Afrika ülkeleri Türkiye’deki seçimlere nasıl bakıyor?
Afrika ülkelerinde, ticari ilişkilerin ve yatırımların son yıllarda büyük bir artış gösterdiği Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu yakından takip ediliyor.
Bu dikkat, Türkiye'nin son dönemlerde Afrika'da etkisini genişletmeye çalıştığı ve ekonomik açıdan güçlü ülkelerle kıtada rekabet ettiği gerçeğinden kaynaklanıyor.
Avrupa'nın eski sömürgeci ülkelerine karşı bir alternatif olarak konumlandıran Türkiye, cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ve bir dizi yatırımla Afrika'daki varlığını güçlendirdi. Ancak, Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna girmesi, Afrika'nın dikkatle izlediği bir durum.
Ulusal düşünce kuruluşu Development Reimagined'in Nijeryalı uzmanı Ovigwe Eguegu, Türkiye'nin Afrika'daki ticari etkinliklerine dikkat çekiyor. 20 yıl öncesine kıyasla Türkiye'nin ticaret hacminin 5,4 milyar dolardan 45 milyar dolara çıktığını belirtiyor ve bunun "devasa bir artış" olduğunu vurguluyor.
Türkiye'nin Afrika stratejisi sadece ticareti kapsamamakta. Türkiye, eğitim, sosyal hizmetler, medya projeleri, insani yardım ve altyapı projeleri gibi "yumuşak güç" önlemleri aracılığıyla çeşitli alanlarda varlık gösteriyor.
Afrika'nın önemli hammadde tedarikçisi olarak Türkiye için giderek daha fazla önem kazanması ve Türk inşaat firmalarının Afrika'da altyapı projelerine yoğunlaştığı görülüyor. Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin Afrika stratejisi, askeri bir boyut da kazandı.
Afrika ülkelerinin Erdoğan'a olan yakınlığını ve Türkiye'nin kıtada devam eden politikalarını takdir ettikleri görülüyor. Ancak, Erdoğan sonrası bir dönemde Türk hükümetinin Afrika'yı dış politika gündeminin önceliği olarak görüp görmeyeceği konusunda belirsizlikler var.
Kıtada, ekonominin canlandırılmasının önemli bir konu olduğu düşünülüyor ve Türkiye'nin hangi hükümetin yönetiminde olduğuna bakılmaksızın, Türkiye'nin Afrika ile olan ekonomik ilişkilerini sürdürmeye istekli olacağı düşünülüyor. Afrika'nın Türkiye'nin dış ilişkilerde bir denge unsuru olduğu ve Ankara'daki hükümet değişikliklerinden bağımsız olarak Türkiye-Afrika ilişkilerinin devam edeceği vurgulanıyor.
Türkiye'nin Afrika'ya olan ihracatı ve doğrudan yatırımları, Türkiye'nin geleneksel ekonomik ortakları olan Avrupa ve ABD'yi tamamen değiştirmese de, Afrika'nın Türkiye için bölgesel pazarlar karşısında önemli bir denge unsuru olduğu ifade ediliyor. Arap Baharı'ndan sonra Türkiye'nin Arap ülkeleriyle yaşadığı sorunlar ve Ukrayna'daki çatışmalar nedeniyle Türk iş dünyasının Afrika'ya yönelmesi, bu trendin bir örneği olarak gösteriliyor.
Küçük ve orta ölçekli Türk işletmeleri, Gaziantep ve Mersin gibi sanayi bölgeleri, Afrika'daki iş fırsatlarını önemsiyor ve Türkiye'nin kıtadaki ticari ve ekonomik faaliyetlerinin gelecekte de devam etmesi bekleniyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin Afrika stratejisi, geleneksel ekonomik ortaklarından farklılaşan bir çeşitlilik gösteriyor ve bu çeşitlilik, hükümet değişikliklerinden bağımsız olarak korunacağı belirtiliyor.
Sonuç olarak, Türkiye'nin Afrika politikası hem ekonomik hem de politik boyutlarda genişleyerek Afrika'da Türkiye'nin varlığını sağlamlaştırıyor ve bu durum, Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerini yakından izleyen Afrika ülkeleri tarafından da dikkate alınıyor. Ancak, Türkiye'nin gelecek dönemde Afrika ile olan ilişkilerini nasıl şekillendireceği, hükümetin gelecekteki politikalarına bağlı olacak.