Almanya'daki seçmenin tercihini hangi etkenler belirledi?
Uzmanlar, 14 Mayıs seçimlerinde Almanya’daki seçmenin tercihini Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’ndan yana kullanmasında ‘muhafazakar-dindar’ bir sosyal yapıya sahip olmalarının etkili olduğunu ifade etti.
Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılan cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçiminde Almanya'da oy kullanan seçmenlerin tercihi yine Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AK Parti’den yana oldu.
Resmi olmayan sonuçlara göre Almanya'daki seçmenlerin yüzde 65,49'u Erdoğan'ı seçerken, yüzde 50,52'si de AK Parti'ye oy verdi.
Yurt dışında sandık kurulmaya başlandığı 2014 yılındaki cumhurbaşkanı seçimlerinden bu yana yapılan her seçimde, Erdoğan ve partisi AK Parti Almanya'da sandıktan birinci olarak çıktı.
Uzmanlar, Almanya’daki seçmenin tercihini Erdoğan ve AK Parti’den yana kullanmasında etkili olan etmenlere ilişkin DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulundu. Uzmanlara göre Almanya'daki Türk seçmenlerin önemli bir bölümü "muhafazakâr-dindar" bir sosyal yapıya sahip oldukları için Erdoğan'a ve AK Parti’ye oy veriyor. Bunun yanı sıra, AK Parti'nin Almanya'daki farklı kuruluşlar aracılığı ile Türklere yönelik faaliyetleri de bu tercihte önemli bir etken olarak gösteriliyor.
Duisburg-Essen Üniversitesi'ne bağlı Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı'ndan Caner Aver, Erdoğan'ın ve AK Parti'nin tercih edilmesinde Almanya'daki seçmenlerin "sosyal yapısının" etkili olduğunu belirtiyor.
“OLDUKÇA MUHAFAZAKARLAR”
Almanya'daki seçmenlerin önemli bir bölümünü "misafir işçi" olarak ülkeye gelen göçmenlerin ve onların çocuklarının oluşturduğuna dikkat çeken Aver, bu yapıyı "Anadolu'dan, eğitimden uzak çevrelerden, kırsal bölgeden geliyorlar. Oldukça muhafazakârlar. Yönelimleri geleneksel, dindar ve milliyetçi. Geldikleri siyasi ortam böyle. Almanya'da bu değerleri yaşatmayı sürdürürken, kendilerinden sonraki kuşaklara da aktardılar” ifadeleriyle anlatıyor.
Aver, Almanya'da İslami değerlere sahip çıkan seçmenlerle, siyasi açıdan bakıldığında "İslami bir parti" olan AK Parti arasında kurulan "ideolojik yakınlığın" da seçmenleri etkilediğini ifade ediyor.
‘HAYAL KIRIKLIĞI’ AK PARTİ’YE YÖNELTİYOR
Aver'e göre, Almanya'daki Türklerin bazılarının Alman toplumunda yaşadığı "dışlanma" ve "hayal kırıklığı" da, seçmenleri AK Parti'ye yönelmeye itiyor. Aver, ikinci, üçüncü kuşak göçmenlerin "duygusal açıdan bir vatan" bulmakta zorlanabildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Almanya'daki göç, uyum veya İslam tartışmaları çoğu zaman Türkiye kökenliler üzerinden yürütülüyor. Doğrudan ayrımcılık deneyimi yaşamamış ama sadece yürütülen tartışmaları takip etmiş olsalar bile, bu muhafazakâr çevrenin ortak hafızasına yazılıyor. Nihayetinde bu durum, onları Erdoğan ve AKP'nin kollarına itiyor”
SEÇMENE YÖNELİK ÇALIŞMALAR YAPILIYOR
Göç konusunda çalışmalar yapan Aver, AK Parti’nin Almanya'da yaşayan Türklere yönelik faaliyetlerinin de seçmenin tercihinde rol oynadığına işaret ediyor. Aver, AK Parti'nin Almanya'da faaliyet gösteren Türk devletine bağlı kurumların yanı sıra kültürel ve dini oluşumlar, partiye yakın örgütler aracılığı ile ülkede yaşayan Türkler ile yakınlık kurduğunu, diyalog içine girdiğini anlatıyor.
AK Parti'nin yurt dışındaki örgütü olan Uluslararası Demokratlar Birliği'nin (UID) seçimler öncesinde Almanya'daki seçmene yönelik faaliyetlerde bulunduğu biliniyor.
Almanya'daki Türklerin seçmen davranışları üzerine çalışmalar yapan İnci Öykü Yener-Roderburg ise Almanya'daki Türk seçmenlerin AK Parti'yi tercih etmesindeki en önemli nedenlerden birinin Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin (DİTİB) ülkedeki Türklere yönelik çalışmaları olduğunu söylüyor.
1984 yılında kurulan DİTİB'in Almanya'da, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından gönderilen imam ve din görevlilerinin çalıştığı 960 camisi bulunuyor.
Duisburg-Essen Üniversitesi Türk Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Yener-Roderburg, bu camilerde Türklerin "sosyalleştiğini ve kendi kimliklerini bulduklarını" belirtiyor. Yener-Roderburg DİTİB'in "inançla" ilgili hizmetlerin yanı sıra farklı ihtiyaçları karşıladığını, örneğin aile danışmanlığı, psikolojik danışmanlık gibi hizmetler verdiğini, Almanca dil kursları düzenlediğini, kadınlara, çocuklara alan sunduğunu anlatıyor. Yener-Roderburg, Ankara tarafından gönderilen ve maaşları ödenen imamların görev yaptığı camilerde, "AKP'nin bu alanları kullandığına" dikkat çekiyor. Seçim zamanı da bu insanlar için "AKP'nin dışında bir partiye oy verme seçeneğinin" bulunmadığını vurgulayan Yener-Roderburg, "kendilerini rahat hissettikleri cemaati" ve "kendi hayat tarzlarını korumak" için de AKP'yi seçtiklerini ifade ediyor ve ekliyor: "Herhangi bir muhalefet partisinin DİTİB'in fonlarını keseceğine inanıyorlar”
‘GÜÇLÜ LİDER’ İMAJI
Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı'ndan Aver'e göre, Almanya'daki Türk seçmenin Erdoğan ve AK Parti'yi tercih etmesinin nedenlerinden biri de Erdoğan'ın bu seçmen grubunda yarattığı güçlü lider imajı.
Erdoğan'ın "Güçlü ve karizmatik bir devlet adamını sembolize" ettiğini belirten Aver, "Yurt dışında yaşayan Türkler ülkeyi bölgesel bir güce dönüştüren bir lider olarak Erdoğan ve geldikleri ülke ile gurur duyuyor. Bu Almanya'daki ilk kuşak göçmenlerin yaşadığı bir durum değildi. Bu bakış sonraki kuşaklara da miras kaldı" diyor.
Türkiye'de AK Parti hükümetinin yürüttüğü altyapı ve modernleşme çalışmalarının da Almanya'daki Türkleri etkilediğini belirten Aver, son 20 yılda ulaştırma, teknoloji, sağlık gibi alanlarda altyapının iyileştirilmesinin, elektrikli otomobilin ön plana çıkmasının, savunma sanayine yapılan yatırımların Almanya'da da ikinci ve üçüncü kuşak Türklerin Erdoğan ve AK Parti'yi seçmesine yol açtığını söylüyor.