Ahmet Hakan yazdı: Nokta nokta kamuda tasarruf
Kamuda tasarruf paketi dün açıklanmıştı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan pakette dikkatini çeken noktaları bugünkü yazısına taşıdı. Dikkatini çekin diğer olaylara da yazısında yer verdi.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın gündeminde kamuda tasarruf paketi vardı. Nokta nokta kamuda tasarrufu anlattı. Pakette dikkatini çeken noktaları aktardı. Muğlak kalan bazı durumlara dikkati çekti. Bazı tedbirlerin neden şimdiye kadar uygulanmadığını sordu. Ahmet Hakan, yazasında dikkatini çeken diğer bazı olaylara da yer verdi. Özgür Özel’in Arapça ile ilgili açıklamaları ve Nihal Candan olayı da bunlar arasındaydı.
Ahmet Hakan’ın yazısı şöyle;
Nokta nokta kamuda tasarruf
-AUDİ YASASI: Yabancı menşeili araç kullanımı yasaklanmış. Hayatımda duyduğum en harika yasak bu.
-ALMA, KİRALAMA: Üç yıl süreyle yeni araç alınamayacak ve kiralama yapılamayacakmış. Bu da güzel. Bu da şahane.
*
-PERSONEL SERVİSİ: Kamuda personel servisi hizmeti, toplu taşıma olan yerlerde kaldırılacakmış. Biraz muğlak değil mi bu? Toplu taşıma bizde tıkır tıkır işleyen bir mekanizma değil ki?
*
-BEKLEMEK KABAHAT: İhtiyaç fazlası ve ekonomik ömrünü tamamlamış taşıtlar tasfiye edilecekmiş. Yahu bunun için tasarruf paketi çıkarmak mı gerekiyordu? Bu zamana kadar yapılmaması kabahat.
*
-BİNA DİKİLEMEYECEK: Hizmet binası alımı ve yapımı üç yıl süreyle durdurulmuş. Üç yıl süreyle de olsa kocaman kocaman binalar dikilemeyecek. Oh ne iyi!
*
-YAYLA DOKTRİNİ: Kamu yerleşkeleri için kişi başına metrekare standardı getirilmiş. Yayla gibi yerlere, çiftlik gibi yerlere tırpan vuruluyor. Geç olsun da güç olmasın!
*
-LOJMAN CEHENNEMİ: Türkiye bir lojman ve sosyal tesis cenneti haline gelmişti. Yeni paket, bu cenneti cehenneme çevirecek galiba. Aman iyi. Aman güzel.
*
-EMEKLİNİN YERİNE: Sadece emekli olanın yerine yeni personel alınacakmış. Devlet dairelerini eleman istihdam etme merkezleri olmaktan çıkaracaklar sanırım. Başarırlarsa ne iyi olur.
*
-UZAKTAN ÇALIŞ: Kamuda esnek ve uzaktan çalışma modellerinin geliştirilmesi. Esneği bilmem ama bazı alanlarda uzaktan çalışma şahane bir çözüm. Uzaktan çalışmayı hayata geçirebilirlerse büyük tasarruf sağlarlar.
*
-HUZURSUZLUK HAKKI: Yönetim kurulu üyeliklerinden ballı ücretler alınıyordu huzur hakkı falan diye. Bunlara bir tavan sınır getirilmiş. Huzur haklarına bir huzursuzluk gelecek yani.
*
-BÜYÜK GİDER: Bakanlıkların yurtdışı teşkilatları, ihtiyaçlar çerçevesinde gözden geçirilecekmiş. Aman gözden geçirilsin! En büyük gider kalemlerinin burada olduğu unutulmasın. Ayrıca yurtdışı geçici görevlendirmeye de bir neşter atılacakmış. Aman atılsın!
*
-YILDIZLAR HAYAL: Hizmet içi eğitim, toplantı falan yapılıyordu beş yıldızlı otellerde. Artık yapılamayacakmış. Bunlar için gösterilen adres: Kamu tesisleri. Tasarrufun ruhu açısından bu da çok iyi.
*
-HİÇ KÜÇÜMSEME: Sokak ve cadde ışıklandırmasında LED dönüşü hızlandırılacakmış. Hiç küçümsemeyin! Enerjide tasarruf, bizim için yaşamsaldır.
*
-ÇAĞA UYUM: E yazışma, elektronik tebligat, kurumsal arşivlerin elektronik ortama taşınması falan... Bunlar tasarruf değil, çağa ayak uydurmanın gereği. Dolayısıyla tam destek bu maddeye.
