2023'te BAE'de İslami finansman hız kazandı
Standard & Poor's Küresel Kredi Derecelendirme Ajansı, küresel İslami finans sektörünün toplam varlıklarının hızla büyümeye devam ettiğini belirtti.
Ajans, dün yayınladığı "İslami Finans 2024-2025" başlıklı raporda, BAE'deki sektörün büyümesinin geçen yıl petrol dışı ekonominin güçlü performansıyla hızlandığını ve küresel bazda yüksek tek haneli büyüme beklediğini belirtti. 2024-2025 döneminde ise sektörün yüzde 8 büyüme beklendiği raporda yer aldı.
Rapora göre, sukuk ihraçlarının 2024 yılında 160-170 milyar dolar aralığında gerçekleşmesi beklenirken, bu durumun sektörün varlıklarının büyümesini artıracağı ve İslami yatırım fonları sektörlerinde daha da büyüme görüleceği öngörülüyor.
Ajans raporunda, sukuk piyasasının 2024 yılına güçlü başladığını belirtti. Toplam ihraçların bir önceki yılın aynı dönemine göre 31 Mart 2024'te 46,8 milyar dolara ulaştığını ve faizsiz bankacılık varlıklarının büyümesine katkı sağladığını açıkladı. İslami finans sektörünün büyüme oranı, 2022'deki yüzde 72'ye kıyasla 2023'te yüzde 56 olarak gerçekleşti.
Ajans “Tüm Körfez ülkelerindeki finans kuruluşlarının 2023'teki varlıklardaki büyümenin yüzde 86'sını oluşturduğunu, büyümenin yüzde 56,7'sini gerçekleştirerek Suudi Arabistan Krallığı'nın ana katkıyı sağladığını belirtti. Krallığın 2030 Vizyonu ve kurumsal ve ipotek kredilerindeki büyüme, önümüzdeki 12-24 ay boyunca İslami finans sektörünü desteklemeye devam edecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Ajans ayrıca, "BAE'nin katkısı, petrol dışı sektörün güçlü performansıyla 2023'te daha belirgin hale geldi. Diğer ülkelerde, özellikle Türkiye ve Endonezya'da bir miktar büyüme gözlemledik, ancak Malezya ve Türkiye'deki performansın düştüğünü gördük. Bu durum, biraz da Türk lirasının değer kaybetmesinden kaynaklandı." ifadelerini kullandı.
Ajans, Asya-Pasifik bölgesindeki İslami bankacılık sektörünün önümüzdeki iki yıl içinde önemli düzeyde yüksek tek haneli büyüme elde etmesini bekliyor. Bu durumun İslami ürün ve hizmetlere olan güçlü talebin yanı sıra, Endonezya, Bangladeş ve Pakistan gibi kullanılmamış büyük pazar potansiyelinin etkisinden kaynaklandığını belirtti.