ABD Eylem Tok ve oğlunu Türkiye’ye iade eder mi?
Yazar Eylem Tok, bir kişinin ölümüne neden olan oğlunu ABD’ye kaçırmıştı. Türkiye iade başvurusunda bulundu. Hürriyet yazarı Fulya Soybaş, iki ismin Türkiye’ye iadesi konusunda 3 uzmanın görüşünü aktardı.
Hürriyet Gazetesi yazarı Fulya Soybaş, Yazar Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur’un Türkiye’ye iade edilip edilmeyeceği sorusuna cevap aradı. Bu konuda ABD’nin tavrının ne olacağı konusunda 3 hukukçunun görüşlerini yazdı. İadenin kolay olup olmayacağı konusunda detayları anlattı.
Fulya Soybaş'ın yazısı şöyle;
Güle oynaya New York’ta geziyorlar: ABD ne zaman iade edecek
Bana “arsızlığın, yüzsüzlüğün, pişkinliğin, utanmazlığın fotoğrafını çekebilir misin?” diye sorsalar, anne Eylem Tok ile katil zanlısı oğlu Timur Cihantimur’un New York’ta kahkahalarla güldüğü fotoğrafları gösterirdim.
Türkiye gündemini sarsan kaza sonrası önce Mısır sonra ABD’ye kaçtı ana-oğul, geride gözü yaşlı bir aile ve 4 yaralı bıraktı. Hiç yakalanmayacaklarını, yanlarına kalacağını düşünüyorlarsa yanılıyorlar!
Milletlerarası Ceza Hukuku uzmanları ile konuştum. Anne ve oğlunun Türkiye’ye iadesi konusunda farklı fikirler olsa da ortak kanı, orada ya da burada her ikisi de yargı önünde hesap verecek.
ORADA YA DA BURADA MUHAKKAK YARGI ÖNÜNDE HESAP VERECEKLER
Marmara Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı, avukat Prof. Dr. Selami Kuran, kaçak şüphelinin “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet” annesininse “suç- suçluyu kayırma” suçlaması ile soruşturmaya tabi olduğunu hatırlatıyor. Yani her ikisinin soruşturması da adi suçlardan. İşte bu, Prof. Dr. Kuran’a göre hayli önemli bir detay. Zira ‘iade’ sürecinin kapısını açabilir. Diyor ki: “Türkiye- ABD arasında suçluların iadesine yönelik bir anlaşma var. Bu anlaşma uyarınca özellikle de soruşturma adi suçlarla alakalı ise Türkiye’nin gerekli belgeleri sunması halinde ABD’nin zanlıları iade etmesi gerekmekte. Takip ettiğim kadarı ile Türkiye Adalet Bakanlığı zaten başsavcılığın açtığı soruşturmaya yansıyan; olayın nasıl ve nerede olduğu, olay sonrasında yaşanılanlar, cep telefonlarının olay yerinden kaybolması gibi, görgü tanıkları, yaralılar ile kaçışa yardım ve yataklık edenlerin ifadeleri dahil- toplanan tüm delil, bilgi ve belgeleri gerekli kurumlara iletti ve sanıklar hakkında iade talep etti. Şimdi ABD Adalet Bakanlığı bu başvuruyu inceleyecek ve sanıkların iade edilip, edilmeyeceğine karar verecek. ABD, özellikle siyasi suçlarda kendi vatandaşını iade etme eğilimi içinde değil. Böyle bir zorunluluğu yok! FETÖ davalarında benzerini yaşadık. Türkiye kapsamlı dosyalar hazırlamasına rağmen ABD süreci işletmemişti. Ancak firari anne oğlun soruşturması adi suçlardan. Dolayısıyla yürürlükte olan anlaşma gereği ABD’nin her ikisini de iade etmesi lazım. Hem de acilen.”
Anne Tok ABD vatandaşı mı? Bunu bilmiyoruz ama şüpheli Timur Cihantimur ABD vatandaşı. Zira ABD pasaportu ile çıkış yaptı Türkiye’den. Bu noktada süreç nasıl işler soruma Prof. Dr. Kuran’ın yanıtı şu: “Anne ABD vatandaşı değilse iadesi nispeten kolay. Ancak ABD, diğer şüpheli için iade yerine, ‘Bu, benim de vatandaşım’ diyerek, kendi yargılama sürecini de işletebilir. Ancak şu bir gerçek ki bu süreç askıya alınamaz! Şüpheli ABD vatandaşı da olsa güle oynaya yaşayamaz! Türkiye ya da ABD’de fark etmez muhakkak yargı önüne çıkacaklar. Milletlerarası Ceza Hukuku düzenlemelerinde genel tavır şüphelinin suçu işlediği yerde yargılanması yönündedir. Dolayısı ile kanaatim ABD’nin şüphelileri iade edeceği yönünde. ABD’nin kendi yargılamasını yapması olasılığını zayıf buluyorum.”
