın ATACMS füzelerini kullanmasına izin vermesinin yankıları sürüyor. Füzelerin kullanılmasıyla birlikte 3’üncü Dünya Savaşı’nın fitilinin ateşleneceğine ilişkin değerlendirmeler yapılıyor. Füzelere ilişkin tartışmalar sürerken Rusya’nın buna nasıl karşılık vereceği, Biden’ın neden böyle bir adım attığı ve Trump yönetiminin bu süreci nasıl yöneteceğine ilişkin sorular merak edilmeye başlandı.
Orta Doğu Uzmanı Haydar Oruç, bu soruları Al Ain Türkçe için yanıtladı. Oruç sözlerine Biden yönetiminin, görevden ayrılmasına iki ay kala Ukrayna’ya ATACMS diye bilinen uzun menzilli taktik füze sistemlerini Rusya’ya karşı kullanma konusunda izin vermesinin, 2022 yılından beri devam eden Rusya-Ukrayna savaşının yeni bir evreye girmesine yol açtığını belirterek başladı.
FÜZELERİN KULLANILMASINA NEDEN ŞİMDİ İZİN VERİLDİ?
ATACMS füzelerinin bir yıldır Ukrayna’da bulunduğunu ancak kullanımına izin verilmediğini hatırlatan Oruç, füze sistemlerinin kullanılmasına neden şimdi izin verildiğine yönelik birkaç tahmin bulunduğunu söyledi.
Haydar Oruç
Oruç, “Bunlardan ilki, Rusya’nın Kuzey Kore’den gelen askerleri sahaya sürerek üstünlük sağlamaya başlamış olmasıdır. Dolayısıyla ABD yönetimi de böyle stratejik bir karar alarak sahadaki durumu Ukrayna lehine dengelemeye, Rusya’nın avantajını ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Ancak ABD yönetimindeki karar değişikliğinin Kuzey Kore’nin asker göndermesinden hemen sonra değil de, ABD seçimlerinin sonuçlanıp Trump’ın yeni ABD başkanı olmasından sonra gelmesi, asıl amacın bu olmadığını düşünmemize sebep olmuştur” dedi.
İkinci tahminin ilk tahmine göre daha rasyonel olduğunu belirten Oruç, “İkinci tahmin ise ABD’deki yönetim değişikliğiyle ilişkilidir. Trump’ın kampanya döneminden itibaren başkan olduğunda Rusya-Ukrayna savaşını durduracağını söylediği hepimizin malumudur. Hatta seçimden sonra yapmış olduğu ilk konuşmada da bu konuya temas etmiş ve göreve başladığında ilk önceliğinin bu olacağını belirtmiştir.
İşin daha ilginç tarafı ise, hem Trump’ın kabinesine alacağını açıkladığı isimlerin hem de oğlu Donald Trump Jr.’ın sosyal medya hesaplarından yaptıkları açıklamalarda Rusya-Ukrayna savaşına temas ederek, Ukrayna’ya daha fazla yardım yapılamayacağını ifade etmeleri olmuştur. Hatta Danold Trump Jr., “Zelensky Maaşının kesilmesine 38 gün kaldı” diyerek aşağılayıcı bir ifade de kullanmıştır” ifadelerini kullandı.
Trump’ın Ukrayna’nın çıkarlarına hitap etmeyeceği yönünde açıklamalarda bulunduğunu vurgulayan Oruç, “Yani Trump savaşı bitirmek için Ukrayna’ya yapılan yardımları keseceği gibi sırf Rusya’yı da muhtemel bir barışa ikna etmek üzere Ukrayna’dan bazı toprak tavizleri vermesini de isteyebilecektir. Görüldüğü üzere ABD’nin gelecek başkanının Ukrayna politikasıyla mevcut yönetiminin politikası neredeyse taban tabana zıttır. Dolayısıyla Biden yönetiminin şimdiye kadar yapılanların boşa gitmemesi için gelecek yönetimin elini kolunu bağlayacak bazı adımlar atmaktan çekinmediği anlaşılmaktadır” diye konuştu.
