2023’te İhvan: Medyada devam eden başarısızlık
2023'te İhvan, medyada dikkat çeken bir düşüş yaşadı. Bu durum, örgütün başarısızlığını ve bölünmesini daha da vurguladı.
İhvan'ın medyadaki düşüşü aynı zamanda örgütün sefalet ve karmaşıklık içindeki trajedisini gözler önüne serdi.
İhvan medya kuruluşlarını kaybetti; bir kısmı kapatıldı, bazı programlar durduruldu. Yıllardır İhvan'ın medyasının direği olan yayıncılar dışlandı ve medya politikası bir bütün olarak değişti.
Ancak terör örgütünün çöküşünün en acı tarafı, bazı medya kuruluşlarının örgütün fikir ve uygulamalarını gözden geçirmesiydi; bu durum örgütün söyleminin inandırıcılığını yok etti ve üyeleri üzerindeki etkisini bile azalttı.
2013'ün sonlarından bu yana ve Mısır'da İhvan'ın yönetimine karşı yapılan halk devriminin ardından İhvan, projesini ifade eden kanallar, medya platformları ve düzinelerce haber sitesini içeren bir medya sistemi başlattı.
Sistem Türkiye ve İngiltere'de başladı; sonraki süreçte, var olmasına izin veren birçok ülkede çalıştı. Yüksek maaşlarla bazı Mısırlı medyacılar ve sanatçıların yanı sıra binlerce İhvan genci de sistemde çalıştı.
İhvan'ın en önemli kanallarından biri, 25 Nisan 2014'te yayın hayatına başlayan "Al-Sharq" kanalı oldu. İlk Yönetim Kurulu Başkanı İhvan'ın lideri Bassem Khafaji'ydi. Ağustos 2015'te mülkiyeti Ayman Nour'a devredildi.
Kanal, bazı çalışanlarının maaş talepleri nedeniyle 16 Ocak 2018'de yayınını durdurmuştu. Ancak aynı ayın 25'inde tekrar yayına döndü ve en meşhur programı firari Moataz Matar'ın sunduğu "Moataz'la" idi. Program durduruldu ve Türkiye'den Londra'ya sınır dışı edildi, ardından İngiltere'deki oturma izni geri çekilerek İrlanda'ya taşındı.
6 Haziran 2014'te yayına giren Makamelin kanalı ise Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah El-Sisi'ye ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını yayınlamasıyla ün kazandı.
Kanal, Türk yetkililerin 2022 yılında kendi topraklarından yayını durduruncaya kadar Türkiye'den yayın yapmaya başladı. Ama yine de farklı ülkelerdeki birçok yayın ofisinden yayına devam etti. Kanalın en ünlü yayıncısı ise Muhammed Nasır.
Şubat 2016'da yayına başlayan Vatan kanalı ise Mahmud Hüseyin'in örgütten ayrılmasından sonra ona bağlı olan İstanbul Cephesi'nin anlatımını yapana kadar örgütün eğilimlerini en çok dile getiren kanal oldu.
Şubat 2016’da yayına başlayan “Vatan” kanalı ise örgütün yönelimlerini en iyi ifade eden kanal oldu. Mahmud Hüseyin'in örgütten ayrılmasının ardından İstanbul Cephesi için bir anlatım kanalı haline geldi. En ünlü programlarından biri gazeteci Nour El-Din Abdel Hafez'in "Hikayenin Aslı" programıydı.
Bu medya sistemine milyarlarca dolar olduğu tahmin edilen devasa fonlar verildi. Ayrıca medya sisteminin, başta örgüte koruma ve sponsorluk sağlayan ülkeler olmak üzere çeşitli hükümetlerle olan fonlar ve iletişim ağları da dahil olmak üzere, uluslararası örgütün tüm yeteneklerinden yararlanılmasına izin verildi.
Bu kanallar, devlet kurumlarına ve ulusal kurumlara saldırmanın yanı sıra ulusal projeleri çarpıtmayı amaçlayan kışkırtıcı söylemler sundu. Ayrıca geri dönüş hazırlıkları sırasında İhvan’ın popülaritesini yeniden sağlamak amacıyla bir kafa karışıklığı ve belirsizlik durumu yaratmak için söylentiler ve yalan haberler kullanıldı.
