Ahmet Hakan yazdı: Bahçeli’nin yüzüğü ve değişen görüşüm
Devlet Bahçeli’nin yüzük paylaşımı çok tartışılmıştı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan o paylaşımı gündemine aldı. Erdoğan-Özel görüşmesi ve Erdoğan’ın Ayşe Ateş’i kabulü de Ahmet Hakan’ın gündemindeydi...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yüzük paylaşımı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ikinci görüşmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’i kabulü... Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan bu üç olayı bugünkü yazısına taşıdı. Bu gelişmelerle ilgili yorumlarını dile getirdi.
Ahmet Hakan'ın yazası şöyle;
Bahçeli’nin yüzüğü ve değişen görüşüm
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin üzerinde “Allah Bana Yeter” yazısının bulunduğu yüzüğünü görünce...
“Yüzük aracılığıyla siyasi mesaj veriyor” düşüncesi, aklımın ucundan bile geçmedi.
Söylediğim sadece şuydu:
“Bahçeli’nin ilginç yüzüklerinden biri daha.”
*
Fakat gelin görün ki...
Birçok kişi, Bahçeli’nin yüzüğü aracılığıyla mesaj verdiğini söyledi.
Hatta bazıları, yüzüğü bir dosyanın üstüne koyduğunu, bunun da planlı olabileceğini söyledi.
*
Ben genelde şöyle düşünüyordum:
Bahçeli’nin çeşitli merakları var.
- Klasik otomobil mesela.
- İdeolojik mesajlı yüzük mesela.
- Ferdi Tayfur mesela.
- Değişik rozetler mesela.
- “Bir kızıl goncaya benzer” şarkısı mesela.
*
“Allah Bana Yeter” yüzüğünü de Bahçeli’nin klasik meraklarından biri olarak yorumlamıştım.
Hatta içimden geçen yorum şuydu:
Bahçeli yüzükle, şarkıyla, rozetle, çeşitli sembollerle mesaj vermiyor. Söyleyeceğini doğrudan, yekten, küt diye söylüyor.
*
Fakat gelin görün ki...
Yüzüğe anlam yükleyenler, yüzükten mesaj çıkaranlar, yüzüğü yorumlayanlar haklı çıktı.
Bahçeli’nin dün yaptığı yazılı açıklama ile yüzükteki mesaj arasındaki paralelliği görünce...
“Bahçeli demek ki yüzükle mesaj vermiş” noktasına geldim.
*
Bahçeli’nin yazılı açıklamasına gelince...
İçinde öyle cümleler var ki...
“Bahçeli kestirip attı” çıkarımı da yapılabilir, “Bahçeli Erdoğan’a desteğini sürdürüyor” yorumu da yapılabilir, “Bahçeli topu Erdoğan’a attı” da denilebilir, “Bahçeli Erdoğan’ı rahatlatmak istiyor” da denilebilir.
ÖZGÜR ÖZEL’İ VE TAYYİP ERDOĞAN’I ÖVÜYORUM
“BU işin arkasında ne var acaba? Kim bilir neler planlıyordur?” türü nifaklara hiç ama hiç aldırış etmeden CHP Genel Merkezi’nde verdikleri o şahane, o süper, o muazzam fotoğraf için...
ÖVÜYORUM.
*
“Kutuplaşma çok kötü be abi. Memleketi gerdikçe geriyorlar” diyenlerin bile azıcık buruk biçimde izledikleri ve gönülden alkışlamadıkları bu büyük buluşmayı gerçekleştirme cesaretleri için...
ÖVÜYORUM.
*
El sıkışmanın ve konuşmanın unutulduğu, cepheleşen tarafların birbirine ateş etmeye alıştığı, bir araya gelmenin hayal olduğu bir süreçte... Bütün ezberleri darmadağın ettikleri için...
ÖVÜYORUM.
*
Kendi tabanlarından gelen yadırgamalara hiç aldırmadan... Kendi taraftarlarından gelen olumsuz yaklaşımlardan hiç çekinmeden... Israrla, inatla, risk alarak normalleşme ve yumuşama dedikleri için...
ÖVÜYORUM.
KİTABIN TAM ORTASINDAN İYİ PARTİ VE AKŞENER
MÜSAVAT Dervişoğlu’nu sever, sayarım.
Ama kusura bakmazsa partisi açısından durumun hiç de iç açıcı olmadığını söylemek zorundayım.
*
- Çorum’u bile CHP’nin kazandığı...
- Adıyaman’da bile CHP’nin birinci olduğu...
- “Sağcılar CHP’ye oy vermez” algısının yıkıldığı...
Bir süreçte, CHP’nin İYİ Parti’ye ihtiyacı kalmadı.
*
Yani İYİ Parti, artık “CHP sağdan oy alamıyor. CHP’nin bize ihtiyacı var” diyebilecek durumda değil.
*
CHP’den daha şiddetli, CHP’den daha radikal, CHP’den daha ideolojik, CHP’den daha sert muhalefet yapmak ise...
İYİ Parti’nin genetiğine uygun değil.
*
İşte tam da bu yüzden...
Müsavat Bey kusura bakmasın ama İYİ Parti, işlevini kaybetmiş durumda.
Gördüğüm kadarıyla da...
Parti bunalımda. Parti bir çıkış yolu bulamıyor. Parti antidepresanlarla ancak ayakta durabiliyor.
*
Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşması karşısında İYİ Parti’nin yaşadığı “ne yapacağını ne diyeceğini bilememe” hali, biraz da işte bu yüzden.
MARKETTE ANİDEN PATİSWİSS
MARKETLERDE görüp satın aldığım bir markaydı Patiswiss.
*
Markanın CEO’sunun sosyal medyada müşteri azarlaması ve hatta müşteriyi mahkemeye vermekle tehdit etmesi herkes gibi beni de öfkelendirmişti.
*
Bu konuda yazılar yazdım. Tepkimi gösterdim.
*
CEO istifa etti. CEO özür diledi. Marketler, ürünleri raflarından uzaklaştırdı.
Müşteri odaklı ağır bir ceza verildi yani markaya.
*
Ne yalan söyleyeyim, ürünlerini gerçekten beğendiğim bu markanın tamamen yok olması da içime tam olarak sinmiyordu.
*
Yapılan vahim hata yüzünden gösterilen haklı tepkilerden gereken dersler çıkarılmıştır mutlaka.
Bundan sonrası aşırılığa, mübalağaya, abartmaya girer.
Hem ne diye güzelim bir Türk markasını yok edelim ki?
*
Geçen alışveriş yaptığım markette aniden bu markanın ürünleriyle karşılaşınca...
Hem sevindim hem tepkimin dindiğini fark ettim hem de birkaç ürününden satın aldım.
AYŞE ATEŞ KENDİSİNİ YALNIZ HİSSETMESİN BULUŞMASI
EŞİ Sinan Ateş siyasi bir cinayete kurban gitti Ayşe Ateş’in.
Ayşe Ateş’in feryatları, devletin en üst makamı tarafından duyuldu.
*
Bu fotoğraf, Cumhurbaşkanı’nın yargıya müdahale fotoğrafı değildir.
*
Bu fotoğraf...
“Ayşe Ateş kendisini yalnız hissetmesin” fotoğrafıdır.
*
Zaten Cumhuriyet neydi?
Kimsesizlerin kimsesi değil miydi?