Ortak Bir Vizyonla Barış ve Refah: ABD Büyükelçisi, BAE ile Ortaklığın Yol Haritasını “Al-Ain”e Anlattı

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki ilişkiler, onlarca yıla dayanan güven ve ortak vizyon üzerine inşa edilmiş diplomatik, ekonomik ve insani bir başarı öyküsünü temsil ediyor.
Bu dinamik tablonun merkezinde yer alan ABD’nin Abu Dabi Büyükelçisi Martina Strong ise, derin bir stratejik vizyonla şekillenen ve tecrübeye dayanan bir diplomasi anlayışıyla iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişimine katkı sunuyor.
“Al-Ain”in sorularını yanıtlayan Büyükelçi Strong, günümüzde BAE–ABD ortaklığının ikili ilişkilerde en gelişmiş modellerden birini teşkil ettiğini vurgularken, bunun ardında net bir liderlik vizyonu ve bölgesel barış ile küresel refaha yönelik ortak bir iradenin yattığını belirtiyor.
“Geleceğe Güvenle Yürüyen Bir Ekonomik İşbirliği”
Ekonomik alanda, iki ülke arasındaki işbirliğinin “olağanüstü bir ivme” yakaladığını dile getiren Strong, bu durumu ABD pazarına yapılan büyük ölçekli BAE yatırımları ve yapay zekâ, enerji, biyoteknoloji gibi alanlardaki iddialı projelerle örneklendiriyor. Bu bağlamda “Stargate” projesi gibi girişimlerin geleceğe dönük stratejik ortaklıkların sembolü olduğunu kaydediyor.
Strong ayrıca, Şeyh Zayed Camii’ne yaptığı ziyaret ve “Emirliklerin Annesi” Şeyha Fatıma bint Mübarek ile gerçekleştirdiği ramazan buluşması gibi duygusal açıdan güçlü anlara da değinerek, bu deneyimlerin iki ülke halkı arasındaki karşılıklı saygı ve samimiyetin somut göstergeleri olduğunu ifade ediyor.
ABD Büyükelçisi, halklar arasındaki dostluğun 60 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğuna dikkat çekerken, bu bağların 1960’ta El-Ayn’da açılan küçük bir klinikle başladığını ve bugün her alanda süregelen güçlü bir işbirliğine dönüştüğünü vurguluyor.
Aşağıda, Büyükelçi Martina Strong ile gerçekleştirdiğimiz özel röportajın tam metnini bulabilirsiniz:
1. BAE-ABD ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Büyükelçi Strong:
BAE ile ABD arasındaki stratejik ortaklık, güven ve karşılıklı işbirliğine dayalı başarılı bir ikili ilişki modelini yansıtıyor. Yarım asrı aşkın süredir devam eden bu ilişkiler, zaman içerisinde her alana yayılan işbirliğiyle daha da güçlendi.
Şeyh Muhammed bin Zayed El Nahyan ile Başkan Donald Trump’ın liderliğindeki net vizyon sayesinde, iki ülke ortak hedefler doğrultusunda, bilimden sanata, üniversitelerden uzay araştırmalarına kadar her alanda işbirliğini derinleştiriyor. Gerçekten de bu ortaklık, büyüme, yenilik ve geleceğe dönük vizyon konusunda küresel bir ölçüt haline geldi.
İki öncü ülke olarak bizler, her zorluğu bir fırsata çevirme bakış açısıyla hareket ediyoruz. Bu ruh sayesinde, 1960 yılında Kennedy ailesine mensup Dr. Pat ve Dr. Marian Kennedy’nin El-Ayn’da “Vaha Kliniği”ni açmasıyla başlayan mütevazı işbirliğimiz, bugün yapay zekâ, sağlık bilimleri, finans, mobilite, enerji ve uzay gibi alanlarda dikkat çekici ilerlemelere sahne oluyor.
