Ahmet Özer’den dikkat çeken ‘İmralı’ değerlendirmesi: “CHP mutlaka sürecin içinde olmalı”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, tahliyesinin ardından yaptığı açıklamada CHP’nin İmralı tartışmalarındaki rolüne ilişkin konuştu.
Yaklaşık bir yıl tutuklu kaldıktan sonra geçtiğimiz haftalarda serbest bırakılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Halk TV’de katıldığı programda hem şahsi yargı sürecine hem de siyaset gündemindeki “İmralı görüşmeleri” tartışmasına değinen Özer, sürecin tüm siyasi aktörler tarafından sahiplenilmesi gerektiğini söyledi.
Özer, tutukluluğu döneminde yürütülen soruşturmanın yalnızca kendisiyle sınırlı kalmayacağını daha önce ifade ettiğini hatırlatarak, CHP’li belediyelere yönelik açılan soruşturmaların da bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
“Kayyum meselesi çözüm sürecinin ruhuna aykırı”
Yeni bir “çözüm süreci” tartışmasının gündemde olduğu iddialarına da değinen Özer, yerel yönetimlere kayyum atanmasının artık sona ermesi gerektiğini savundu. Esenyurt’a atanan kayyum uygulamasına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurduklarını açıklayan Özer, demokratik işleyişin korunması gerektiğini vurguladı.
İmralı tartışmasına yanıt: “Bu işi germeye gerek yok”
Programda en çok dikkat çeken ifadeler ise CHP’nin İmralı Adası’na temsilci göndermemesi yönündeki eleştirilere verdiği yanıt oldu.
Özer, bu konuda net bir tutum ortaya koyarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu işi germenin gereği yok. CHP mutlaka bu işin içinde olmalı; İmralı’ya gitmemek, sürece destek verilmediği anlamına gelmez.”
Sürecin yalnızca siyasi bir alanla sınırlanamayacağını belirten Özer, herkesin sorumluluk alması gerektiğinin altını çizdi:
“Ben Kent Uzlaşısı davasından yargılanıyorum; biz bu işlerin dışında değiliz. 40–50 yıllık bir sorunun çözülmesi için herkes elini taşın altına koymalı.”
“Bu mesele siyaset üstüdür, yalnızca Kürtlerin meselesi değil”
Özer konuşmasında, Türkiye’deki toplumsal barış tartışmalarına tarihsel bir perspektiften bakılması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bu siyaset üstü, ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konudur. Bunun partilisi, tarafı olmaz. Bu sadece Kürtlerin meselesi de değildir; Türkiye’de yaşayan 86 milyon insan meselesidir.”
Özer, Türkler ve Kürtler arasında toplumsal bir sorun olmadığını vurgulayarak tarihsel birlikteliğe dikkat çekti:
“Biz 1071 Malazgirt’te Bizans’a karşı birlikte savaştık. 1514 Çaldıran’da birlikte mücadele ettik. 1891’de Erzincan’da yine bir aradaydık.”