*
-ARTIK GÖRMEYECEĞİZ: Kamudan basılı propaganda kitapları ve broşürleri yağıyordu biz gazetecilere. Kapağını bile çevirmediğimiz gereksiz yayınlardı bunlar. Sanırım buna da bir son verilecek. İyi olur valla.
*
-PLAKETE SON: Türkiye bir plaket cennetidir. Her törende mutlaka bir plaket tutuşturulur elinize. Hiçbir işe yaramayan bu plaketler, israfın daniskasıdır. Yaşasın! Artık plaket verilmesi de yasak.
*
-EŞANTİYON: Ajanda, takvim, eşantiyon... Kamu kaynakları, bunlara gitmeyecekmiş artık. Tek kelimeyle mükemmel.
ARAPÇA TABELA VE ÖZGÜR ÖZEL’İN İNCELİĞİ
Arapça tabelalara karşı bazı CHP’li belediyelerin açtığı savaşla ilgili olarak Özgür Özel’in en son açıklaması şöyle:
*
“Bu ülkede 6 milyona yakın vatandaşımızın ana dili Arapçadır. Arapçaya yapılan hürmetsizlik o kişilere yapılan hürmetsizlik olarak algılanıyor. Ayrıca Arapça Kuran’ın orijinal dilidir. Televizyon izleyen bir vatandaş eğer Arapça bilmiyorsa bir CHP’li başkanın kendi elleriyle yırttığı metni Kur’an’la özdeşleştirip bilinçaltında partimizle ilgili olumsuz bir duyguya kapılabilir diye uyardım. Arapçaya da diğer yabancı dillere de kanunlara göre aynı muamele yapılmalıdır. Lüzumsuz Arapça tabela kirliliğine karşı belediyemiz elbette mücadele etmelidir. Ama bu kurallara uygun şekilde yapılmalıdır.”
*
Bu çok ince düşünceli bir açıklamadır.
Bu CHP’ye karşı önyargılı vatandaşların önyargılarını kırmayı amaçlayan bir açıklamadır.
Bu Türkiye’nin Arap vatandaşlarına dikkat çeken bir açıklamadır.
Bu Arap düşmanlığı yaklaşımına karşı insani ve vicdani bir açıklamadır.
Bu sadece Arapça tabelaya karşı çıkmanın adaletsizliğine vurgu yapan bir açıklamadır.
*
CHP çevrelerinde yer alarak sağa sola ahkâm kesenler, böylesi bir inceliği tam olarak hak etmektedirler mi?
İşte ondan emin değilim.
MAŞALLAH NİHAL CANDAN
Nihal Candan, “Bilmem kaç kiloya düştü, ölecek” falan diye cezaevinden tahliye edildi.
*
Fakat maşallah Nihal Candan’a!
Benden çok daha sosyalleşiyor. Güzellik salonlarından hiç çıkmıyor. Katılmadığı Youtube kanalı neredeyse kalmadı. Sürekli geziyor, sürekli konuşuyor. Neredeyse magazin programı sunuculuğu yapacak. Estetik operasyonlarını ihmal etmediğine dair dedikodular var.
*
Bana öyle geliyor ki Nihal Candan, kendisini tahliye edenlere “nanik” yapmakta.
KENAN SOFUOĞLU GÖKHAN ZAN FALAN
Siyasi partiler, sporda büyük başarılar elde etmiş popüler kişileri bünyelerine almak istiyorlar.
Fakat bu çabalar, genellikle hayal kırıklığıyla son buluyor.
*
Sonu epey tartışmalı ve itibarsız biçimde biten Gökhan Zan olayının dumanı tütmekte.
*
Kenan Sofuoğlu’nun macerası, Gökhan Zan’ın macerası gibi akçeli ve itibarsız tartışmalarla bitmedi.
Onun macerası, siyasi bilinç noksanlığını zirveye taşıyarak bitti.
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olanca iyi niyetiyle siyasete kazandırmak istediği bir isimdi Kenan Sofuoğlu.
Arzu edilen şuydu: “Saflarımızda çok sevilen, çok başarılı bir sporcu da olsun.”
*
Ve fakat sonuçta ortaya, “ben hayatımı yaşayacaktım abi, beni istemediğim halde milletvekili yaptılar, hayatım kaydı” diyen biri çıktı.
*
Bu işin çözümü şurada galiba:
*
İster sporda büyük başarılara imza atsın ister başka alanların en popüler ismi olsun...
Eğer siyasi bilinç eksikliği varsa... Eğer dava şuuru nedir bilmiyorsa... Eğer millete hizmet heyecanı duymuyorsa...
Uzak duracaksın.