AB'den Türkiye dahil 17 ülkeye davet
Avrupa Birliği (AB), Türkiye'nin de içinde bulunduğu 17 ülkeyi gelecek ay Çekya'da yapılacak AB Zirvesi sırasında liderler seviyesinde "Avrupa Siyasi Topluluğu" toplantısına davet etmeye hazırlanıyor.
Üst düzey bir AB yetkilisinin verdiği bilgiye göre, 6-7 Ekim'de AB Dönem Başkanı Çekya'nın ev sahipliğinde Prag'da düzenlenecek gayriresmi nitelikli AB Liderler Zirvesi öncesinde "Avrupa Siyasi Topluluğu" toplantısı planlanıyor.
AA'da yer verilen habere göre, toplantıya 27 AB üyesinin yanı sıra Türkiye, Batı Balkan ülkeleri Sırbistan, Karadağ, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Kosova ve Bosna Hersek'in yanı sıra Norveç, Liechtenstein, İsviçre, İngiltere, İzlanda, Ukrayna, Gürcistan, Moldova, Ermenistan ve Azerbaycan, lider seviyesinde davet edilecek.
Toplantıda görüşülecek ana konular Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, enerji krizi ve ekonomik durum olacak.
Daha önce Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un kurulmasını önerdiği Avrupa Siyasi Topluluğunun ilk toplantısı Prag'daki AB Zirvesi marjında 6 Ekim öğleden sonra ve akşam düzenlenecek. Hemen ertesi gün de AB liderleri kendi zirve toplantılarında bir araya gelecek.
6 Ekim'deki Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısı açılış oturumuyla başlayacak ve yuvarlak masa toplantılarıyla devam edecek.
Toplantılarda güvenlik, istikrar, enerji, iklim, ulaştırma, ekonomi gibi başlıklarda birçok konu ele alınacak. Liderlerin ikili görüşmeler yapması beklenen günün sonunda kapanış yemeği verilecek.
Avrupa Siyasi Topluluğu fikri Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından haziran ayında yapılan AB Liderler Zirvesinde gündeme getirilmişti. AB yönetimi, fikrin liderlerden kabul gördüğünü söylemişti.
Macron, Ukrayna'nın AB üyeliğinin yıllar süreceğini belirterek Ukrayna gibi AB ile aynı değerleri paylaşan ülkelerin üye olmak yerine "Avrupa Siyasi Topluluğu" çatısı altında birleşebileceği yönünde öneri getirmişti.
AB yetkilileri Avrupa Siyasi Topluluğunu, hem AB hem de üçüncü ülkelerin sahipliğinde "kapsayıcı bir süreç" olarak tanımlıyor. Bunun AB genişlemesinin veya AB politikalarının yerine geçecek bir oluşum olmadığı vurgulanıyor.