Ağbaba: Siyasî iktidarın şeker ekimini kısıtlaması ne kadar yanlış olduğunu bugün herkes anladı
CHP'liVeli Ağbaba, dezenfektan ve medikal sektöründe üretim yapan bütün firmaların, etil alkol ihtiyacını karşılamak için şeker fabrikalarına başvurduklarına işaret etti
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, dezenfektan ve medikal sektöründe üretim yapan bütün firmaların, etil alkol ihtiyacını karşılamak için şeker fabrikalarına başvurduklarına işaret ederek, “Pancar üretimine kota koyan, şeker fabrikalarını satanlar, pancarın küspesine muhtaç oldular” dedi
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yaptığı yazılı açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın pancar üreticilerine yaptığı ödeme müjdesini eleştirdi.
Milli Gazete'nin aktardığına göre Ağbaba, şunları kaydetti:
“Pancarın nasıl stratejik bir ürün olduğu şimdi çok daha net görülüyor. Pancar üretimine kota koyan, şeker fabrikalarını satanlar, pancarın küspesine muhtaç oldular. Şu an dezenfektan ve medikal sektöründe üretim yapan tüm firmalar, etil alkol ihtiyacını karşılamak için şeker fabrikalarına başvurdular. Fabrikalardan çıkan melastanın hepsini alıyorlar.”
Ağbaba, şöyle sözlerine devam etti :
“Siyasî iktidarın şeker ekimini kısıtlaması ve getirdiği şeker kotasının ne kadar yanlış olduğunu bugün herkes anladı. Türkiye’de 1998 yılında 22,2 milyon ton şeker pancarı üretiliyordu, 61 milyon ülke nüfusu vardı. 2019 yılına geldiğimizde pancar üretimi yıllık 18,1 milyon ton, ülke nüfusu ise 83 milyon. Halâ 1998 üretim rakamlarına ulaşamadık. Cumhuriyetin en yoksul yıllarında ‘Şeker fabrikaları kurulsun’ diye teşvikler verilmişken, Atatürk tarafından bizzat şeker fabrikaları açılmışken, o fabrikalar kıymetli arazileri için tek tek satıldı. Daha o yıllarda halk sağlığı için Hıfzısıhha Enstitüsü gibi bir kurum açılmışken, bugün bunların hepsi birer birer kapatılıyor. Siyasî iktidar tarafından bilinçli ve kasıtlı olarak, tarımda kendi kendine yetebilen, üretebilen, sağlıkta ve bilimsel araştırmalarda öncü ve diğer ülkelere yardım edebilen bir ülke iken, geldiğimiz nokta içler acısı.”