ANNE DE YARGILANACAK
“Şunu da not düşelim. Her ne kadar TCK, ‘Suçun alt- üstsoy, eş, kardeş yani birinci derece aile tarafından işlenmesi halinde cezaya hükmolunmaz’ dese de bu, annenin iade edilmesi halinde yargılanmayacağı anlamına gelmiyor. Doğrudan cezasızlık diye bir uygulama yok kanunumuzda.”
‘YA İADE ET YA DA YARGILA’ DEVREDE
Avukat, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli ise uluslararası hukukta suçluların iadesine yönelik genel tavır ve ilkenin “vatandaşın geri verilmezliği” olduğunu söylüyor. Ancak Türkiye ile ABD arasında 20 Kasım 1980’de Kenan Evren’in imzasıyla yürürlüğe giren “suçluların iadesi” anlaşmasına dikkat çekiyor ve diyor ki: “Sözleşmenin 4. maddesine göre ABD’nin de Türkiye’nin de kendi vatandaşını iade etme zorunluluğu yok! Ancak bu maddenin eki var: ‘ABD’nin yürütme makamı kendi isteğine göre ve uygun gördüğü takdirde, kendi vatandaşının iadesine karar vermeye yetkilidir.’ Yani bu demek ki ABD, belgeleri inceleyecek, bir nevi mahkeme yapacak, ondan sonra iadeye yönelik kararını verecek. ABD genellikle siyasi suçlarda suçluyu iade yoluna gitmiyor, oysa burada adi suç söz konusu. Yine de diyelim ki ABD, şüphelinin savunmasını haklı, Türkiye’nin sunduğu belgeleri yetersiz buldu ve ‘vatandaşımı iade etmiyorum’ dedi. O zaman ‘Ya iade et ya yargıla’ maddesi devreye girecek ve ABD şüpheliyi iade etmiyorsa kendisi yargılamak zorunda. ABD’de de olsalar mahkeme önünde hesap verecekler.”
ABD DİRENÇ GÖSTERMEYECEK
Özellikle son dönemde ABD ile Türkiye’nin ilişkilerini iyileştirme yolunda ciddi hamleler yaptığına da vurgu yapan Doç. Dr. Gözügüzelli’ye göre ABD bu süreci bozacak bir adım atmayacak, menfaat dengesi gözetecek ve sanığın iadesinin gerçekleşmemesi yönünde direnç göstermeyecek. “Ama” ile bir parantez açıyor: “Söz konusu ABD olunca bu söylediğimin tersi elbette mümkün. Risk her zaman var. Ancak yine de suçun işlendiği yerin Türkiye ve şüphelilerin çift vatandaşlığı olması, adi bir suç ve adil yargılama olacağına inanç ve de ABD’nin bu sebeple Türkiye’yi karşısına alıp, hali hazırdaki iyi ilişkisini bozmak istemeyeceğinden dolayı olumlu irade sergileyeceğini düşünüyorum.”
BU İŞLER O KADAR KOLAY OLMUYOR
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Özel Hukuk Anabilim Dalı Profesörü, Bahadır Erdem ile de önceki gün konuşmuştum. O, ABD’nin şüphelileri Türkiye’ye kolaylıkla iade etmeyeceği düşüncesinde. Şöyle demişti: “Doğru, Türkiye ile ABD arasında bir anlaşma var. Ancak her iki tarafta kendi vatandaşını iade etmek zorunda değil. 17 yaşındaki şüphelinin işlediği suç adi suç ve iade kapsamında. Ancak kararı ABD Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin başvuru dosyasına bakarak verecek. Bu işler o kadar kolay olmuyor! Siyasi suçlarda ABD’nin eğilimi suçluların iade edilmemesi yönünde. FETÖ yargılamalarında da gördük. İki devlet arasında anlaşma var diye kimse kimseye vatandaşını ‘al hadi bakalım!’ demez. Ki bence ABD bu çocuğu da iade etmeyecek...”