Altınsoy: Fidan'ın terörle mücadelede iş birliği önerisi Irak'ın istikrarı açısından önemli | Al Ain Türkçe Özel
Dr. Zeynep Deniz Altınsoy, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Irak ziyaretinde PKK’nın terör örgütü olarak tanınmasına ilişkin açıklamalarına yönelik yaptığı değerlendirmelerde “Türkiye’nin terörle mücadelede işbirliği önerisi Irak’ın istikrarını sağlaması a
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak’a 3 gün sürecek resmi ziyaretler düzenliyor.
Ziyaretler kapsamında Irak Dışişleri Bakanı Fuat Hüseyin ile Bağdat’ta Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Fidan “Ortak düşmanız olan PKK terör örgütünün, ikili ilişkilerimizi zehirlemesine izin vermemeliyiz. Irak'tan dostluk ve kardeşlik gereği PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanımalarını bekliyoruz” dedi.
Görüşmelerde ekonomik ilişkiler, su meselesi ve ‘Kalkınma Yolu Projesi’ni de gündeme getiren Fidan, bölgesel güvenlik ve Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda iş birliği yapmayı teklif etti.
Fidan’ın Irak’a gerçekleştirdiği bu ziyareti ve yaptığı açıklamaları Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zeynep Deniz Altınsoy Al Ain Türkçe için değerlendirdi.
Fidan’ın Irak’ı PKK’yı terör örgütü olarak tanımasına yönelik çağrısıyla Türkiye’nin üzerine düşeni yaptığını belirten Altınsoy, görüşmelerin ileriki dönemlerde yeni iş birliklerinin geliştirilmesi açısından bir yol açacağını da ifade etti.
“IRAK PKK İLE MÜCADELEDE BAŞARILI OLAMADI”
Sürecin geçmişine ilişkin bilgiler veren Altınsoy, “Körfez savaşı ile başlayan ve asıl amacı orta doğuda birçok ülkenin istikrarını bozmaya çalışan süreç bilindiği üzere Arap Baharı ile devam etti. Bu istikrar zehirlenmesinde Irak ne yazık ki ilk ülke olarak seçildi ve bunun asıl nedeni de Irak’ın Kuzeyindeki etnik çeşitliliğin araç olarak kullanılmasında bir deneme tahtası olmasıydı. Orta doğuda planlanan dizaynın laboratuvar sahası olan Irak zamanla belirli bir istikrarı yakalama şansını elde etti ancak burada yerleşen ve birçok alanı üs bölgesi olarak belirleyen PKK terör örgütü ile olan mücadelede çok başarılı olamadı. Bu nedenle sınır güvenliğini sağlamak zorunda olan Türkiye uluslararası hukukun kendisine tanımış olduğu tüm hakları kullanarak sınır ötesi operasyonlar yaptı. Bu minvalde Irak hem kendi istikrarı ve güvenliği hem de sınır komşusu olmanın vermiş olduğu sorumlulukla topraklarında faaliyet göstermeye çalışan terör örgütüne karşı bir tavır sergilemek zorunda. Ancak daha önce de belirttiğimiz üzere savaş sonrası istikrarın sağlanması konusunda epey zorluklar çeken Irak bu alanda bir desteğe de ihtiyaç duymakta” dedi.
Altınsoy şunları söyledi:
“Hem sınır komşusu olmak hem de uluslararası alanda terör faaliyetlerine karşı uluslararası hukuk düzleminde işbirliği içinde mücadele etmek konusunda sistemin içinde de hukuki olarak tanınan bir devlet olmanın hakkını vermek zorundadır. Dolayısıyla Türkiye’nin terörle mücadelede işbirliği önerisi Irak için aslında istikrarının sağlanması ve uluslararası sistemin bir aktörü olarak üzerine düşeni yapması açısından önemlidir. İki ülke arasında geliştirilmek istenen su yollarının kullanımındaki iş birliği ve diğer komşuluk ilişkilerinin düzenli olarak sağlanabilmesi de her iki ülkenin çıkarları açısından kıymetlidir. Tüm bunların ışığında Sayın Hakan Fidan’ın yapmış olduğu açıklamadan da anlaşılacağı üzere Türkiye başta terörle mücadele olmak üzere Irak’ın toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu ve komşusunun bu anlamda desteklediğini başından beri deklare etmiştir. Bölgesel sorunlarda bölge aktörlerinin işbirliği ile çözümler üretme konusunda Türkiye üzerine düşeni yapmaktadır. Bu görüşme ileriki dönemlerde yeni işbirliklerinin geliştirilmesi açısından da bir yol açacaktır”
Görüşmelerde gündeme gelen ‘Kalkınma Yolu Projesi’ne yönelik de konuşan Altınsoy, iki ülkenin de iklim değişikliği sorunundan oldukça etkilendiğini ifade etti. Altınsoy şunları kaydetti:
“IRAK’TA 850 TÜRK ŞİRKETİ FAALİYET GÖSTERİYOR”
“Bu sorunu ve etkiyi en aza indirmek amacıyla ortak çalışmaların güçlendirilmesi gerekiyor. Her iki ülke de bunun farkında ve bilincinde. Özellikle tarım kaynaklı ekonomik sorunların başında da su kaynaklarının yönetim sorunu yatmaktadır. Türkiye bu konuya kendi kaynak ve projeleri ile destek vermeye hazır olduğunu belirtiyor. Şayet Irak ile birlikte oluşturulan işbirlikleri olumlu yönde ilerlerse ki bunların başında Irak petrollerinin Türkiye üzerinden ihraç edilmesi konusu gelmektedir su sorunlarının da aynı düzlemde ya da benzer yaklaşımlarla üstesinden gelinebilir. Irak'ta 850 Türk şirketinin faaliyet gösterdiği biliniyor. Türkiye komşuluk ilişkileri kapsamında bu şirketlerin Irak’ta yürüttükleri iş gücünü desteklemektedir. Su ve petrol sorunları bu şirketlerle ya da yine alanda faaliyet gösterebilecek şirketlerle yürütülebilecektir”