Akşener'den Erdoğan'a: Bir saniyecik Cumhurbaşkanı ol!
Meral Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında yaşanan 'sözde cumhurbaşkanı' ve 'sözde genel başkan' polemiğini değerlendirdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında yaşanan 'sözde cumhurbaşkanı' ve 'sözde genel başkan' polemiğini değerlendirdi.Akşener, 'siyasette bu dili Erdoğan başlattı' dedi.
Gazeteduvar’ın aktardığına göre Akşener, Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmada kısa bir bölümü aşıya ayırmasıyla ilgili şunları söyledi: “Sözde Cumhurbaşkanı meselesi; balık baştan kokarmış. Anadolu’da bir söz vardır istediğini söyleyen istemediğini duyarmış diye. Bütün bunları başlatan bu sert kötü iğrenç dili başlatan Sayın Erdoğan bir türlü AK Parti Genel Başkanlığından sıyrılıp hepimizin Cumhurbaşkanı olmayı istemedi, yapmadı ve böyle bir tavra girmedi. Şimdi herhalde bir 15-20 gün bu kavga devam eder. Bir algoritma var Türkiye’de FETÖ'cü, sonra darbe, sonra hain, şimdi de sözde oldu etti dört algoritma. Dön baba dönerek bunları konuşmaya devam edeceğiz. İYİ Parti olarak bu gündemi reddediyoruz. Bu gündem basın emekçilerinin derdini anlatmıyor, bu gündem gezdiğimiz esnafın derdine bir çare getirmiyor. Bu pis çirkin iğrenç dil dönüyor, dolaşıyor sahibini buluyor bumerang gibi. Israrla bu tavrı bu dili bu davranışı reddetmeye devam edeceğiz ki sizleri konuşabilelim diye.”
'BİR SANİYECİK CUMHURBAŞKANI OL'
Akşener sözlerine şöyle devam etti: "Bir Cumhurbaşkanı düşünün AK Parti Genel Başkanlığı’nı da dün bıraktı. Dün iki dakika pandemi 20 dakika CHP’nin her bir kademesindeki insanına bağırdı. Böyle bir pozisyonda; bu ülke nasıl yöneteler, pek çok sorunu olan bir ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanı eyvallah, tersini söyleyen yok seçilmiş Cumhurbaşkanı çıkıyor, bir saniyecik Cumhurbaşkanı ol kardeşim. Dün AK Parti Genel Başkanı gibi bile değildi AK Parti’nin propagandadan sorumlu kişisi konumundaydı. O da doğru bir davranış değil. Biz bir öneride bulunduk kardeşim otobüse binip, minibüse binip toplu taşıma araçlarıyla işine gidip çalışmak zorunda olan, evden çalışamayan insanları öne koyun. Yani sağlık çalışanlarını, güvenlik çalışanlarını önceleyin, kronik hastaları önceleyin ama bunun dışında daha genç fabrikada çalışan, burada iş yerinde çalışan onlar toplu taşıma araçlarıyla gidip geliyorlar. Bu insanlar genellikle dar gelirli bu insanları öncelikli aşılayın dedik dün iki dakikanın içinde bir kelime duymadım, yazık yani."
'MELİH BULU’NUN YERİNDE OLSAM AFFIMI İSTERDİM'
Akşener, "Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrencilerin protestolarının engellenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Boğaziçi Üniversitesi’nden hem eşinin hem de yeğeninin mezun olduğunu belirterek, “80 öncesinde eşim okudu orada. İnsanların birbiriyle dövüşmediği, öğrencileri hocaların ayırmadığı bir düzen vardı. Yani bu solcu, bu ülkücü diye ayrılmadan öğrenciler de birbiriyle dövüşmezdi. Ben edebiyat fakültesinde okuyordum şoka girerdim 'bu nasıl okul' diye. 80 sonrasında yeğenim okudu tam başörtüsü kavgasının olduğu dönemdi. Ablamın kızı Boğaziçi Üniversitesi'nde okudu o zamanda başörtülü kızların yanında saf tuttu o öğrenciler, hocalar. Yani fikirlerinizi paylaşmasanız bile böyle bir bakış açısı olan bir okuldu. Şimdi Boğaziçi Üniversitesi'nin böyle bir geleneği var, bu geleneğin içinden yine iktidara yakın olabilir, ille de başka türlü yapamıyorlar madem, kardeşim orada hiç hoca yok mu? Orada bulunan, köklü Boğaziçili hocalardan bir kişiyi atayamaz mısınız? Bunların tamamı ben istersem olur tavrıdır. Sayın Melih Bulu, ben onun yerinde olsam affımı isterdim. Bu kadar istenmiyor durumunda o öğrencileri nasıl yönetir, o hocaları nasıl yönetir, bu gerginliğe, bu çirkinliğe müsaade etmezdim eğer bir bilim insanıysanız. Bütün bunlar baştan aşağı yanlış” dedi.