Askerî işbirliğimiz de bu dostluğun temel taşlarından biri. Ordularımız yıllar boyunca aynı cephede omuz omuza durarak ülkelerimizin güvenliğini korudu. Bugün ise savunma alanındaki işbirliğimiz; bölgede barış, hoşgörü ve refahı hâkim kılma vizyonumuza hizmet ediyor. İbrahim Anlaşmaları ve BAE’deki “Toplumsal Ortaklık Yılı” girişimleri de bu ortak vizyonun güçlü yansımalarıdır.
2. Ekonomik ortaklıkta en dikkat çeken büyüme alanları neler?
Büyükelçi Strong:
Geçtiğimiz Mayıs ayında Başkan Trump’ın gerçekleştirdiği tarihi BAE ziyareti kapsamında, iki ülkenin liderleri ekonomik ve ticari ilişkilerimizin derinliğini bir kez daha teyit etti.
Bugün, yapay zekâ, yarı iletken teknolojiler, kuantum bilişim, biyoteknoloji ve ileri üretim gibi alanlarda geleceği şekillendirecek projelere birlikte yatırım yapıyoruz. “Stargate” projesi bu anlamda öncü girişimler arasında.
BAE, ABD’deki en büyük doğrudan yabancı yatırım kaynaklarından biri. Halihazırda bir trilyon doların üzerinde yatırım bulunuyor. Mart ayında ise BAE, bilim ve ileri teknolojiler alanında işbirliğini genişletmeye yönelik 1.4 trilyon dolarlık yeni bir yatırım paketi açıkladı. Bu yatırımlar, iki ülke arasındaki karşılıklı güvenin ve uzun vadeli işbirliği arzusunun açık göstergesidir.
Artık sadece BAE ve ABD'de değil, dünyanın dört bir yanında girişimcilerimiz birlikte çalışıyor, teknolojik çözümler geliştiriyor. Hindistan–Orta Doğu–Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) gibi girişimlerle, altyapıyı güçlendirmeyi ve bölgesel refahı artırmayı hedefliyoruz.
3. BAE’de sizi en çok etkileyen kişisel bir anınız oldu mu?
Büyükelçi Strong:
BAE gibi zengin bir kültüre sahip bir ülkede, tek bir anı seçmek oldukça zor. Ancak görev süremi düşündüğümde, içten sohbetler, etkileyici manzaralar ve ilham verici karşılaşmalar belleğimde yer etmiş durumda.
Şeyha Fatıma bint Mübarek ile bir ramazan iftarında gerçekleştirdiğim görüşme, asla unutamayacağım bir onurdu. Kendisiyle tanışmak, onun liderliği, bilgeliği ve insanlığına tanıklık etmek benim için ayrıcalıktı. Tıpkı Şeyh Zayed Camii’ni ziyaret ettiğimde hissettiğim manevî huzur gibi.
Bu duygular, halklarımız arasındaki tarihi dostlukta da hayat buluyor. Kennedy çiftinin El-Ayn’a gelişiyle başlayan bu yolculuk, zaman içinde Cleveland Clinic Abu Dhabi ve Washington’daki Ulusal Çocuk Hastanesi gibi ileri düzey sağlık işbirliklerine evrildi.
4. Göreviniz süresince sizi en çok etkileyen unsur ne oldu?
Büyükelçi Strong:
Hiç tereddütsüz söyleyebilirim ki, en çok etkileyen şey Emirati halkı oldu. Misafirperverlikleri, samimiyetleri ve bağlılıkları, ilişkilerimizi güçlendiren en önemli unsurlar arasında.
Kennedy ailesinden, Amerika’da eğitim alan on binlerce Emirati öğrenciye, iş dünyasında ortak başarı hikâyeleri yazan girişimcilerimize kadar bireylerin kurduğu bağlar, bu stratejik ortaklığın temel taşlarını oluşturuyor.
Bu bağlar sayesinde zorlukların üstesinden geldik, birlikte başardık ve geleceğe umutla bakıyoruz. Ben de bu süreçte ABD ile BAE arasındaki dostluğun ve işbirliğinin gelişimine katkı sağlamaktan onur duydum.