Aselsan’ın çalışanlarının yüzde 21’i kadın
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların gücünü gösteren veriler art arda geliyor. Milliyet yazarı Didem Özel Tümer de Türk savunma sanayiinin kadın çalışanlarıyla buluştu. Aselsan’ın kadın çalışanlarının görüşlerini dile getirdi.
Milliyet Gazetesi yazarı Didem Özel Tümer, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Türk savunma sanayiinin gözbebeği Aselsan’daydı. Aselsan’ın kadın çalışanlarıyla konuştu ve izlenimlerini aktardı.
Didem Özel Tümer’in yazısı şöyle;
‘Cinsiyet değil mühendislik meselesi’
Milliyet, Türk savunma sanayiinin gözbebeği ASELSAN’da sektörün kadın gücünün temsilcileriyle bir araya geldi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, savunma sanayiini, katkı verdikleri ürünleri ve sektörde kadın olmayı konuştuk.
Savunma sanayii erkeklerin hakimiyetinde bir alan olarak algılansa da Milliyet’in buluştuğu ASELSAN kadınları, bunun yaygın bir yanlış olduğunu anlattı. Kuruluşundan bu yana kadın mühendislerin hep var olduğu kuruluşta bugün çalışan kadınların çoğu daha üniversite yıllarında ASELSAN’da olmayı hedeflemiş. Aralarında mühendis babalarının teşvikiyle sektörde çalışmayı en baştan kafasına koymuş olanlar da var. “Bu cinsiyet değil, mühendislik meselesi” diyen ASELSAN’ın kadın gücü, sektörde en önemli avantajlarını uzun soluklu, zorlu projelerde “sabır” olarak görüyor. Kara, hava, deniz, uzay ve siber sistemlerinde üretilen tüm ürünlerde izleri bulunan ASELSAN kadınlarının şirket politikası gereği isimlerini ve görevlerini ayrıntılı olarak vermeyeceğiz.
Yüzde 21 kadın
ASELSAN’ın 10 binin üzerindeki çalışanının yüzde 21’ini kadınlar oluşturuyor. Biz oranı az bulsak da ASELSAN kadınları bunun mühendislik bölümü öğrencisi kadınların az olmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Bazı bölümlerde kadın oranının yüzde 50’ye ulaştığının da altını özellikle çizdi. 25 yıldır ASELSAN’da görev yapan Haberleşme Sistemleri yöneticisi, döneminde mezun olan 4 kadından 3’ünün savunma sanayiinde çalıştığını belirtti. Birkaç yıllık endüstri mühendisi ise 15 kişilik sınıfından, 8 kadının bugün sektörde olduğunu aktardı. Sektörde kadın olmayı olağanüstü olarak değerlendirmedikleri gibi “Bu cinsiyetten bağımsız bir şey. Erkek çalışanlarımız da asker değil. Kadın ya da erkek olmak hiçbir fark yaratmıyor. Çok çalışmak ve eğitim almış olmak temel kriter” noktasında buluştular.
‘Oyuncağımız teknoloji’
Peki ama daha çocukken ellerine savaş oyuncakları tutuşturulan, sonrasında savaş içerikli bilgisayar oyunlarına geçen, askerlik yapan erkek mühendisler de mi daha avantajlı değil? Ortaya yine cinsiyetten bağımsız, tam bir mühendis yanıtı çıktı:
“Bizim oyuncağımız tank, tüfek değil, teknoloji. Hepimiz teknolojiyi oluşturan halkalarız. Bu teknoloji de savunma sanayimize, ülkemizin bekasına hizmet ediyor. Askeri ihtiyaçları da o alanla ilgili uzman kişilerle konuşmamız gerekiyor. Nasıl bir sistem isteniyor, nerede, ne kadar süre ile ve hangi koşulda kullanılacak, kaç kişi için olacak gibi tüm sorular değerlendirmeye alınıyor.”
Sabır en büyük avantaj
“Kadınların savunma sanayiinde en avantajlı oldukları özellikleri nedir?” soruma mühendislerden biri “Sabır” yanıtı verdi. Diğerleri de bunu onayladı:
“Projelerin süreleri uzun. Azimle, sabırla, bıkmadan çalışmanız gerekiyor. Ekibi iyi yönetmek, hedefe odaklanmak, bazen risk almak gerekiyor. Program yönetiminde kadınlar avantajlı çünkü çok ciddi bir ilişki yönetimi de yapmanız gerekiyor. Müşteri, tedarikçi var, şirket içindeki diğer ekipler var, teslimat süreleri var... Bunların üstesinden gelebilmek için kadınların doğuştan getirdiği yetenekler devreye giriyor. Bu yüzden program yönetiminde çok sayıda kadın var”
Bu sözleri 26 yaşındaki endüstri mühendisi kendi hikâyesi ile teyit etti:
“Proje mühendisi olarak başladım. 4 yılda Türkiye’nin ilk hava savunma radarı olan Kalkan Projesinin yöneticiliğine atandım. Şimdi onu yürütüyorum.”
Tehditlere karşı...
Savunma sanayiinin sürekli yeni tehditleri dikkate alması gerektiğini belirten hava savunma sistemlerinden sorumlu üst düzey yönetici, “Biz o tehditlere karşı alan uzmanlarıyla, kullanım konseptlerini değerlendirerek, nasıl bir sistem geliştirmeliyiz, bunu nasıl önleyebiliriz diye Savunma Sanayii Başkanlığı’nın öncülüğünde paralel çalışmaları da yürütüyoruz” dedi. Bu sözlerden savaş sahalarını da rakiplerini de yakından takip ettiklerini anlıyorum. Nitekim aynı mühendis, “Savaş taktikleri değişiyor. Literatürü takip etmek durumundayız. Yeni gelişen tehditleri inceleyip karşı atak olarak neler yapılabilir, nasıl önlenebilir o anlamda yoğun mühendislik faaliyeti yürütüyoruz” ifadesini kullandı.
‘Çoğunlukla arazideyiz’
Ürünlerin saha performanslarını gözlemek ve geliştirmek için operasyon alanları ve tatbikat sahaları doğal çalışma alanları haline gelmiş. Bir mühendis “Çoğunlukla arazideyiz. Gece gündüz atışlarında, platform entegrasyonlarında, askeri birliklerde yurtiçi ve yurt dışında” dedi.