“RUSYA SAHAYA İLAVE SİLAHLARI SÜREBİLİR”
Oruç, Biden yönetiminin bu hamlesine karşılık Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yanıtını hatırlatarak “Bu sadece Trump’ın elini kolunu bağlamakla sınırlı kalmayacak, Rusya’nın da sahaya bazı ilave silahları sürmesine yol açabileceği gibi savaşı genişletip tüm Avrupa’ya yayılmasına yol açacak bir süreci başlatabilecektir. Zira Putin, Biden’ın konuyla ilgili kararından sonra Ukrayna’nın bu silahları kullanması halinde bunun üçüncü dünya savaşını çıkarabileceğini belirterek, Rusya’nın herhangi bir oldu-bittiye sessiz kalmayacağını ifade etmiştir.
Buna rağmen Ukrayna yönetiminin de eline geçen bu fırsatı kullanmak isteyebileceği ve bu sayede yaklaşık 300 km menzilli bu füzeleri kullanarak Rusya’nın derinliklerine saldırılar düzenleyebileceği değerlendirilmektedir. Zira Rusya’nın müzakereler yoluyla işgal ettiği topraklardan çekilmeyeceğini iyi bilen Ukrayna, Trump henüz başkanlık koltuğuna oturmadan bir aksiyon alıp, sahadaki durumu lehine çevirme gayretindedir” ifadelerini kaydetti.
Oruç şunları söyledi:
“Ancak gerek Biden yönetiminin gerekse de Zelensky’nin Rusya’nın vereceği karşılığı iyi hesap etmesi gerekmektedir. Keza hem Putin hem de diğer Rus askeri yetkililer daha önce yapmış oldukları açıklamalarda Rusya’nın ulusal güvenliğinin tehdit altında olması halinde nükleer silah kullanmaktan çekinmeyeceklerini söyleyerek pandoranın kutusunu açmışlardır.
“DÜNYA SAVAŞINA EVRİLMESİNE YOL AÇABİLECEK BİR GELİŞME”
Bugün Ukrayna’ya ATACMS sisteminin kullanılmasına izin verilerek, Rusya’nın içlerini vurabilecek ABD yapımı füzelerin kullanılması ihtimalinin ortaya çıkması tam da belirtildiği gibi Rus ulusal güvenliğini tehdit eden bir davranış olacaktır. Dolayısıyla Rusya’nın da buna misliyle karşılık vermekten başka çaresi kalmayacaktır.
Sonuç olarak, Biden yönetiminin Ukrayna’ya daha önce sevk etmiş olduğu uzun menzilli ATACMS füzelerini kullanma izni vermesi, bölgede savaşın daha da tırmandırılmasına, hatta savaşın Avrupa’ya yayılmasına ve bu vesileyle de bir dünya savaşına evrilmesine yol açabilecek bir gelişmedir.
Dolayısıyla bu süreçte tüm aktörlerin sorumlu davranması gerekmektedir. Özellikle görev süresi çok kısa süre sonra bitecek olan Biden’ın, bu gibi kritik kararlar vermesi etik olarak uygun olmadığı gibi, kendisinden sonra gelecek başkanı zor durumda bırakma ihtimali nedeniyle de art niyetlidir. Nihayetinde her başkan ülkesinin menfaatlerini gözetmek kaydıyla kendi politikasını uygulamak ve buna göre kararlar almak serbestine sahiptir.
Trump da bu kapsamda Ukrayna-Rusya savaşının devam etmesini, daha da önemlisi ABD’nin bu savaşı finanse etmesini istemiyor olabilir ve bu en doğal hakkıdır.
Ez cümle, Biden’ın bu kararı sahadaki durumu değiştirmeyeceği gibi, Rusya’nın da nükleer silah kullanmasına yol açabileceği için, zamansız ve yanlış bir tercih olmuştur”