AKP'yi kemiren endişe!

Gazeteci Alper Görmüş, Anayasa Mahkemesi'nin kabul ettiği HDP'yi kapatma iddianamesinin AKP'yi zora sokabileceğini ileri sürdü. İlginç bir noktaya da dikkat çeken Görmüş "Belki Başsavcı o delilleri oraya koyarken bunlar hiç aklına gelmemiştir.
Gazeteci Alper Görmüş, Anayasa Mahkemesi'nin kabul ettiği HDP'yi kapatma iddianamesinin AKP'yi zora sokabileceğini ileri sürdü. İlginç bir noktaya da dikkat çeken Görmüş "Belki Başsavcı o delilleri oraya koyarken bunlar hiç aklına gelmemiştir. Fakat ya gelmişse?" diye sordu.
HDP’nin kapatılması istemiyle açılan davayı, Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu oy çokluğu ile kabul etti. Kabul edilen iddianamede AKP iktidarını huzursuz edecek delillerin olduğunu söyleyen gazeteci Alper Görmüş, “844 sayfalık iddianamede suç delili olarak gösterilen bazı fotoğraflar, tutanaklar, notlar iktidar partisinin onayı ve teşvikiyle yaşanan olaylarla ilgili. Bunlar suçsa, iktidar da zan altında demektir” dedi.
Alper Görmüş’ün Serbestiyet.com’daki ‘HDP iddianamesinin iktidarı huzursuz edecek delilleri’ isimli analizi şöyle:
“Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, HDP’nin kapatılması istemiyle yeniden açılan davada iddianamenin oy birliğiyle kabulüne karar verdi. 844 sayfalık iddianamede suç delili olarak gösterilen bazı fotoğraflar, tutanaklar, notlar iktidar partisinin onayı ve teşvikiyle yaşanan olaylarla ilgili. Bunlar suçsa, iktidar da zan altında demektir.
Mesela 2013-2015 yılları arasında devam eden “çözüm süreci” kapsamındaki görüşme notları, HDP’nin terörle ve teröristlerle açık ilişkisinin göstergesi olarak, kapatma talebiyle açılan iddianamenin delileri arasında yer alıyor:
“09/11/2012 tarihinde Ağrı ilinde silahlı çatışmada etkisiz hale getirilen örgüt mensuplarından ele geçirilen 2000-2011 yılları arasındaki avukat görüşme notları ve çeşitli soruşturmalardan elde edilen 2013 ila 2015 yılları arası görüşme notları iddianamenin hazırlanmasına esas alınan maddi deliller arasındadır.”
Yani o yıllarda devletin bilgisi dahilinde PKK lideri Abdullah Öcalan’la avukatları arasında yapılan görüşmelerde tutulan notlar artık HDP’nin kapatılması için bir gerekçe.
Çözüm süreci kapsamında Mart 2013 tarihinde yapılan, Selahattin Demirtaş’ın da katıldığı Kandil görüşmesi de iddianamenin, “2013 yılında şüphelinin örgüt yöneticileri ile çekilmiş fotoğrafı” başlıklı bölümde yerini alıyor.
Demirtaş’ın dönemin hükümetinin bilgisi dahilinde Kandil’de PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmeler ve çekilen fotoğraflar, şimdi “Terör örgütünün destekçileri olduğunu belli edecek şekilde hareket etmek suretiyle terör örgütünün propagandasını yapmak suçunu işlediği belirtilmiştir” ifadelerinin görsel malzemesini oluşturuyor.
Meselenin bu bölümü, daha önce siyasetçiler ve medya üzerinden defalarca dillendirilmiş ahlaki bir problemin bu defa da iddianame kılığında karşımıza çıkmasıyla ilgili. O “suç”lar devletin televizyonu tarafından naklen yayımlandı, iktidar siyasetçileri tarafından övüldü, iktidara müzahir medyanın alkışını aldı… Şimdi onlar, “HDP’liler bu suçlarının cezasını çeksin” diyor; ortada hakikaten tahammülfersâ bir ahlakî çürüme var.