Ali Ulusoy yazdı | Seçimler deprem nedeniyle ertelenebilir mi?
T24 yazarı Ali D. Ulusoy, depremin ardından ilan edilen OHAL sürecine ve yaklaşan seçimlere ilişkin kaleme aldığı yazısında “Deprem gibi tabii afetlerde seçim erteleme Anayasaya göre mümkün değil” ifadelerini kullandı.
T24 yazarı Ali D. Ulusoy, merkez üssü Kahramanmaraş olan depremlere ilişkin bir yazı kaleme aldı.
Ulusoy, “Depremde silahlı kuvvetlerin kullanımı, seçimler ve OHAL” başlıklı yazısında yıkılan kamu binaları ve apartmanların yapımında sorumluların yalnızca müteahhitler olmadığına dikkat çekti.
Yazısında “Kamu ihalelerinde yolsuzluk, siyasi iktidara yandaş müteahhit, siyasi iktidarın yetkili veya etkili konumundaki bir veya birkaç siyasetçi (parti ilçe/il başkanı, parti yöneticisi veya partinin milletvekili) ve siyasi iktidara biat etmiş emir eri bürokrat üçlüsünün işlediği kollektif bir suçtur” ifadelerine yer veren Ulusoy, “Özel binaların ve apartmanların yapımındaki hırsızlık ve yolsuzluk (malzemeden çalma, imara aykırılık, denetimdeki usulsüzlükler vs.) için de benzer bir kollektif sorumluluk yerel yönetimler (belediyeler) bazında işler.
Bu kollektif bir suçun somut sonuçlarından biri de işte bu deprem felaketinde yok yere ölen zavallı insanlardır” dedi.
“SORUMLULARDAN HESAP SORULABİLSEYDİ SONUÇ BU KADAR YIKICI OLMAZDI”
Depremlerde yıkılan binaların neredeyse tamamının Marmara Depremi sonrasında yapıldığını belirten Ulusoy, “Bu ülkede yapanın yaptığının yanına kar kalması ve olanın garibana olması Anayasanın açıkça yazılmamış ama herkesin bildiği ve değiştirilemez ilk üç maddesi içindedir!
O depremde sorumlulardan hesap sorulabilseydi muhtemelen bu felaket bu kadar yıkıcı sonuçlar doğurmazdı” ifadelerini kaydetti.
Yazısında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) deprem alanında olmayışını da eleştiren Ulusoy, OHAL ilan edilmesine dahi gerek kalmadan askerlerin depremzedelere yardım etmesi gerektiğini vurguladı.
5442 sayısı İl İdaresi Kanunu’nda bu konuda yetkiler olduğunu belirten Ulusoy, şunları kaydetti:
“Her ne kadar buradaki yetki asıl olarak ilde çıkabilecek veya çıkan kamu düzenini bozucu önemli "olaylar" için öngörülmüşse de, bu gibi tabii afetlerin ilde kamu düzenini de zaten doğal olarak sarsabilecek olması nedeniyle, daha geniş biçimde yorumlanmasına engel bulunmuyor.
Yani her bir ilin valisinin hiç vakit kaybetmeden hemen böyle bir talepte bulunması kanunen mümkün. Ama maalesef bunun şu ana kadar yapılmadığı anlaşılıyor.
“DARBE’ PARANOYALARI YERSİZ”
Hatta böyle bir durumda askeri birliklerin faaliyetleri vali ile askeri birlik komutanı arasında koordineli biçimde yürütülüyor ve anlaşmazlık halinde de asıl karar alma yetkileri valiye tanınmış. Ayrıca askeri birlikler bu faaliyetlerinde de Silahlı Kuvvetler İç Hizmet Kanunu hükümleri dışına çıkamıyorlar.
Yani Silahlı Kuvvetlerden yardım istenirse "darbe" yapmaya yeltenirler tarzındaki paranoya da yersiz.
Diğer yandan askeri birliklerden yardım isteme kararının doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından alınıp, emir ve talimat olarak derhal valilere bildirilmesi ve valilerin işbu yetkilerinin bu yolla kullanılması da hukuken mümkün.
Ne var ki Cumhurbaşkanı tarafından da böyle bir aksiyon alınmadığı anlaşılıyor.
OHAL İLANI
Anayasaya göre tabii afetler durumunda ülkenin tamamında veya sadece belli bir kısmında (belli illerde) 6 aya kadar olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesi mümkün (m.119). OHAL ilan etme yetkisi doğrudan Cumhurbaşkanında. Ama derhal TBMM’ye onay için sunulması zorunlu.
Nitekim dün itibarıyla 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan edildi.
OHAL ilanı halinde de askeri birliklerden yardım istenmesi mümkün.
Zaten İl İdaresi Kanununa göre OHAL ilan edilmese bile valilerin askeri birliklerden yardım isteme dahil her tür yetkisi varmış. O halde OHAL ilan etmeye ne gerek var diyebilirsiniz.
Bu gibi durumlarda OHAL ilan etmenin en önemli avantajı, acil durumlarda gerektiğinde kişilere çalışma yükümlülükleri getirilebilmesi ve kişilerin taşınır mallarına (her tür araç, otomobil, kamyon, tanker vs.) ve her tür ekipmana el koyulabilmesi.
Hukuken OHAL ilan edilmediği sürece özel kişilerin taşınır mal ve ekipmanlarına el koyulamıyor ve kişilere çalışma yükümlülüğü getirilemiyor.
Diğer yandan 3634 sayılı kanuna göre "istimval", yani özel kişilerin taşınır mallarına el koyma yetkileri de kullanılamıyor. Çünkü bu yetki anılan kanunda sadece "seferberlik ve savaş hali" durumu ile sınırlanmış. Deprem gibi tabii afetlerde kullanılamıyor.
DEPREM NEDENİYLE YAKLAŞAN SEÇİMLER ERTELENEBİLİR Mİ?
Hayır. Kesinlikle mümkün değil.
Çünkü Anayasa seçimlerin hangi durumlarda ertelenebileceğini açıkça düzenlemiş (m.78).
Buna göre seçimlerin ertelenmesi sadece "savaş halinde" mümkün. Ancak bu durumda 1 yıla kadar seçimler ertelenebiliyor.
Deprem gibi tabii afetlerde seçim erteleme Anayasaya göre mümkün değil.
Peki deprem nedeniyle bütün ülkede OHAL edilmesi halinde yaklaşan seçimler ertelenebilir mi?
Hayır. Bu da mümkün değil. Gerek Anayasanın anılan hükmü, gerekse OHAL Kanunu, buna müsaade etmiyor.
Fakat böyle bir durumda seçimler OHAL koşullarında yapılır. Onun da bazı sakıncaları malum.
Şimdilik zaten sadece 10 ilde 3 ay süreyle ilan edildiği için ve seçimlere kadar bu süre biteceği için böyle bir tartışma söz konusu değil”