Ankara Üniversitesi'nin biyoçeşitlilik cenneti!
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi, biyoçeşitliliği, tarihi ve bilimsel önemiyle Türkiye'nin koruma altındaki doğa harikalarından biri olarak öne çıkıyor.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi yerleşkesi, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın tarihine, kültürüne ve bilimsel altyapısına katkıda bulunan bir öğrenim yeri olarak bilinirken, aynı zamanda biyolojik çeşitliliği ile de dikkat çekiyor. Bu yerleşke, hem öğrencilere, hem bilim insanlarına hem de doğa meraklılarına nadide bir doğal laboratuvar sunuyor.
Bu özel yerleşkenin tarihsel kökenlerine baktığımızda, 1943-1950 yılları arasında, aslen uçakların iniş-kalkışları için kullanılan bu bozkır alanın, nasıl Türkiye'nin biyoçeşitlilik açısından en zengin bahçelerinden birine dönüştüğünü görebiliriz. İki büyük binadan oluşan Fen Fakültesi'nin bu yeşil alanı, özenle seçilen yerli ve egzotik bitki türleri ile donatılmış.
Bahçe, Arizona servisi ve Himalaya çamı gibi uzak bölgelerden getirilen türlerin yanı sıra, Türkiye'nin özgün bitki örtüsünü temsil eden Toros köknarları gibi türlerle bezeli.
Öğretim Görevlisi Tuğrul Körüklü'nün ifadeleri, bu bahçenin sadece estetik bir amacı değil, aynı zamanda bilimsel bir amacı da olduğunu vurguluyor. Burada yetiştirilen bitkiler, öğrencilere doğada nasıl büyüdüğünü, nasıl bir ekosistemde yaşadığını ve nasıl bir biyolojik çeşitlilik oluşturduğunu gösterme amacını taşıyor. Ayrıca, bahçenin Ankara iklimine özgü olarak tasarlandığını ve bu sayede hem yerel hem de yabancı türlerin bir arada, doğal şartlarda yetişebildiğini belirtiyor.
Bununla birlikte, bahçede sadece bitkiler değil, çeşitli hayvan türleri de yaşamını sürdürüyor. Kuşlar, sürüngenler ve memeliler; bu özel ekosistemin bir parçası olarak, ziyaretçilere doğanın nasıl bir bütünlük içinde çalıştığını gösteriyor. Özellikle kulaklı orman baykuşu gibi ender rastlanan hayvan türleri, bu bahçeyi evleri olarak benimsemiş durumda.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nin bu benzersiz bahçesi, sadece bir üniversite yerleşkesinden çok daha fazlasını temsil ediyor. Doğanın harikalarını, bilimin ışığında sunan ve koruma altında olan bu özel alan, gelecek nesillere de bu değerleri aktarmayı hedefliyor.