İHVAN MEDYASININ YENİLGİSİ
Geçtiğimiz on yıl boyunca, İhvan medyası ulusal duyarlılığın yayılmasını durdurmayı, Mısır vatandaşlarının milliyetçi projelerini çarpıtmayı ve kaosu kışkırtmak için kitleleri harekete geçirmeyi başaramadı.
Ardından Türk yetkilileri, Moataz Matar, Haitham Abu Khalil, Hossam Al-Ghamri ve Muhammad Nasser gibi İhvan’a bağlı medyacıların siyasi programlarını ve "Makamleen" kanalının yayınını durdurma kararı aldı. Bu adım İhvan medya sisteminin yenilgisini daha da artırdı.
Son şok, örgütün en önemli gazetecilerinden biri olan Hossam Al-Ghamri'nin entelektüel ve örgütsel incelemelerini yayınlaması, böylece grubun birçok sırrını ortaya çıkarmasıydı.
YOLSUZLUK VE KIŞKIRTMA
Mısırlı yazar ve araştırmacı Tarık Al-Bashbishi, İhvan başarısızlığı ve örgüt medyasının çöküşüyle ilgili olarak, içeriğin ve medya kadrolarının zayıflığı nedeniyle İhvan’ın medya sisteminin sefil bir şekilde başarısızlığa uğradığını söyledi.
Al-Bashbishi'ye göre başarısızlık, son dönemde İhvan’ın saflarında yaşanan iç çatışmalar ve bölünmeler ile İhvan’ın medya sistemindeki mali yolsuzluğun yayılmasından da kaynaklanıyor.
Al-Ain News'e verdiği röportajda Al-Bashbishi, "İhvan'ın elektronik komitelerinin yayılmasına, birçok zihne ve eve nüfuz etmesine rağmen, güçlü bir medya sistemi kurmayı başaramadılar" dedi.
Al-Bashbishi, İhvan’ın medya mesajının, Mısır devletine karşı kışkırtmaya ve kaos yaratmaya; devlet kurumlarını devirmek amacıyla yanlış bilgilere ve yalana dayalı bir konuşma yayınlamaya dayandığını açıkladı.
İHVAN’IN MEDYASININ GELECEĞİ YOK
El Başbişi ayrıca, İhvan’ın medyasının geleceğinin ve vizyonunun olmadığını vurgulayarak söylentilere, yalanlara ve mantıksal yanılgılara dayandığını belirtti.
Bu nedenle bu kanalları yalnızca ileri yaş grubu mensupları izleyebiliyor. Çünkü onlara gerçeklikten uzaklaşmalarına neden olan ve imkânsız beklentiler oluşturan bir medya sunuyor. İhvan’ın gençlerine gelince, onlar artık kanalları takip bile etmiyor.
İslami hareketlerde yazar ve araştırmacı olan Amr Abdel Moneim ise İhvan’ın medya sisteminin başarısızlığının çeşitli nedenlerden kaynaklandığını söyledi.
Bunların arasında profesyonelliğin yokluğu, inanılırlığın yokluğu, örgütsel anlaşmazlıkların varlığı ve batı gündemleri lehine kaba istihdam, sistemin içinden medya politikasını reddeden seslerin yükselmesi gibi nedenler öne çıkıyor.
Abdel Moneim, Al-Ain News'e yaptığı açıklamalarda, “İhvan'ın medya alanındaki başarısızlığı bekleniyordu. Medyayla bağlantısı olan her takipçi, İhvan’ın kanallarında sunulanların medyayla hiçbir ilgisinin olmadığının farkındadır. Profesyonellikten yoksun olmasının yanı sıra devam etmesi imkânsız" ifadelerini kullandı.
Bir medya kuruluşunun, Mısır devletine sürekli saldırı anlamına gelen tek bir mesajı tekrarlayarak 10 yıl boyunca varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
PROFESYONELLİKTEN YOKSUN OLMASI
Abdel Moneim, “Kardeşlerin kanalları sahte haberler yayınlıyor, haberleri abartıyor, doğruluk ve objektiflikten yoksun duygusal söylemlere dayanıyor " diye ekledi.
Başlangıçta yüksek izlenme oranlarına ulaşabilir ama bunun ötesine geçemez" diye konuştu.
Kanallara Türkiye Medya Eylem Tüzüğü'ne uyma talimatı verildiğinde bile medya kadrolarında mesleki bir iflas durumunun ortaya çıktığını anlattı.